Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Meclis Başkanlığı Krizi‘nde seçtirilmiş Başbakan Ünal Üstel’ün “istifa” ya da “güvenoyu” seçenekleri olduğunu, ana muhalefetin ise “güvensizlik önergesi” ve “Başsavcılık görüşü” seçenekleri olduğunu belirterek, herkesin “samimiyet testine” tabi tutulacağı bir süreç yaşanacağını söyledi
Özersay: Başbakan ve hükümeti Meclis’te kendisine güven olduğu sürece görevde kalabilir
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özersay, Anayasa’nın hem hukuken hem de siyaset ahlakı açısından yapılması gerekeni herkes için tarif ettiğini belirtti ve bunu madde madde şöyle sıraladı;
1) Parlamenter sistemlerde Başbakan ve hükümeti Meclis’te kendisine güven olduğu sürece görevde kalabilir. Eğer örneğin Başbakanın itibarı zedelenmiş, Meclis’teki çoğunluğunu kaybetmiş olduğu çeşitli şekillerde görünür olduysa Anayasa bu durumda yapılması gerekeni tarif eder: Bu hallerde Başbakan Bakanlar Kurulu’nda görüştükten sonra Meclis’ten güven isteyebilir.
“Ünal bey bir Meclis Başkanı bile seçtiremez duruma düştü mü? Evet”
Anayasa bu konuyu özel olarak düzenlemiştir. Şimdi Ünal bey bir Meclis Başkanı bile seçtiremez duruma düştü mü? Evet. Üstelik de defalarca denemesine, farklı adaylarla bir daha denemesine ve hatta erken seçim kartını göstermesine rağmen bu duruma düştü.
“Ya istifa ya da Meclis’ten güvenoyu istemelidir”
O zaman hem siyaset ahlakı açısından hem de hukuken yapması gereken şey ya istifa etmek ya da “hayır Meclis’te bana güven vardır” diyorsa Anayasa’da tarif edildiği şekilde (Mad. 109/4) başvuru yapıp Meclis’ten güven istemelidir!
Tabi dediğim gibi bu siyasi ahlakla ilgili bir şeydir, bu duruma düşmüş Meclis Başkanı seçtirememiş bir kişi ya istifa etmeli ya da bu güven tazeleme ya da güven olduğunu gösterme yükümlülüğü altındadır.
“Meclis içi muhalefet için ise güvensizlik önergesi seçeneği oradadır”
2) Anayasamız “hükümet bitmiştir” diyen (ki bizim de görüşümüz budur) meclis içi muhalefete de bir enstrüman sunmaktadır: Güvensizlik Önergesi.
Buna göre Başbakana artık Meclis’te güven olmadığını iddia eden muhalefet 9 milletvekilinin imzasıyla Başbakana karşı Güvensizlik Önergesi verebilir (Mad. 109/3). Üye tamsayısının salt çoğunluğu ile bu önerge kabul edilirse (yani 26 vekil bu önergeyi desteklerse) Anayasaya göre Başbakan istifasını Cumhurbaşkanına vermek zorundadır.
Kuşkusuz burada Meclis Başkanlık seçiminden farklı olarak güvensizlik önergesi oylamasının kapalı değil açık oy şeklinde olduğu göz ardı edilemez.
Yani Ünal beye Meclis Başkanı seçtirtmeyen ve itibarını yerle bir eden milletvekilleri Ünal beyin istifasını isterler mi? Evet bu bir soru işaretidir ancak eğer Meclis içi muhalefetin iddiası “bu hükümetin artık Meclis çoğunluğu yoktur” yönündeyse Güvensizlik Önergesi seçeneği oradadır!
“Ziya bey Meclis başkanı sıfatı ile oturum başkanlığı yaparsa CTP katılacak mı?”
3) Öte yandan Meclis’te güven yahut güvensizlik önergesinden de önce Meclis Başkanı’nın kim olduğu halen tartışmalıdır. Madem ki meclis içi muhalefet bahse konu üç oyun geçerli olmadığı görüşündedir (ki biz de aynı görüşteyiz) o zaman Ziya beyin Meclis başkanı sıfatı ile oturum başkanlığı yapacağı Meclis toplantısına CTP katılacak mıdır?
Belli ki CTP Meclis Başkan yardımcısı adayı göstermeyerek Meclis Başkanlık Divanı oluşumunun tamamlanmasını engellemeye çalışmaktadır. Ancak hem sayın Tatar hem de Ünal bey Meclis Başkanı seçilmiştir, Ziya bey başkandır demeye başladıklarına göre her şeye rağmen UBP-DP-YDP gayrimeşru hükümeti Ziya bey başkanlığında Meclis oturumu yapmaya kalkarsa CTP ne yapacaktır?
“CTP ziya beye Meclis Başkanı muamelesi yapacak mı?”
Şaibeli ve geçersiz saydığı seçim sonucunda oraya oturan Ziya bey başkanlığındaki oturuma katılıp, “sayın Başkan” diyerek Meclis içinde aynen devam mı edecektir? Yoksa aynen bu gayrimeşru hükümet kurulduğunda yaptığını mı yapacaktır?
Yani gayrimeşru diye tanımlamasına rağmen başlangıçta hükümet yerine “bu yapı” dedikten sonra zaman içinde fiiliyatta normal bir hükümet muhalefet ilişkisi kurduğu gibi Ziya beye de başlangıçta Başkan demeyerek zaman içinde Meclis Başkanı muamelesi yapacak mıdır?
“CTP Başsavcılıktan görüş alınmasını neden talep etmiyor?”
4) Ve tabi bir diğer önemli soru da halen orada cevapsız şekilde durmaktadır. Zorlu beyin seçiminde iç tüzüğün yorumuyla ilgili tartışmalar ortaya çıkınca hemen aceleyle Başsavcılıktan görüş alınmışken Ziya beyin seçimiyle ilgili olarak iç tüzüğün yorumunu da içeren bu geçersiz oy tartışması hakkında neden Başsavcılık görüşü sorulmadı?
Meclis içi muhalefet de bunu talep etmek yerine “Ünal bey hukukçulara danışacakmış” denilip bırakıldı, Ünal beye zaman ve alan tanındı. CTP Başsavcılıktan görüş alınmasını neden talep etmiyor ya da bu konuyu kamuoyunda neden gündeme taşımadı? Mesela gelecek Pazartesiye kadar sayın Tatar yurt dışına çıkarsa ve Meclis Başkanlığına Fazilet hanım vekalet edecekse Meclis adına Fazilet hanım Başsavcılık görüşü ister mi?
“Herkesin samimiyet testine tabi tutulacağı bir süreç yaşayacağız”
5) Meclis Başkanlığı seçiminde bilerek ve isteyerek geçersiz oy veren, Ünal beye Meclis Başkanını seçtirtmeyerek itibarını ve otoritesini yerle bir eden milletvekilleri için de çok ciddi bir samimiyet testi söz konusudur aslında.
Bu nedenle eğer çifte mühür olmasına rağmen, Ziya beyi seçtirmemek için oy kullananların oyları geçerli sayılıp Meclis normal şekilde devam edecekse bu muhalif milletvekillerinin samimiyetini bir güvensizlik önergesi ile test etmek gerekir.
Önümüzdeki iki hafta Meclis çatısı altındaki herkesin samimiyet testine tabi tutulacağı bir süreç yaşayacağız.