CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, UBP-DP-YDP Koalisyon Hükümeti programının son derece ciddiyetsiz şekilde hazırlandığını dil kullanımının bile bir dizi kafa karışıklığına sebep olduğunu savundu
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda hükümet programı değerlendirilmeye devam ediyor.
Genel Kurul’da söz alan Fazilet Özdenefe, hükümetin kurulma sürecinin programda yer almasını eleştirerek, bakanlıkların altının da hiç seçim olmayacakmış gibi yada zaten bir şey yapılmayacakmış gibi doldurulduğunu ileri sürdü.
Özdenefe, seçim ve halk oylaması yasasında yapılacak değişikliğin programda daha açık ve detaylı şekilde yer alması gerektiğini söyleyerek yapılması gerekenlere örnekler verdi.
Bu konunun önceden de birçok kez tartışıldığını hatırlatan Özdenefe, hükümet kurulma aşamasında yaşananların bu yasanın arzulanan hale değiştirileceğine inancını zedelediğini belirtti.
Özdenefe, yasada değişikliğe gidilemese de neler yapılabileceğini sıralayarak bu konu için bütçe de ayrılmadığını söyleyerek bunu eleştirdi.
Gazimağusa, İskele, Yeni Boğaziçi İmar Planı’nın herkesin görüşleri alınarak hazırlandığını ve “dondurucuda” bırakıldığını belirterek, Başbakan Saner’in de dahil olduğu süreci hatırlattı ve “Yeni bir planı yeniden mi görüşmeye açmayı planlıyorsunuz yoksa aynını yeniden değerlendirip geçirmemeyi mi planlıyorsunuz? “diye sordu.
Maraş’ın hükümet programında bu konunun altında yer almasının imar planının bu konuyla alakalı ele alınacağını düşündürdüğünü belirten Özdenefe, “Temmuz ayında Saner’in UBP’nin hiçbir emirnamenin altında imzası olmadığını söylediğini” ifade ederek, “Bu doğru değil ama doğru olsa da övünülecek bir şey değil” dedi.
“O zaman niye hükümet programına alındı?”
Planı bu haliyle UBP’nin kabul etmeyeceğini de birçok kez söylediklerini yineleyerek, “O zaman niye hükümet programına alındı?” diyen Özdenefe, “UBP geçmişte bir gecede emirnameleri delik deşik ederek Girne’yi bugünkü haline getirdi” dedi.
Özdenefe, bu planın hükümetin en büyük sınavı olduğunu ve imar planlarına güvensizliğin dönüşü olmayacağını kaydetti.
AMATEM binasının temelinin atıldığını, ancak test için alınan cihazların kullanılmadığını savunan Özdenefe, ihtiyaç olmasına rağmen devletin sahip çıkmayıp atıl durumda bıraktığı binaların görsellerine yer verdi.
Hükümet programında eğitim bacağında temel unsurlara yer verilmediğini savunarak Bakan Amcaoğlu’nun konuya vakıf olamamasının normal karşılanabileceğini söyleyen Özdenefe, eğitim konusunda Covid-19 etkilerinin hiç yer almadığına işaret ederek bir yıldır öğrencinin yaşadığı kayıplara örnekler verdi.
Özdenefe, eğitim konusunda programda yer alan birkaç cümleyi okuyarak, “Bu cümlelerle söylenmek istenen nedir? Biri bize anlatsın” dedi.
Özel gereksinimli bireyler için hazırlanan yasa tasarısının uyumlaştırılması için ilgili bakanlığa yollanmasına rağmen temmuz ayından beridir konuyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığını belirten Özdenefe, “pandemi döneminde hiçbir planlama yapılmayan eğitim sisteminde” TC’den yüksek paralar ödenerek alınan KKTC EBA programının atıl şekilde bırakıldığını savundu.
Özdenefe, programın yüksek öğrenimle ilgili kısmında bahar döneminde yüz yüze eğitime geçileceğiyle ilgili maddeler olduğunu belirterek, tüm eğitim kurumlarını aynı kefeye koyarak kayıt yapan herkesin ülkeye davet edilmesinden vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.
Turizmle ilgili yazılan ifadelerin ne demek olduğuyla ilgili bir bilgi edinemediğini ifade eden Özdenefe, yatırım amaçlı imzalanan sözleşmelerin de yeniden elden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Özdenefe, turizmle ilgili programda yer alan anlamadığı cümleleri okudu.
Turizm sektöründe herkes zor durumdayken programda otomasyon sistemine geçme hedefinin yer almasını eleştiren Özdenefe, turizmde teşviklerle ilgili maddeleri okuyarak “Önce geçmiş teşvik borçlarını ödeyin sonra yeni teşvikleri gündeme getirin” dedi.
“Önce işini kaybeden 15 bin civarında kişinin istihdamlarını çözün” diyen Özdenefe, protokolün bu bölümünde de yazılanların kafa karıştırır nitelikte olduğunu dile getirdi.
“Hükümette kadının adı yok” diyen Özdenefe, hükümet programında da kadınlara yer verilmediğini, olmayan şeylerin daha etkin hale getirileceği hayaliyle vatandaşların kandırıldığını savundu. Özdenefe, programda, “kadınlarımız” diye kurulan cümlelerin hükümetin kadınlara bakış açısını gözler önüne serdiğini söyledi.