Evrensel Çocuk Hakları Derneği, bebeği ölen aile ve bebekleri tedavi gören diğer ailelerle, birçok siyasi parti ve örgütün de katılımıyla Sağlık Bakanlığı önünde eylem yaptı, Bakanlık polis eliyle eyleme katılımı düşürmek için Bakanlık önüne çıkan yolları kapattı!
“Sağlık çalışanlarının grevi ertelendi, ikazları görmezden gelindi!”
Bir bebeğin ölümü 6 bebeğin de entübe edilmesine neden olan Yenidoğan Ünitesi‘ndeki “alkollü mama skandalı” mağdurları, Bakanlık önünde eylem yaptı.
Dernek burada yaptığı açıklamada, kamu sağlık çalışanlarının; yetersiz personel ve sürdürülebilir olmayan çalışma saatleri, Bakanlık nezdindeki özelleştirme girişimleri, ilaç eksikliği, sağlık standartlarının uygulanmaması veya yanlış uygulanmaması gibi şeylerle mücadele ettiği belirtildi.
Açıklamada, “Kamu sağlık çalışanlarının ikaz çığlıkları hükümet tarafından dikkate alınmamış hatta 20 Eylül’de yapılmak istenen greve karşılık, Bakanlar Kurulu 60 gün süreyle grev erteleme kararı almıştır” denildi.
Açıklama şöyle devam etti;
“Yani hükümet kamu sağlık çalışanlarının ikazlarını dinlemek ve çarpık düzeni düzeltmek yerine seslerinin duyurulmasını engellemeye çalışmıştır.
Skandal ihmaller silsilesinin ortaya çıkmasıyla, çalışanlar Bakanlığı bilgilendirmiş, aileleri de bilgilendirmek istemiş ancak bu Bakanlık tarafından uygun görülmemiştir.
Bu ne siyaseten ne vicdanen ne ahlaken ne de hukuk devleti prensipleri açısından kabul edilebilir değildir. Sadece bu bile suçun ta kendisidir.
“Acılı aileleri provokatör ilan ettiler”
Mihrimah bebeğin yaşam hakkı, ailelerin bilgi edinme hakkı ve diğer 6 bebeğin sağlık hakkı ihlal edilmiştir.
Bu hükümet tasarruf politikalarını, çocukların eğitim hakkı konusunda kullandığı gibi sağlık hakkında da kullanmıştır.
Ne eğitimde ne sağlıkta tasarruf olmaz.
Bunlar yetmezmiş gibi Bakanlık yetkilileri acılı ailelerin istifa çağrılarına karşı bu kişileri provokatör ilan edecek kadar fütursuzca davranmıştır.
Artık istifa yetmez, zaman hesap verme zamanıdır.
Tüm suçluların yargı önünde hesap vermesi gerekiyor. Esas hesap vermesi gerekenler Sağlık Bakanlığı binasında koltuklarında oturuyor!
Konunun takipçisi olacağız!
“Bebekler ölüyor susuyorsunuz, yolları kapatıyorsunuz”
Bu sırada eylemciler, eyleme gelmek isteyen onlarca kişinin olduğunu ancak Bakanlık önüne çıkan yolların polis aracılığıyla kapatıldığını söyledi.
Eylemciler, “Arkadaşlarımız gelene kadar burada olacağız, eyleme katılımı düşük göstermek ve engellemek için yolları kapattılar. Buradayız, bebekler ölüyor susuyorsunuz, yolları kapatıyorsunuz. Kamu yolları hangi gerekçe ile kapatıyorsunuz?” diyerek duruma isyan etti!
Amcaoğlu: Bizim de çocuklarımız var, hükümet çok hassas
Bu sırada oradan geçmekte olan Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu da eylemcilerle kısa süreli konuştu.
Eylemciler hükümetin Sağlık Bakanı’nı ve sorumluları görevden almayı düşünüp düşünmediğini ve Mihrimah bebeğe müdahale eden doktorla ilgili bir tahkikat yürütülüp yürütülmediğini sordu, Amcaoğlu da kendisinin de baba olduğunu ve hükümetin konuya çok hassas yaklaştığını savundu.
Acılı anne: Ben daha çocuğumun kokusunu bilmiyorum
20 günlükken cinayet gibi bir ihmal nedeniyle hayatını kaybeden Mihrimah bebeğin acılı annesi Güneş Toymuradov ise eylemde yaptığı konuşmada, herkesin yüreğini yaktı.
Anne şöyle konuştu;
“Bugün hemşireler teminata bağlandı, hiçbirini suçlamıyoruz, hangisi suçluysa o çeksin cezasını. Ben bir anneyim, ben daha çocuğumun kokusunu bilmiyorum, kıyafetleri evde duruyor. Mezarına sardım o kıyafetleri.
Babası morga girip ona dokundu ama ben dokunamadım bile, dayanamadım. Benim yüreğim böyle yanarken kimse arayıp sormadı. Bu saatten sonra kimsenin gelmesini de beklemiyorum.
Adalete güveniyorum. Benim yüreğim yandı. Çocuğumun o halini ben unutamıyorum. Herkesten şikayetçi olduk.
“Çocuğumun videoları var, bir gün önce iyiydi”
Bir gün önce gittiğimiz çocuğumuz iyiydi. Ne makinaya bağlıydı ne ilaç kullanıyordu ne serum bağlanmıştı, Pazartesi taburcu olmasını bekliyorduk. Videoları var, hiçbir şeyi yoktu.
Nasıl olur da ertesi gün ‘zaten ciğerleri gelişmemişti’ dersin. Sen nasıl bir doktorsun?
Alkol olayını biliyorlarmış ve bize söylemediler. Pazar günü bir uyandık ‘alkollü mama skandalı’nı gördük.
“Doktorlar nerede?”
Demek ki hepsi iş birliği yaptı ve suçu örtmek istedi. Bu bir cinayettir. İki doktor da ortada yok. Ne başsağlığı dilediler ne Mahkemeye çıkarıldılar.
“Çocuğum cuma günü fenalaşmış, biz cumartesi bile anne sütü götürdük, bizden gizlediler”
25 Ekim’de biz hiçbir leyden haberimiz yokken ‘anne sütü getirelim mi?’ diye sorduk hemşireye, bize ‘yarına kadar var’ dediler. Ertesi gün yani cumartesi günü eşim anne sütü götürdü ve yine söylemediler.
Anne sütü olan çocuğa neden mama verdiler?
Çocuğum cuma gecesi fenalaşmış. Belki çocuğum ölmeseydi cuma günü fenalaştığını bile bilmeyecektik. Ben anneyim sen bana nasıl söylemezsin nasıl?”
Özgür Gazete/Pınar Barut