Sol Hareket üyesi Viyan Karabulut, “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” nedeniyle yayımladığı mesajında, “Öncelikle evimizin içinden başlayarak bir mücadeleyi örgütlemeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı
Karabulut: 25 Kasım’ın da tıpkı 8 Mart gibi acının ve trajedinin tarihidir
Yazılı açıklama yapan Karabulut, tüm dünyada kadınların her 25 Kasım’da “Mirabel Kardeşleri” anmak ve hak taleplerini dile getirmek için sokaklara çıktığına işaret ederek, 25 Kasım’ın da tıpkı 8 Mart gibi acının ve trajedinin tarihi olduğunu belirtti.
Karabulut, “Acıyacağımız değil öfke duymamız gereken bir tarihtir. Hele ki tarih, kendini dünyanın her yerinde tekrar ediyorsa” dedi.
“Kadınlar patriyarkal düzen tarafından işsiz bırakılıyor”
Karabulut şöyle devam etti;
“Patria, Minerva, Maria Mirabel kardeşlerin Dominik Cumhuriyeti’nde, Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadelelerinde diktatörlük askerleri tarafından tecavüz edilip katledildikleri tarih olan 25 Kasım, ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ olarak her yıl anılıyor.
Mirabel Kardeşler’in yaşadıklarına benzer şekilde, dünyanın dört bir yanında kadınlar patriyarkal düzen tarafından işsiz bırakılıyor, yaşam hakları ihlal ediliyor, öldürülüyor.
Bu anlamda eril şiddete, güvencesiz çalıştırılmaya, cinsel yönelimi nedeniyle yok sayılmaya, sömürülmeye karşı çıkmak ve örgütlü mücadeleyi büyütmek için mücadelenin önemini bir kez daha vurgulamak gerekiyor.
“Öncelikle evimizin içinden başlayarak bir mücadeleyi örgütlemeye ihtiyacımız var”
Dünyada kadın cinayetlerinin yarısından fazlasının faili aynı evin içerisinde yaşadıkları erkek bireyler. Kadınlar en güvende olmaları gereken yerde, kendi evlerinde, kendi yurtlarında pek de güvende sayılmıyorlar. Dolayısıyla öncelikle evimizin içinden başlayarak bir mücadeleyi örgütlemeye ihtiyacımız var.
Yaşadığımız coğrafyada mülteciler, LGBTI bireyler, güvencesiz çalıştırılan işçi kadınlar, ev içi emeği görmezden gelinen tüm kadınlar; beyaz, heteroseksüel, sermaye odaklı kapitalist patriyarkal sisteme karşı mücadele vermelidir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği mekanizmaları işler hale getirilmeli, kadınları daha da köleleştiren gece kulüpleri kapatılmalı; evde, işte, okulda, mecliste ve yolda her nerede olursa olsun kadının güvenliğini sağlayacak önlemler alınmalıdır”