Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi‘nin (CMIRS) her 3 ayda bir düzenli olarak gerçekleştirdiği çalışmanın devamı niteliğinde olan “Kıbrıslıtürklerin siyasi güven, sosyal güven, bireysel özgüven ve mutluluk algısını ölçen ve bu oranların zaman içerisinde birbiriyle ilişkisi yanında; gelişmelerden ne şekilde etkilendiğini de gözlemleyen” çalışmanın ikinci bölümü yayımlandı
Yücel: Ekonomi toplumun ruh halini ciddi şekilde etkiliyor
CMIRS Direktörü Mine Yücel, Aralık 2024 döneminde 500 kişi ile yüz yüze görüşerek yapılan anketin ikinci bölümüyle ilgili şunları söyledi;
“Araştırmanın ilk bölümünde yayınladığımız sonuçlar toplumun en önemli sorununun ekonomi olduğunu, toplumunsa mutsuz, çaresiz ve endişeli bir toplum olduğunu göstermekte idi.
Bu bölümde ekonomik kaygıları inceledik ve benzer sonuçlarla karşılaştık.
Unutmamak gerekir ki; bireysel ekonomik kaygıların kişilerde tükenmişliğe yol açtığına dair birçok çalışma mevcut olup bunu toplumlar için genellemek de mümkündür.
Bu da aslında siyasetin etkisi yanında ve hatta ondan daha önemli olarak ekonominin toplumun ruh halini ciddi şekilde etkilemekte olduğunu ortaya koymaktadır.
“Ekonomik kaygılar yüksek, adaletsizlik duygusu yaygın”
Ülkede ekonominin gidişatıyla ilgili beklentiler oldukça kötümserdir. Şöyle ki, kendi ekonomik durumunun 2 sene içerisinde daha iyi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 14.98 iken ülkenin ekonomik durumunun 2 sene içerisinde daha iyi olacağını düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 11.23’dür. Ankete katılan her 10 kişiden yaklaşık 7si ise ciddi ekonomik kaygılar taşımaktadır.
‘Gelir dağılımında adalet‘ başlığı yine ilk bölümde yayınlamış olduğumuz ‘Demokrasi Ve İyi Yönetim Barometresi‘ içerisinde en düşük puan alan 3. başlık olmuştur.
Ekonomik kaygıların yüksek olduğu, adaletsizlik duygusunun ise çok yaygın olduğu bu ortamda siyasetin yandaşlara ekonomik çıkar sağlamak üzerine kurulmuş olması da tesadüf değildir.
Bundan dolayıdır ki artık yeni bir siyasetin tasarlanmasının zamanı gelmiştir. Siyasetin sosyal refah ve adalet kavramları üzerine yeniden tasarlanması, bunu yaparken de ülkede kurumların güçlendirilip yolsuzluk ve rüşvetten arındırılması gerekmektedir.
Son Ekonomi Nobel Ödülü‘nü alan Daron Acemoğlu’nun tezi ülkelerde ekonomik kalkınmanın kurumların gücüne bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemizde ne yazık ki birçok kurumun içi boşaltılmış, partizanca istihdamlarla etkinlikleri azaltılmıştır.
Siyasetin yandaşlara ekonomik çıkar sağlamak yerine toplumsal çıkarlar için yapılmasının zamanı gelmiştir.
Ülkede Ekonomik Durum
Yüzde 58.91, 2 sene içerisinde kendi mali durumunun daha kötü olacağını düşünüyor! Ekonomik kötümserlik artışta!
Ankete katılanların yüzde 58.91’i 2 sene içerisinde kendi ekonomik durumunun daha kötü olacağını, yüzde 26.11’i ise ayni kalacağını belirtmektedir.
Sadece yüzde 14.98 oranında bir kesim kendi ekonomik durumunun gelecekte daha iyi olacağını düşünmektedir. Eylül 2024 döneminde kötümserlerin oranı yüzde 52.6 idi.
Yüzde 68.34, 2 sene içerisinde ülkenin ekonomik durumunun daha kötü olacağını düşünüyor!
Ankete katılanların yüzde 68.24’ü ülke ekonomisinin 2 sene içerisinde daha kötü olacağı, yüzde 20.44’ü ise aynı kalacağı beklentisini dile getirmiştir.
Ülke ekonomisinin 2 sene içerisinde daha iyi olacağını düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 11.23’dür. Geçtiğimiz dönemde kötümser olanların oranı yüzde 61.32 idi.
Ekonomik Kaygılar
Ankete katılanların yüzde 63.93’ü mutfak giderlerini karşılayamamak konusunda kaygılıdır.
Ankete katılanların yüzde 72.75’i hayat standardını koruyamamak konusunda kaygılıdır.
Ankete katılanların yüzde 63.92’si taksitlerini ödeyememek konusunda kaygılıdır.
Ankete katılanların yüzde 71.35’i sağlık harcamalarını karşılayamamak konusunda kaygılıdır.