InstagramKıbrısManşetSiyaset

Sol Gençlik: Siyasi örgütlerin yürüyüşü engellenmedi ama öğrencilerinki engellendi






Sol Hareket Gençlik Komitesi, Türkiye‘de yaşanan sivil darbeye karşı, Kıbrıs‘ın kuzeyinde yapılan bazı eylemlere izin verilip bazılarının engellenmesine işaret etti, yürürlükteki mevzuatın yetersizliğine dikkat çekti

Sol Hareket: Siyasi örgütlerin yürüyüşü engellenmedi ama öğrencilerinki engellendi

Yazılı açıklama yapan örgüt, yabancı uyruklular tarafından yapılan eylemleri ve bilhassa dün de dahil olmak üzere son haftalarda yaşanılan polis önlemlerini etraflıca değerlendirmek istediklerini belirtti.

Açıklamada, “Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan bireylerin daha önce insan haklarına aykırı biçimde toplu olarak defalarca baskılanması yol açan eylem düzenlemelerinin son haftalarda farklı kesimlere eşit olmayan şekillerde uygulandığını gözlemlemekteyiz” denildi.

Açıklama şöyle devam etti;

“Yabancı siyasi örgütlerden CHP’nin yürüyüşü herhangi bir kısıtlama ve zorluğa maruz kalmazken, DAÜ ve LAÜ gibi üniversitelerde son zamanlarda yaşanan adli uygulamalar idarenin eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiği konusunda hepimizi tedirgin etmektedir.

“Bu durum yürürlükteki mevzuatın geri kaldığını yansıtmaktadır”

Yürürlükteki Anayasanın 32. maddesi vatandaşların önceden izin almaksızın barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını düzenler. Yabancılar ise Fasıl 32 altında bu haklarını kullanmadan önce Kaymakamlıktan izin almak durumunda kalmaktadırlar.

Bu iki farklı uygulama, insan haklarının sadece ekonomik kısmı ile ilgili değil aynı zamanda sosyal ve politik haklar ile ilgili olan kısımlarında da yürürlükteki mevzuatın geri kaldığını yansıtmaktadır.

Basın ve ifade özgürlüklerinin muhalifler tarafından desteklenen yasalar da dahil olmak üzere sürekli kısıtlandığı bir dönemi daha geride bırakamamışken, toplanma ve yürüyüş haklarının idare tarafından baskılanmasını asla kabul edemeyiz.

“Asıl konu nüfus yapımızın değiştirilmesi ve yaşadığımız kültürel yozlaşmadır”

İngiliz sömürü politikaları ve Osmanlıdan kalan zorla düzen yaratma algısının artık son bulması gerekir.

Adamızdaki yabancı siyasi oluşumlar ise bu sömürü ve zorlama politikalarının devamlılığını sağlamaktadırlar. Siyasi çözümsüzlükle işgalin sürdürüldüğü bir düzen çerçevesinde uydusu haline geldiğimiz devletin siyasi partilerinin burada yürüttüğü hiçbir politika meşru kabul edilemez.

Unutmamamız gereken asıl konu nüfus yapımızın değiştirilmesi ve yaşadığımız kültürel yozlaşmadır. Yaşadıklarımızın esas kaynağı da buraya taşınan nüfusun bireyleri değil bu işgal uygulamasının ta kendisidir. Yabancı siyasi oluşumlar, hem bu uygulamanın devamını getirmekte hem de demokratik yapımızda çoğunluğu elimizden almaktadır.

“Bu topraklar faşizmin çobanlığındaki bazı koyunların otlanabildiği bir çayırlık değildir”

Demokrasi kadıkla yürütülebilecek bir yönetim biçimi olamaz. Eskide kalmış yasalar ve uygulamalar değişmedikçe sadece daha önceki yönetimlerdeki gibi sömürü bekçiliği yaparız.

Faşizmin bu sinsi hatalarına geçit vermeden demokrasi ve insan hakları için mücadelemizi daima sürdüreceğiz. Bu toprakların faşizmin çobanlığında bazı koyunların otlanabildiği bir çayırlıktan ibaret olmadığı bilinmelidir”













Başa dön tuşu