
Ankara’nın dayatması gericilik tüzüğüne karşı öğretmenler öncülüğünde eylemlilik kararı alan 100’e yakın örgüt, binlerce yurttaşla dün Meclis önünde eylem ateşini yaktı, eylemler tüzük geri çekilene kadar devam edecek
Bu ateş her gün yanacak!
Ankara’nın seçimlerine, kültürüne, içişlerine müdahalesinden yaka silken Kıbrıs Türk toplumu, son yıllarda eğitimin dizayn edilmesi çalışmalarına hız verilmesi sonrası sokaklarda, meydanlarda irade mücadelesi veriyor.
Haftalardır devam eden başörtüsü krizine neden olan dayatma Disiplin Tüzüğü’ne karşı başlatılan mücadelede, dün bir aşamaya daha geçildi. Tüzüğü geri çekmemekte ısrar eden hükümete ve bu tüzüğü dayatan Ankara karşı ses veren Kıbrıs Türk toplumu, öğretmenleri önderliğinde ve 100’e yakın örgütüyle dün eylem ateşini bir kez daha yaktı.
Eylemler, tüzük geri çekilene kadar devam edecek ve her akşam saat 18.00’da Meclis önünde eylem ateşi yanacak!
Eylem: Kendi ülkemizden bizi kovma cüretini gösteren ve bize meydan okuyanlara yuh!
Meclis önünde dün ilk konuşan Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem oldu. Eylem şunları söyledi;
“Kardeşlerim, yoldaşlarım, ülkesini seven, toplumsal varlığını, geleceğini, çocuklarını düşünen, laik eğitim ve laik toplum yapımıza sahip çıkan, meydanları dolduran ülkemin güzel insanları hoş geldiniz.
On binlerce tek yürek olup, sokakları meydanları doldururken, Anayasa’ya ve Eğitim Yasası’na, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı laik eğitim ve laik toplum yapısı talebimizi ve irademizi ortaya koyarken, bunu yok sayıp aldığı talimat doğrultusunda karar üretenlere yuh!
Çocuklarımızı kullanarak, eğitimimize, toplumsal yapımıza, irademize siyasal dayatma yapanlara yuh!
Siyasi müdahale planlayıp, organize edenlere yuh!
Tehditler, hakaretler savurup, toplumumuzu kutuplaştırmaya, bundan siyasi rant elde etmek isteyenlere yuh!
Haddini aşıp, kendi ülkemizden bizi kovma cüretini gösteren ve bize meydan okuyanlara yuh!
Tüm bunlara fırsat veren, çanak tutan basiretsizlere yuh!
Toplumumuzu yokluğa ve yoksulluğa mahkûm etmek isteyenlere yuh!
Yolsuzluk, bataklık düzenini yaratanlara yuh!
Toplumsal değerlerimizi yok sayanlara yuh!
“28 Nisan’a kadar mücadele ateşi yanacak!”
Laik, sosyal hukuk devletini koruyacağına, Atatürk ilkelerine bağlı kalacağına, halkının refah ve mutluluğu için çalışıp, Anayasa’ya bağlılıktan ayrılmayacağına, namusu ve şerefi üzerine yemin ettiğini unutup, gerici ve karanlık talimatlara boyun eğenlere yuh!
Bir kez daha hep birlikte geçit yok demek için, eylem ateşi yakarak, izin vermeyeceğimizi, boyun eğmeyeceğimizi, susmayacağımızı haykırmak için burada toplandık!
Bugünden itibaren, iki hafta süreyle Pazartesinden Cuma’ya 18.00-21.00 saatleri arasında her gün 28 Nisan’a kadar mücadele ateşi yanacak!
Halkın iradesine rağmen, eğitimde ve toplumumuzda gericilik hamlesi anlamına gelen, tüzük değişikliği geri çekilene kadar bu ateş yanacak!
Tarih boyunca, farklı dil ve dine mensup insanlara yaşamış, demokratik toplum yapımızın bozulması için, değerlerimize ve varlığımıza saldırmaktan, çocuklarımız üzerinden dini, siyasi yönlendirmelerle çatışma ortamı yaratılmaktan vazgeçilinceye kadar bu ateş yanacak!
100’e yakın örgüt desteği ve tüm halkımızla mücadelemiz artarak devam edecektir”
Maviş: Hade be barra!
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş:
“Bir araya geldik, çünkü yorulduk, hırsızlıklardan, yalancılardan yorulduk. Artık onları eve gönderme zamanıdır. Hade be barra!
Birisi gelir Eğitim Bakanı olur, kürsüye çıkar, ‘Ben Atatürkçülüğümden taviz vermem’ der. Zaten biz sahte Atatürkçülerden bahsetmiyoruz.
Diğeri gelir, ‘Kanla aldık, vermeyiz, sizi biz besledik’ diyor. Benim dedem Yunanistan’dan gemiler gelmesinler diye 3 ay limanda attı. Leymosun düşerken babam nöbetteydi, önce sancaklar kaçtı. Kimsin be sen! Kimsin de beni bu ülkeden kovacaksın?
“Kıbrıslılığından vazgeçmediğin için sen buradasın Arıklı, haddini bil haddini!”
Birisi çıkar, ‘Selasını okumam’ der. Biz kendimize imam da buluruz. Bu ülkede çok selası okunacak var, sen onların selasını oku.
Sayın Arıklı çok uğraştın sen, çok! Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı yapmaya çok uğraştı, bizi din algımız üzerinden bölmeye çok çalıştın ama yanıldın.
Özür dileyeceksin, bu toplumdan, öğretmenden, bu gençlerden özür dileceksin!
Bugün bu toplum buradaysa, bu toplum ayaktaysa, 90 bin altına satılmış bir toplum, Kıbrıslılığından vazgeçmediğin için sen buradasın Arıklı, haddini bil haddini!
Bu ateş yanacak ve bunlar gidene kadar sönmeyecek. Vardık, varız, var olacağız”
Erhürman: Bölünme bekledikleri yerden gerçekleşmedi
Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman:
“Bu sürecin başından beri bölünmeyelim, parçalanmayalım dedik. Ama nihayet böldüler, parçaladılar ama umdukları yerden değil.
Bizi doğum yeri esasına göre bölecekleriydi, inananlar inanmayanlar olarak böleceklerdi.
Bölünme oradan gerçekleşmedi.
Bu ülkeyi sevenler, çocuklarını düşünenler, gaile çekenler, çocuklarımızı birbirine kırdırmayacağız diyenler bir tarafta, her nedense bu ülkeden bu halktan nefret edenler, kin besleyenler, bize ‘Beğenmiyorsanız gidin’ diyenler öbür tarafta.
Biz hiçbirimiz hiçbir yere gitmiyoruz. Hep vardık, varız, var olacağız.
Kendilerince bir oyun kurdular, bu halkı ikiye böleceklerdi. Bilmiyorlar ki; bu ülkede nerede doğarsa doğsun, inansın inanmasın, herkes kardeşçe yaşamak niyetindedir ve herkesin gailesi çocuklarıdır.
“Onlar bölmeye çalışacaklar, biz birleştireceğiz”
Bir şey daha bilecekler, bu ülkede bir halk var. Evet bu halk Türkiye halkını kardeşi sayıyor, Türkiye halkı sevindiğinde seviniyor, üzüldüğünde üzülüyor ama kendi teamülleri, örfü, adeti ve bir tarihi var, var oluş mücadelesi var.
Bu halka kimse tarihini öğretmeye kalkamaz. Bilin ki; bu son nokta olmayacak, bu filmleri ilk defa görmedik.
Başka yerlerden de bölme parçalama çabaları sergileyecekler. Biz de şunu söyleyeceğiz. Onlar bölmeye çalışacaklar, biz birleştireceğiz. Bu ülkede kardeşliğe zarar vermelerine izin vermeyeceğiz”
Çeler: Babalarımız nenelerimiz mücahit oldu mücahide oldu, vazgeçmedik!
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler:
“Yıl 1878, 90 bin altına satılan bir toplumduk, kıyafetlerine kadar kiralandık. Ama var oluşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik. Yıl 1960 -63 ve 63’den 74’e annelerimizin çektiği eziyet kalmadı. Vazgeçtik mi? Vazgeçmedik.
Kültürümüzü, varlığımızı korumak için babalarımız nenelerimiz mücahit oldu mücahide oldu, vazgeçmedik!
9 sene önce bu memlekete Gençlik ve Spor Yurt Dışı Koordinasyon Ofisi açmak istediler, açtırtmadık.
“Beğenmeyen, alışmayan kendi çekip gidecek”
Her defasında bu toplum kültürüne, varlığına, bu ülkede varoluş mücadelesinde saygısızlık yapmayı kendilerine iman bellediler.
Bizim bu topraklardan gidecek başka yerimiz yoktur, gidecek de değiliz.
Beğenmeyen, alışmayan kendi çekip gidecek! Bizim imanımız onların imanına bin basar.
Bu Meclis’in içinde 8.5 sene ter döktüm. Neyin ne olduğunu çok iyi gördük. Bu toplumu görmezden geldiklerinde başlarına ne geleceğini hep birlikte bu ateşle göstereceğiz
Ya bu tüzük gidecek ya bunlar cehennem olup gidecekler”
Ersoy: Doğru, bugün bir şey değişmeyecek ama yarın değişecek
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy:
“Bunlar en çok takiyecilikte ustadırlar. Bize ne söyledilerse en çok tersini yaptılar.
Özgürlük dediler, dayatma ve baskı yaptılar. Biz ilk gün ne söylüyorsak aynısını söylüyoruz bugün. Geçit yok diyoruz.
Bize, ‘Bir kız çocuğu başını bağlayıp okula gitse ne değişecek?’ diyorlar. Doğru bugün bir şey değişmeyecek ama yarın değişecek. Biliyoruz.
Önce başörtüsüyle başlayacaklar aynı Türkiye’de yaptıkları gibi.
Yarınlarımıza sahip çıkmak için buradayız, o yüzden ilk günden beri geçit yok diyoruz.
‘BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocukların din ve inanç özgürlüğü var, buna göre açılım yapıyoruz’ diyorlar.
“Ankara elini yakamızdan çek!”
Evet var, ama bu, özgürce, her türlü imkândan yararlanması için var. O yüzden çocuklardan elinizi çekin.
Madem ki özgürlüğe bu kadar düşkünsünüz; zorunlu din derslerini de konuşalım efendiler.
Tek bir dinin tek mezhebinin dinsel metinlerinden oluşan değil, tüm dinleri kapsayan dinler felsefesi, dinler tarihi kapsamında seçmeli dersleri getirin, öyle konuşalım efendiler!
Bu tüzüğün karşı binadan organize dildiğini biliyoruz. Kıbrıslı Türkiyeli ayrılmadan Kıbrıslı Türk halkı olarak bir daha söylüyoruz, Ankara elini yakamızdan çek!”
Harmancı: Evet biat etmiyoruz, evet kendimize ait bir kimliğimiz var ve bunu koruyacağız
Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı:
“Bu yol kolay bir yol değil. Çünkü bizi yıllardır yeterince dindar olmamakla, yeterince biat etmemekle ve onlar gibi düşünmemekle suçladılar.
Evet düşünmüyoruz, biat etmiyoruz, evet kendimize ait bir kimliğimiz var ve bunu koruyacağız.
Hastanelerde bebeklerimizi yitirirken hesap vermeyenler, jet krizleriyle bu adada sermayenin uşaklığını yapanlar, diploma krizleriyle sahte diplomalarıyla aramızda dolaşanlar, hepsinin hesabını vereceksiniz.
“Bu topluma hesap vereceksiniz”
Bu toplum İngiliz sömürgesinde kimliğini korudu, 1960 cumhuriyetinde var oldu, esi kamplarında bile direndi.
Şimdi de özgür iradesini koruyacak ve var olacak. Hiç merak etmeyin, her şey çok güzel olacak!”
Özgür Haber Merkezi