InstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Yücel: Kadınlar, dünyaya kapalı, korumalar ve yüksek duvarların ardında tutsak köleler gibi…






Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS) Direktörü Mine Yücel, gece kulüplerinde “intihar” olarak adlandırılan kadın ölümlerine işaret etti, bunun insan ticareti olduğunu, buradaki kadınların da köleler gibi tutsak şekilde her gün onlarca kişiyle birlikte olmaya zorlandığını vurguladı

Yücel: İnsan ticareti en önemli sorunların başında geliyor

Yazılı açıklama yapan Yücel, “insan ticaretinin” ülkedeki en önemli sorunların başında geldiğini söyleyerek, yeni kölelik olarak da adlandırılabilen insan ticaretinin, ülkede ne derece önemli bir sorun olduğunu ilk kez 2006 yılında yayınlamış oldukları bir raporla belgelediklerini hatırlattı.

Yücel, “O günden bugüne 18 sene boyunca sayısız rapor, toplantı, seminer, TV programı yaptık, devletin düzenlediği çalıştaylarda konuştuk, önerilerimizi yaptık fakat ne yazık ki dün yine bir gece kulübünde çalışan bir kadının ‘intihara teşebbüs’ ettiği haberi ile karşı karşıya kaldık” dedi.

“Devlet hem fuhuş yapıldığını kabul ediyor hem de insan ticareti yapılmasına hizmet ediyor”

Yücel şöyle devam etti;

“Ülkemizde fuhuş yasal olmamasına ve gece kulüplerinde sadece konsomatris hizmetleri sağlandığı ‘iddia’ edilmesine rağmen yıllardır gece kulüplerinde cinsel hizmet verilmekte olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Öyle ki devlet kendi düzenlemiş olduğu 28 Ocak 2000 tarihli Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası ile hem gece kulüplerinde fuhuş yapıldığını kabul etmekte, hem de devlet eliyle insan ticareti yapılmasına hizmet etmektedir.

Bu yasa ile ülkeye gelen kadınların pasaportları polis tarafından ellerinden alınmakta, her hafta ‘cinsel hizmet vermediği’ iddia edilen kadınlar cinsel yolla bulaşan hastalıklar için devlet hastanesinde zorunlu kontrolden geçirilmekte, gece kulüplerine düzenlenen ‘denetimler’ nedense patronların önünde kadınlara nasıl oldukları sorularak veya önceden gece kulüplerine haber verilerek gerçekleştirilmekte, bir gece kulübünden ayrılıp ülkesine dönmek isteyen bir kadın olduğu zaman ise devletin sağladığı bir koruma hizmeti olmadığı için başka bir gece kulübünde barınması sağlanmaktadır.

Yıllardır belirtmekte olduğumuz gibi, bir kadın buraya ne iş yapacağını bilerek ve isteyerek gelse bile, buradaki uygulamalar onu bir insan ticareti mağduru haline getirmektedir.

“Kadınlar, dış dünyaya kapalı, korumaların ve yüksek duvarların ardında tutsak köleler gibi”

Gece kulüpleri, yasada açıkça yasaklanmış olmasına rağmen, kadınların yaşadığı yerleri gece kulübü ile iç içe yapıp yasayı ihlal etmekte, devlet de buna göz yummaktadır.

Kadınlar, dış dünyaya kapalı, korumaların ve yüksek duvarların ardında tutsak tutulan köleler olarak kendi vücudu üzerine kontrolu olmayan, her müşteri ile birlikte olmak zorunda olan, alkollü ve şiddet uygulayan ‘müşterilere’ gülümseyip her istediğini yapan para makinelerine dönüştürülmektedir.

Zorla çalıştırma ve şiddet çok yaygın olarak görülmektedir. Paralarının 6 aylık dönem sonunda ödenmesi, buraya borçlandırılarak getirilmeleri, gece kulüplerinde kaldıkları dönem boyunca kendilerinden ‘kira’ için veya müşteriye hayır dediği zaman ceza olarak para kesilmesi, kendi başlarına, yanlarında koruma olmadan herhangi bir yere gidememeleri de bu olayı insan ticaretine dönüştüren en belirgin özelliklerdir.

“Kataloglardan kasın seçiliyor”

Hepimiz en az bir kez önümüzden geçen ve üzerinde büyük yazılarla cep telefonu numarası yazan otobüsleri görmüşüzdür. Önünüzden geçen kadın dolu otobüste gördüğünüz, beğendiğiniz kadınları cep telefonunu arayarak ‘sipariş’ edebilir veya kataloglardan kadın seçebilirsiniz bu ülkede.

“Günde belki 10 kişiyle birlikte olmak zorunda olan kadınlar bir de sıkça ‘ölmekte’dirler!!!

‘Patron’ veya müşteriler tarafından sürekli şiddet gören, günde belki 10 kişiyle birlikte olmak zorunda olan, devlet tarafından ise tutsaklığı ve zorla çalıştırılması görmezden gelinen bu kadınlar, tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de sıkca ‘ölmekte’dirler!!!

Bu ülkeye getirdiğimiz ve kapalı kapılar altında, korumalarla ‘güvende’ tuttuğumuz bu kadınlar nasıl oluyor da birden ölüveriyor? İntihar denilip de üzeri kapatılıyor belki…

Bilemiyoruz çünkü ne gerekli denetimler veya araştırmalar yapılıyor ne de devlet tarafından ikna edici bilgi veriliyor.

“Kız çocuklarımızın başını örterek ‘korumak’ isteyen devletin, her gün tecavüz edilen, ve ‘ölüveren’ bu kadınları da korumasını beklemek hakkımızdır”

Gece kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası ile kendi eliyle insan ticaretine zemin hazırlayan bu devlet, 2020 yılında ceza yasasına eklenen bir madde ile insan ticaretini de suç olarak tanımlamıştır. O günden bu yana ise yine hiçbir şekilde mağdurların belirlenip koruma altına alınması için herhangi bir adım atılmamıştır.

Gece kulüpleri dışında insan ticareti birçok sektörde de sıkca görülmekte fakat ülke yetkilileri tarafından görmezden gelinmektedir.

Bir an önce insan ticaretinin önlenmesi yasasının geçirilip uygulanması gerekmektedir. Polis içerisinde insan ticaretini önleme birimi kurulmalı, olası kurbanlar ülkeye gelmeden ve geldikten sonra bilgilendirilerek insan ticaretinin önlenmesi için adımlar atılmalıdır.

İnsan ticareti için talebin önlenmesi de gerekmektedir. İlk olarak gece kulüplerinin kapatılması, insan ticareti mağdurlarından hizmet alanların cezalandırılması yoluna gidilmelidir.

Kız çocuklarımızın başını örterek ‘korumak’ isteyen devletin, her gün tecavüz edilen, şiddet gören, zorla tutulan, zorla çalıştırılan ve günü geldiğinde ‘ölüveren’ bu kadınları da korumasını beklemek hakkımızdır”













Başa dön tuşu