
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, sabaha karşı Meclis Genel Kurulu‘ndan geçirilen “daha fazla kumarhane” yasasıyla, toplumun çocuklarına, gençlerine ve geleceğine atılmış organize bir darbe vurulduğunu vurguladı
Maviş: Kumarhaneleri okul duvarlarına dayadılar
Yazılı açıklama yapan Maviş, sabaha karşı Meclis’te geçirilen “Şans Oyunları Yasa Değişikliği” ile UBP-DP-YDP hükümeti okulları kumarhane sınırına getirdiğini söyleyerek, bunun sadece bir yasal düzenleme olmadığını, bunun toplumun çocuklarına, gençlerine ve geleceğine atılmış organize bir darbe olduğunu vurguladı.
Maviş, “Aynı zihniyet, daha dün laik eğitime saldırı anlamına gelen başörtüsü tüzüğünü dayattı. Bugün ise kumarhaneleri okul duvarlarına dayamaktadır. Bu artık malumu ilamdır: bu üçlü çetenin ne dini hassasiyetle ne çocukların iyiliğiyle ne de kamu yararıyla zerre kadar ilgisi yoktur” dedi.
“Bu ucube düzenin devamının bekçiliğini yapıyorlar”
Maviş şöyle devam etti;
“Üstelik bu rezaletin, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının fitilini ateşlemek için Meclis’e ara verilip, ardından gece yarısı tekrar toplanılarak oylanmış olması, halkla ve demokrasiyle alay etmektir.
Adına ‘sağduyu’ dedikleri etkinlikte boy gösterenler, aslında bu ucube düzenin devamının bekçiliğini yapmaktadır.
Seçim kampanyası videosunda EOKA anıtı kullanılacak kadar akıl ve tarih dışı bir kara propagandayla toplumun hassas değerleri istismar edilmektedir.
KTÖS olarak açıkça ifade ediyoruz: UBP-DP-YDP hükümeti ve onların Cumhurbaşkanı adayı, sadece cehaletin değil; yozlaşmanın, kara paranın ve organize çıkar düzeninin siyasi karşılığıdır.
“Gençler geleceksizliğe razı olmayacak”
Bizler bu karanlığa teslim olmayacağız.
Bu topraklarda nitelikli eğitimi savunan, çocuk hakları için direnen, laikliği ve kamusal yaşamı koruyan binler var. Öğretmenler susmayacak. Veliler sessiz kalmayacak. Gençler geleceksizliğe razı olmayacak.
KTÖS, bu toplumun vicdanıdır. Bu düzeni değiştirecek olan, birlikte mücadele eden yurttaşların sesidir.
Şimdi karanlığa karşı örgütlü dayanışmanın, suskunluk yerine direnmenin ve bu zihniyeti toplumun başından söküp atmanın zamanıdır. Bizler var oldukça bu zihniyet kaybetmeye mahkumdur”