
Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında hem Lefke özelinde hem de Kıbrıs genelindeki çevre kirliliğine dikkat çekti
Lefke Çevre Derneği: Biz de Çevre Günü için “kutlu olsun” demek isterdik ama…
Yazılı mesaj yayımlayan dernek, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü “kutlu olsun” diyerek anmak istediklerini ancak ne yazık ki, bugün de tıpkı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi çevre bilinciyle değil, çevresel ihmal ve tahribatlarla karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Dernek açıklamasında, “Hafta boyunca düzenlenecek sembolik etkinlikler, atılacak sloganlar bir yana; esas soru şudur: Gençlerimize gerçekten yaşanabilir bir çevre bırakıyor muyuz? Yoksa daha bencil bir soruyla yüzleşmeliyiz: Kendimize bile temiz bir yarın bırakabiliyor muyuz?” diye sordu.
“CMC felaketi ve bitmeyen mücadele”
Açıklama şöyle devam etti;
“Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği olarak, kuruluşumuzdan bu yana çevresel sorunlara dikkat çekmeye ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Kıbrıs Maden Şirketi’nin (CMC) bölgemizde yarattığı tahribat, 2025 yılı itibariyle hâlâ ortada durmaktadır.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilerek hazırlanan 2008 tarihli Plejades Raporu ve yıllardır dile getirdiğimiz çözüm önerilerine rağmen, halen hiçbir somut adım atılmamıştır.
Uzayıp giden mahkeme süreçleri, talan edilen tesisler ve kiralama yöntemi ile peşkeş çekilen alanlar gün geçtikçe bu sorunun kronikleşmesine ve felaketin kronikleşmesine sebep olmaktadır.
“Lefke İmar Planı, neden hala raflarda?”
Lefke İmar Planı’nın hâlâ yürürlüğe sokulmaması, bölgeyi sistemsiz, kontrolsüz ve geri dönülmez bir betonlaşmaya sürüklemektedir.
Bu gecikme, bir teknik eksiklik değil, bilinçli bir tercihtir. Ve bu tercih, Lefke’nin doğal dokusuna, üretim kültürüne ve kamusal alanlarına karşı işlenen bir suçtur.
Plansız yapılaşmanın başlıca sonuçları ortadadır:
· Verimli tarım alanları; villalar, oteller ve spekülatif yatırımlar uğruna yok edilmekte,
· Kıyı şeridinde altyapısız yapılaşma nedeniyle, sahillere halkın erişimi giderek sınırlandırılmakta,
· Yerel halkın yaşam alanı, kültürü ve sosyo-ekonomik dengesi yabancı sermayeye ve rant politikalarına kurban edilmektedir.
Bugün kıyı boyunca yapılan plansız yatırımlar nedeniyle halkın denize ulaşımı, adım adım özel mülkiyet duvarlarına çarpmaktadır. Kamuya ait olması gereken sahiller, sessiz sedasız özel parsellerin arkasına hapsedilmektedir. Bu sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda kamu hakkı ihlalidir.
Öte yandan Lefke, bir zamanlar “üretimin başkenti” olarak anılan bir ilçeydi. Ancak kontrolsüz betonlaşma, meyve bahçelerini, narenciye tarlalarını, zeytinlikleri ve küçük aile çiftliklerini geri dönülmez şekilde tehdit etmektedir. Tarım dışı yatırımların önünü açan bu plansızlık, gıda güvencesini de doğrudan riske atmaktadır.
Bizler artık açıkça soruyoruz:
Toprağımızı mı koruyacağız, yoksa toprağı imara mı açacağız?
Sahiller halkın mı kalacak, yoksa duvarlarla mı çevrilecek?
Lefke İmar Planı yürürlüğe girene kadar yaşanacak her çevre tahribatı, her kaybolan metrekare yeşil alan, görevini yapmayan kamu makamlarının sorumluluğundadır.
Bu bir çağrıdır:
Planlı, adil ve sürdürülebilir gelişim için Lefke İmar Planı derhal uygulamaya konulmalıdır.
Aksi takdirde Lefke, çok yakında kimliğini kaybetmiş, üretimden kopmuş ve denizine yabancılaşmış bir beton kasabaya dönüşecektir.
“Sağlık tehdidine dönüşen kanalizasyon suları”
Lefke’de gündemde olan bir diğer ciddi sorun, dere yataklarına boşaltılan arıtılmamış kanalizasyon suları. Özellikle Gemikonağı Bölgesinde gözlemlenen yapılaşma ile birlikte gelen atık suların dönem dönem halk sağlığını ciddi anlamda tehdit ettiği aşikardır.
Derneğimiz tarafından sürekli olarak Çevre airesi ve diğer sorumlu kurumların gündemine taşınan olayların cezasız kalması veya uygulamalara karşı çözüm önerileri konusunda baskıcı olunmamasının bedelini yine biz halk ödüyoruz.
Atık suların kontrolsüzce doğaya drene edilmesi sivrisinek ile mücadele konusunda sorun yaratmasının yanında yeraltı sularının da kirletilmesine sebep olmaktadır.
İnsan sağlığını tehdit eder hale gelen bu durumun giderilmemesi ileride toplum içerisinde ciddi salgın hastalıkların yayılmasına sebep olacaktır. Tüm resmi kurumlara başvuru yapmamıza rağmen hâlâ bir çözüm bulunamamıştır.
“Yangın, koku, kirlilik: Çöp sorunu”
Ülke genelinde kronikleşen çöp sorunu, Lefke özelinde de yakıcılığını korumaktadır. Mevcut hükümet tarafından her geçen gün Güngör çöp depolama alanı ile ilgili ihale süreçlerinin tamamlanmaması, yasal olarak yerel yönetimlerin kendi sorunlarını kendi özelinde çözebilme noktasında ortaya konan bağlayıcı zorluklar bu sorunun her geçen gün çözülmesi yönünde engel oluşturmaktadır.
Her gün ülkenin farklı yerlerinden yangın, koku ve çevre felaketi haberleri geliyor. Güngör’de yıllardır çözülemeyen kriz, yerel yönetimlerin hareket alanını da daraltmaktadır.
Uyanmadıkça, zehirlenmeye devam mı edeceğiz? Vahşi Depolama Alanları sadece yanarken değil mevcut durumları itibariyle de birtakım sorunlara sebep olmaktadır. Artan sinek popülasyonu ve koku bunun bir parçasıdır.
Sonuç olarak; Bizler Lefke’de, Kıbrıs’ın her köşesinde, sembolik kutlamaların değil; gerçek çözüm iradesinin peşindeyiz. Doğayı korumak gelecek kuşaklara değil, şimdiye düşen bir sorumluluktur. Unutmayalım: Çevre birdir. o da dünyadır”