
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Çevre ve İklim Politikalarından Sorumlu MYK üyesi Yasemin Çobanoğlu, çevre bilincinin ve farkındalığın geliştirilmesi ve daha temiz bir çevre için, TDP’nin Çevre Politikaları kapsamında önerilerini açıkladı, en büyük mirasın da bu önerileri hayata geçirerek, geleceğe temiz bir çevre bırakmak olacağını vurguladı
Çobanoğlu: Plastikten arındırılmış bir dünya için birlikte çalışmalıyız
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan Çobanoğlu, her yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Konferansı’ndan bu yana, çevrenin korunması için, “dünya çapında farkındalık yaratmak” ve “önlemler almak” adına, eylemi teşvik eden etkinlikler düzenlendiğini hatırlattı.
5 Haziran Çevre Günü’nün, deniz kirliliğine son vermek, bu kirliliği sulardan, rezervuarlardan, karadan, havadan ve insan bedeninden uzak tutmak için bir açıklama çağrısı olduğunu kaydeden Çobanooğlu, “Plastik kirliliğini önlemeye yönelik çözümlere odaklanılıyor. Plastikten arındırılmış bir dünya için birlikte çalışmalıyız” dedi.
“Sessiz tehlike; artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşmıştır”
Dünyanın her yıl milyonlarca ton plastik atıkla boğulduğunu, plastiklerin artık sadece köyleri, şehirleri değil içme suyu kaynaklarını, akiferleri, en derin okyanuslardan en yüksek dağlara kadar bütün ekosistemi tehdit eder hale geldiğini belirten Çobanoğlu, plastiklerin daha küçük parçalara bölündükçe, dünyanın her köşesine sızdığını ve bu mikro plastiklerin, Everest Dağı’nın tepesinden, okyanusların derinliklerine, insan beyinlerinden, insan sütüne kadar yayıldığını söyledi.
“Doğaya, yaban hayatına, insana ve nihayetinde bütün canlılara zarar veren bu sessiz tehlike; artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşmıştır” diyen Çobanoğlu, çevre bilincini artırmayı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını geliştirmeyi hedefleyen bir parti olarak, bu önemli soruna dikkat çekmek istediklerini vurguladı.
TDP’nin çözüm önerileri;
“Bir umut vardır. Çünkü bu gidişatı değiştirecek, plastik kirliliğinden arınmış, bir gelecek için hep birlikte çalışmalıyız. Bu kapsamda plastik kirliliğine karşı bütüncül, sürdürülebilir, toplum temelli bir mücadele çağrısında bulunuyor ve çözüm önerileri sunuyoruz” diyen Çobanoğlu, bu önerileri de şöyle sıraladı;
– Önceliğimiz tek kullanımlık plastiklerin azaltılması olmalıdır. Sadece bir kez kullanılan, plastik bir poşetin doğada yüzlerce yıl doğada kalabilmesi, sorunun büyüklüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Aynı şekilde, tek kullanımlık tüm ürünler, su şişeleri, yoğurt, yemek kapları, deterjan ambalajları da…
Yeniden kullanılabilir ürünlerin yaygınlaştırılması, bireysel ve kurumsal tüketim alışkanlıklarının dönüştürülmesi büyük önem taşımaktadır.
18/2012 sayılı Çevre Yasası altında 2023 yılı ocak ayında yayınlanan ve yürürlükte olan ‘Tek Kullanımlık Plastik Ürünlerin Çevre Üzerindeki Etkisinin Azaltılmasına İlişkin Tüzük’ ile piyasaya temin edilmesi yasaklanmış tek kullanımlık plastik ürünler, daha kapsamlı hale getirilmeli ve piyasa daha radikal şekilde denetlenmelidir.
-Geri dönüşüm bir alışkanlık değil, yaşam biçimi haline gelmelidir. 18/2012 sayılı Çevre Yasası altında 1 Aralık 2018 yılında yayınlanan ‘’Ambalaj ve Ambalaj atıklarının yönetimi tüzüğü’ gereği plastik, metal, karton/kâğıt, cam gibi materyallerden oluşan atıkların kaynağında ayrı toplanması için, etkin atık yönetim sistemleri kurulmalı, devlet ve yerel yönetimler bu süreç için altyapı ve teknoloji yatırımlarına öncelik vermelidir. Geri dönüşümün toplumun tüm kesimlerine öğretilmesi ve teşvik edilmesi, bu dönüşümün en temel adımıdır.
– Ürün İnovasyonu ve teknoloji desteği şarttır. Biyolojik olarak çözünebilen plastikler ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilen çevre dostu alternatif malzemeler, sürdürülebilir bir gelecek için umut vaat etmektedir. Bu alanlara yapılacak yatırımlar, çevreye duyarlı üretim süreçlerinin önünü açacaktır.
– Yasal düzenlemeler güçlendirilmelidir. Plastik üretimi, kullanımı ve bertarafına yönelik kapsamlı mevzuatlar hayata geçirilmeli; sürdürülebilir uygulamalara öncelik veren işletmeler desteklenmelidir. Kamu-özel sektör iş birlikleri, çevresel inovasyonun yaygınlaşmasında kritik rol oynamaktadır.
-Eğitim ve farkındalık çalışmaları vazgeçilmezdir. Siyasi partiler, çevre sivil toplum örgütleri, belediyeler, akademisyenler, gönüllüler ve gençlik örgütleri ile birlikte; sempozyumlar, paneller, çevre temizlik kampanyaları ve okullarda bilinçlendirme etkinlikleri düzenlenmelidir.
-Çevre eğitiminin okul müfredatlarına dahil edilmesini ve toplumun her kesimini kapsayan farkındalık kampanyalarının yürütülmesini savunuyoruz. Erken yaşlarda kazandırılan çevre bilinci sadece bugünü değil yarını da kurtaracaktır. Çevreye duyarlı, doğaya saygılı ve sorumluluk sahibi bir nesil; ancak bugün verdiğimiz mücadele ile mümkün olacaktır.
“En büyük miras; temiz bir çevre, sağlıklı bir gezegen ve yaşanabilir bir dünyadır”
Çobanoğlu sözlerini, “Dünya Çevre Günü vesilesiyle herkesi plastik kirliliğini azaltmak, geri dönüştürmek, sürdürülebilir uygulamalar ortaya koymak, ilgili kurumlarla iş birliği yapmak ve eğitim yoluyla fark oluşturmak için harekete geçmeye çağırıyoruz. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras; temiz bir çevre, sağlıklı bir gezegen ve yaşanabilir bir dünyadır…” diyerek noktaladı.