Ahsen’e ne oldu?

26 yaşında hayat dolu bir genç kadınken, şüpheli şekilde “ölen” Ahsen Nur’un yakınlarının anlattıkları, olayın “basit bir ölüm” olmadığı konusundaki şüpheleri güçlendiriyor.
Nur’un, son görüştüğü kişi olduğu söylenen, daha önce de aynı kişiden şiddet gördüğü bilinen eski sevgilisi polis H.A ise henüz ifadeye dahi çağırılmadı. Sevgilisinin cenazesine de katılmayan H.A, olaydan sosyal medya hesaplarını kapattı ve nerede olduğu bilinmiyor…

Polisin ağzını bıçak açmıyor, kamuoyu bilgi bekliyor
26 yaşındaki Ahsen Nur’un şüpheli ölümü sonrası, polisin adeta ağzını bıçak açmaması kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yarattı.
Ailesinin, yakınlarının ve onu tanıyanların neredeyse tamamının “cinayet” olduğuna inandığı şüpheli ölüm olayında, polisin etkin tahkikat yürütmediği algısının temeli de daha önce “intihar” denilip, sonrasında cinayet olduğu ortaya çıkan kadın ölümlerine dayanıyor.
Akile Nacisoy cinayeti
Bunun en net örneği de Akile Nacisoy olayıydı. Nacisoy 2016 yılında, evinin balkonundan “düşerek” hayatını kaybetmiş, olay kayıtlara “intihar” olarak geçmişti.

Ancak kamuoyunun ve kadın örgütlerinin baskısı sonucu soruşturma derinleştirilmiş ve eş Yaşar Akdoğan, Akile Nacisoy’u öldürmek suçundan 30 yıl hapse mahkûm edilmişti.
Aynı yerde Güldeniz’in aydınlatılamayan şüpheli ölümü
Bir diğer şüpheli ölüm de yine aynı yerde, Silver Beach’de 2024’ün temmuz ayında meydana gelmişti. Sahilde cansız bedeni bulunan 45 yaşındaki Güldeniz Özel’in ölümündeki sır perdesi de hala kalkmadı.

Özel’in Adli Tıp raporuna göre ölüm nedeni de Ahsen’le aynıydı; “Kafa Travması, suda boğulma”

“Ahsen hayatının en güzel dönemindeydi”
Bir kişinin, hayatına son vermek için seçeceği yerin bir sahil olma ihtimali dahi olayın şüpheli olduğunu gösterirken, ülkemizdeki birçok kadın cinayeti, polis ekiplerince “cinayet” şüphesiyle tahkikat yapılmıyor.
Kamuoyu baskısı olmayan hiçbir kadın ölümü neredeyse etkin şekilde soruşturulmuyor.

Ahsen Nur da 26 yaşında ve yakınlarının söylediklerine göre; hayatının en güzel dönemindeydi.
Ahsen’i son gören kişi olduğu söylenen polis sevgili H.A nerede?
Hayat ona adil davranmamıştı ama Ahsen, yeni bir iş bulmuş, ilk arabasını almış, liseye dışardan başlamış, üniversiteye gitme planları yaparken bir anda neden intihar etsindi…
Hem de bir sahil kenarında. Hem de yarı çıplak…
Aile üyelerinin ve yakınlarının Özgür Gazete’ye anlattıkları da olayın “şüpheli bir ölüm” olduğunu doğruluyor.

Özellikle Ahsen’in öldüğü gün buluşacağını söylediği polis olan eski sevgilisi H.A’nın ifadeye dahi çağırılmaması, cenazeye dahi katılmaması herkesin aklında soru işaretleri bırakıyor.
Ahsen’in daha önce şiddet gördüğü belirtilen eski polis sevgilisi H.A’yı şikâyet etmek için polise gittiği ancak ilgili polisler tarafından ifadesinin dahi alınmadığı da yine olaya bizzat tanıklık eden yakın arkadaşları tarafından dile getiriliyor.
Sosyal medya hesaplarını kapattı, kayıplara karıştı
Ahsen’in 3 yıl birliktelik yaşadığı, yakın çevresi tarafından şiddet gördüğünün de belirtildiği polis H.A ise Ahsen’in öldüğü günlerde açık olan sosyal medya hesapları dün itibariyle bir bir kapattı.
Olayın kilidini çözeceği belirtilen eski sevgili polis H.A, neden hala ifadeye dahi çağırılmadı? Bu kişi hala adada mı?

İşte bu sorular ışığında, gazetemize konuşan Ahsen’in yakınlarının şok edici ifadeleri;
Ahsen’in ablası H.P: “Ahsen intihar etmedi, öldürüldü…”
“Biz katiller bulunana kadar ayakta kalacağız, sonra devrileceğiz, acımızı yaşayacağız. Kardeşim 26 yaşındaydı, çalışıyordu.
Ahsen’in öz babası, yani babamız bu olaydan sonra kalp krizi geçirdi, hala yoğun bakımda…

Öldürüldüğü gün eski sevgilisiyle buluşacağını arkadaş çevresi biliyordu. 3 senedir süren ve yeni biten bir ilişki. Bu kişi polis. Olay olduğundan bu yana ifadeye dahi çağırılmadı. Ahsen intihar etmedi, öldürüldü…
Ahsen’in arkadaşı G.T: “Öldüğü gün bana eski sevgilisiyle buluşacağını söyledi”
“En son Ahsen’in öldürüldüğü gün, 11 dakika 12 saniyelik bir telefon konuşmamız oldu.
O gün bana eski sevgilisiyle buluşacağını söyledi. Ben tepki gösterdim. ‘Bu adamdan kaç kere şiddet gördün, yeni ayrıldın ve hayatını kurdun, neden görüşüyorsun’ dedim.
Ahsen bana, ‘Amcası ölmüş, çok mutsuzmuş, bana ihtiyacı varmış. Son kez görüşeceğiz. Ya tamamen ayrılacağım ya da evlilik kararı alacağız’ dedi.
“Öldüğü yer her zaman buluştukları yerdi”
Ahsen buluşma yeri olarak, ölü bulunduğu yere gideceğini söylemişti. Sevgilisiyle her zaman buluştukları yer orasıydı…
Ahsen bu kişiden kurtulmak için Girne’de iş buldu, Mağusa’da evine gitmemek için Girne’de lojmanda kalmaya başladı.
Çünkü bu kişi Ahsen’in evine de istediği zaman, istediği saatte giriyordu…
Ahsen’le konuşmamızda dikkatimi çeken başka bir şey daha oldu, Ahsen eski sevgilisini arabayla alacaktı, sevgilisi öyle istemişti.
“Ahsen’in onu almasını istedi”
Halbuki o kişi her zaman kendi arabasıyla Ahsen’le buluşurdu. O gün onu Ahsen almıştı. Yani o kişinin arabası Ahsen’in öldüğü yere hiç gitmemiş oldu…
Biz Ahsen’le 14.00 gibi konuştuk, buluşmaya da 15.00-16.00 civarında gidecekti…
“Ahsen’i dövmüştü, polis şikayetini almamıştı…”
Ahsen’i birkaç kez dövmüştü. Yüzünde gözünde dayağın izleri vardı. Bana polise gittiğini ancak polisin ifadesini almak istemediğini ve işlem yapmadığını söyledi.
Polisin kendisine, ‘Sen git evine. Bir daha görüşme onunla’ dediğini anlattı bana.
Ahsen o kişiden çok korkuyordu. Bir kere gece uyurken evine girmiş ve yatak odasına girip onu izlemeye başlamış.
Ahsen’in o kişi dışında hiçbir sorunu yoktu. Yeni bir iş bulmuştu, arabasını almıştı, düzen kurmuştu, mutluydu…”
Ahsen’in arkadaşı S.C: “Polis, ‘Zaten barışacaksınız’ diyerek ifadesini almadı”
“Ahsen çok güçlü, kendi hayatını kendisi inşa etmiş bir kadındı. Bir o kadar da naifti…
Hayatını yoluna koymaya çalışıyordu, liseyi dışardan bitirmek için sınavlara hazırlanıyordu, üniversiteye gidecekti.
Polis sevgilisi ona geçen sene şiddet uygulamıştı. Aşırı kıskanç biriydi.
Ahsen’le birlikte polise gittik. Ahsen ifadesini verirken polis çavuşu ona, ‘Siz yarın barışacaksınız, bu çocuk da polis memuru, kamu görevlisi, gazetelere çıkacaksınız, onun da baremini durduracaklar, rütbesini düşürecekler…’ gibi şeyler söylemeye başladı.
Ben araya girince gerginlik oldu ancak polis çavuşu Ahsen’e, “Sen bugün evine git, iyice düşün, yarın da fikrin değişmezse söz alacağım ifadeni” dedi.
Ahsen’i ikna etti. Sonrasında da polis sevgilisi onu ikna etti ve şikayetçi olamadı…
“Ahsen asla oraya tek başına gitmez”
Ahsen’in ölüm haberini cuma günü aldım. Arabasının olduğu yeri gördüm. Ahsen çok korkak biridir. Karanlıkta dahi uyuyamaz. Oraya asla tek başına gidemez.
Üstelik arabasının anahtarı da kayıptı. Arabası bir kilometre ötede bulundu.
Ahsen aynı zamanda çok üşüyen biriydi. Biz Ağustos’ta deniz kenarında buluştuğumuzda, biz denize girerken o ceketle otururdu.
Ahsen’in öldürüldüğü gün yağmur da yağmıştı, yani hava serindi. Adli Tıp raporuna göre ölüm saati 05.30, bulunduğu saat ise 08.30 ve yarı çıplak vaziyette.
“Sevgilisi H.A cenazeye dahi gelmedi”
Yüz kısmında da morluklar vardı.
Polis sevgilisi cenazesine dahi gelmedi. Yani 3 senedir birlikte olduğu, sevdiğini söylediği, evlenme planları yaptığı sevgilisinin cenazesine dahi gelmedi.
Ahsen’in arkadaşlarından biri nedenini sormak için onu aradığında da evde uyuyordu…”
Aktivist ve kadın hakları savunucuları ne dedi?
Mine Atlı – (Avukat/Aktivist): Ciddi yapısal eksikliğimiz var
“Her şüpheli ölüm, özellikle kadınların mağdur olduğu vakalarda, etkin bir tahkikat yürütülmesini zorunlu kılar.

Etkin tahkikatın temel koşulu, tahkikata konu olan kişilerin tahkikat süresince tutuklu olmaları, ifadelerinin alınması ve gerekirse teminata bağlanmalarıdır. Aksi hâlde adaletin tesisi mümkün değildir.
Ne yazık ki ülkemizde cinsel istismar ve şüpheli kadın ölümleri gibi konularda ciddi bir yapısal eksiklik bulunmaktadır.
2018 yılında hazırlanan Ev İçi Şiddet Yasa Taslağı, bu gerçeklerle yüzleşilmesi ve etkin tahkikat yürütülmesi zorunluluğunu ortaya koymuştu. Ancak aradan geçen yıllara rağmen yasa hâlâ tozlu raflarda beklemektedir.
Tarih bize maalesef hiçbir şey öğretmiyor. ‘Akile İçin Adalet’ çağrısı ve yargı süreçleri, bu tür vakalara ‘intihar’ şüphesiyle yaklaşmanın ne kadar zarar verici olduğunu göstermiştir.
Hatırlarsanız o vakada da polis intihar demişti ancak surecin sonunda esi 30 yıllık mahkûmiyet aldı. Ancak polisin şiddet ve cinayet ihtimalini göz ardı eden yaklaşım hâlâ sürmekte, gerçek adalet sağlanamamaktadır.
Etkin tahkikat vurgusu…
Bu son olayda, Mağusa Silver Beach sahilinde cansız bedenine rastlanan 26 yaşındaki Ahsen Nur Kilitçioğlu’nun ölümünde özellikle TDP Mağusa İlçe Başkanı Ece Balcı’nın çabalarıyla tahkikatın derinleştirildiğini gözlemliyoruz.
Süreci dikkatle takip edeceğiz. Etkin bir tahkikat yapılıp yapılmadığını duruşma safhasında izlemeye devam edeceğiz. Mahkemeler polis tahkikatındaki birçok eksikliği vurguluyor, ancak polis teşkilatında hâlâ ciddi bir iyileşme görülmemektedir.
Artık aynı hataları tekrar etmeye değil, Ahsen Nur için ve tüm kadınlar için adaleti tesis etmeye odaklanmamız gerekiyor”
Doğuş Derya – (CTP Kadın Örgütü Başkanı/Sosyolog/Aktivist): “Bu olay ‘şüpheli kadın ölümü’ olarak ele alınmalı
“Ahsen’in ölümü ile ilgili gerek basına yansıyan bilgiler gerekse ailesinin ifadeleri olayın ‘şüpheli kadın ölümü’ olarak ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor.

Tahkikatın derinleştirilmesi ve kamera kayıtlarından telefon görüşmelerine, irtibatta olduğu tüm kişilerin ifadelerine kadar tüm bulguların detaylıca incelenmesi gerekiyor.
Nacisoy cinayeti örneği…
Biliyorsunuz, daha önce de mesela Akile Nacisoy’un ölümünde olduğu gibi, ‘intihar’, ‘yüksekten düşme’ olarak kayıtlara geçen, ancak kadın örgütlerinin ısrarlı talebi sonucunda ilerletilen soruşturmada meydana gelen kadın ölümlerinin intihar değil, cinayet olduğu ortaya çıkmıştı.
Bu yaşananlar kadınların maruz kaldığı şiddetin önlenmesi için gerekli olan kurumsal düzenlemelerin hala yapılmıyor olmasının ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu tekrardan göstermek yanında, kamu vicdanında da ciddi yaralar açıyor…”