KıbrısManşet

KTOEÖS: Bakanlık neden sessizliğe bürünmüş vaziyettedir?






Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası , öne alınan Şubat tatili sonrası, okulların başlayacağı 19 Ocak tarihine ilişkin bakanlığın hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini savundu

Sendikadan yapılan açıklama şu şekilde:

“Bakanlık Neden Sessizliğe Bürünmüş Vaziyettedir?

Bir yıla yakın bir süredir ülkemizde süren salgın krizi sıfır vakadan, giden gelen hükümetlerin almış olduğu yanlış kararlar sonucunda hızla artış gösteren bir duruma gelmiş, temaslı tespiti kontrolden çıkmış, gerekli hazırlık ve organizasyon yapılmadığından, yeterli önlemler alınmadığından hala daha pandemi hastanesi faaliyete geçirilmediğinden, öncelikle sağlık çalışanlarımızın sonra tüm toplumun sağlığı tehlikeye atılmıştır.

Alınan ve alınmakta olan yanlış kararlar nedeniyle okullarımızda da vaka sayıları artış göstermiş, tüm uyarılarımıza ve bilim kurulunun görüşlerine rağmen eğitim bakanlığı doğru adımı atmamış, eğitime zamanında ara vermekten ısrarla kaçınmış, velilerimizin ve toplumun baskısıyla yarıyıl tatilinin 4-18 Ocak tarihleri arasında yapılmasına karar vererek yüz yüze eğitime ara verilip okullardaki vakaları kontrol altına almaya çalışmıştır.

Ancak, erkene alınan 2 haftalık yarıyıl tatilinin ilk haftası bitmesine ve sayın bakan 18 ocakta okulların açılacağını açıklamasına rağmen bakanlık hala daha ödevlerini yapmamış sorumluluklarını yerine getirmemiştir;

1. Öğretim yılı için yol haritası olan Akademik takvimle ilgili değişen koşullardan dolayı düzenleme, güncelleme yapılması gerekmektedir. Bakanlık bu konuda sendikamızı hala daha görüşmeye çağırmamıştır. Okulların açılmasına 1 hafta kalmasına rağmen yapılacak olanlar hala daha netleştirilmemiş durumdadır. Bakanlığın tüzükler, akademik takvimle ilgili çalışması var mıdır? Varsa görüşmek karara varmak için neyi beklemektedir?

2. Artış gösteren vaka sayıları nedeniyle yüzyüze eğitime geçilemeyip uzaktan öğretim yapılmak zorunda kalınması olasılığı vardır. İnterneti laptop veya tableti olmayan öğrencilerimizin tespitini bakanlığımız yapmış mıdır? Yaptıysa nasıl bir çözüm üretecektir? Anayasal hak olan eğitime eşit erişim hakkını sağlamak için gerekli bütçeyi ayırdı mı? Tamamlandığı söylenen internet altyapısı tamamlandı mı?

3. Bakanlık birçok okulumuza hademe istihdam etmek yerine temizlik için hizmet satın almaktadır. Eğitim bakanlığı temizlik şirketlerinden personelini yarıyıl tatili süresince izne çıkarmalarını, sadece 1 gün okulları temizlemek için ‘ödeneksiz’ olarak işe çağrılıp okulları temizlemelerini talep etmiştir. Tek bir gün temizlenmekle, okullarımızda temizlik ve hijyen nasıl sağlanacak salgına karşı nasıl hazır hale getirilecektir? Çalışanlara bu uygulanan kölelik dayatması, emek sömürüsü değil midir?

4. Defalarca dile getirmemize, talep etmemize rağmen salgınla ilgili olası bir vakada ne yapılacağının adım adım planlı bir şekilde yazıya dökülüp okullara dağıtılmasını öngören bulaş temas protokolü bakanlıkça hazırlanmamıştır, yapılmamıştır. Yaşanan süreçte de tanık olduğumuz gibi bazı okullarımızda temaslılar okula getirtilmiş bazılarında idari izinli sayılmıştır. Vaka bulunan her okulda farklı uygulama ve yaklaşımlar sergilenmiştir. Bu krizin el yordamıyla değil net kurallarla yönetilmesi gerektiğine bakanlığımız inanmıyor mu?

5. Teknik kurulda müfredatla ilgili çalışma yapılması gerekliliğinin kararını bakanlıkla birlikte almış olmamıza rağmen hala daha büyük bedene küçük elbise giydirmeye çalışıyor misali seyreltilmiş öğrenciyle ayni müfredatı uygulamak için öğretmenlerimiz canla başla çalışmaktadır.Bakanlık eşitsizliklerin had safhaya çıktığı bu dönemde müfredatı, seçmeci-elemeci sınavları aynen yapmayı mı düşünmektedir?

6. Okul bütçeleri, öğretmen kadroları eksiklikleri, sınıf kalabalıklıkları,

altyapı, okul-sınıf eksiklikleri ile pandemi sonrası bile kaosa gidileceği belli iken bakanlığın sessizliğe bürünmesi doğru mu?

Bakanlık neden sessizliğe bürünmüş vaziyettedir?

Salgın varsa olağanüstü koşullar var demektir. Bakanlık herşey olağan seyrinde mi gidiyor zannetmektedir?

Hükümet ve Eğitim Bakanlığı devam eden bu salgın döneminde eşitsizlikler, belirsizikler artarak devam ederken eğitimde ve tüm alanlarda halkın yararına kararlar üreteceklerine siyasi kararlar, popülist yaklaşımlar, tutarsız politikalarla süreci götürmeye çalışmaktadır

Atanma bekleyen yüzlerce aday öğretmenimiz sınavın yapılmasını beklerken ikinci kez sınavı erteleyip partizanca geçici istihdam etmeyi sürdürmek isteyenler bu kadar gencimizin hakkını daha fazla yemekten vazgeçmeli, nitelikli kamusal eğitim, sağlık açısından güvenli okul ve toplum için sorumluluklarını ihmal etmemeli yerine getirmelidir.

Yoksa yarın çok geç olabilir…”









Başa dön tuşu