KıbrısManşet

“Sayın Tatar, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyesi olduğunu unutuyor






Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Asım Akansoy, Avrupa Birliği’nin aşı programı çerçevesinde Kıbrıslı Türklere verilecek aşıların iki devletli siyasete takıldığını açıklayarak, resmi makamların bilgi kirliliği yarattığını düşündüğünü belirtti

Değerlendirmesini paylaştı

Akansoy, sosyal medya hesabı üzerinden uzun süredir AB Komisyonu sayfasında duran, açık bilgiler çerçevesindeki değerlendirmesini paylaştı.
Akansoy’un değerlendirmesi şu şekilde: 

1. Avrupa Komisyonu, üye devletlerin aşıya erişimini sağlamak için çeşitli firmalar ile ön alım anlaşmaları (6 kontrat ile toplamda 2,3 milyar doz aşı için: BioNTech-Pfizer’den 600 milyon doz; AstraZeneca’dan 400 milyon doz; Sanofi-GSK’den 300 milyon doz; Johnson and Johnson’dan 400 milyon doz, CureVac’dan 405 milyon doz; Moderna’dan 160 million doz) yapmıştır.

2. Bu bağlamda üye ülkeler, ihtiyaç duydukları miktardaki aşı dozunu, onay verilmiş ya da çalışmaları sürdürülen, verileceği öngörülmüş ve tercih edilen aşılardan istediği miktarda ilgili firmalara sipariş vermişlerdir.

3. AB Komisyonu üye ülkeler ile ilgili firmalar arasında aracı olmuş, ülkelerin aynı fiyattan ve adil erişimini sağlamıştır. Komisyon işin pazarlığını yaparak, fiyatını (ki şu ana kadar AB’ye ne kadara satıldığı bilinmiyor, gizli tutuluyor) düzenlemiş ve ön alım anlaşması karşılamıştır. Burada, aşının tedariki, uygulanması ve yasal sorumluluğu üye devletlere aittir.

4. Kıbrıslı Türkler için öngörülen aşı miktarı, doğal olarak “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin siparişinin içerisinde, Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından planlanmıştır. Doğal olarak, çünkü üye devletin kim olduğu burada bellidir.

5. Kıbrıslı Türklerin doğrudan Avrupa Birliği‘nden aşı talep etmesi mümkün müydü ? Şu şekilde olabilirdi diye düşünüyorum: Kıbrıslı Türklere verilen mali katkıyı düzenleyen Mali Yardım Tüzüğü üzerinden talep edilebilir, bu süreç planlanabilir ve doğrudan Komisyon üzerinden alınabilirdi.

6. Bunun için dönemin KKTC yönetiminin Nisan ve Mayıs 2020 tarihlerinde başlatılan bu sürece dahil olması, AB ile yapıcı ilişki kurması gerekirdi. Anlaşılan yapılmadı. AB’den gelen sağlık malzemeleri ile ilgili zamanında sorun çıkaranların kim olduğu belliydi: dönemin Başbakanı Sayın Tatar.

7. Sayın Tatar, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin Avrupa Birliği üyesi olduğunu unutuyor.

8. Sayın Tatar ve ekibi, Rum’dan aşı istemeyiz bize Avrupa Birliği versin gibi aslında belli gizli niyetleri olan bir yaklaşımla, iki devletli ilişkiyi, aşı konusu üzerinden kurgulamakta ve tarihi hata yapmaktadırlar.

9. Konu sağlık yapılması gerekenler belliydi, yapılmadı ! Demek ki değil !

10. Hem Kıbrıs Cumhuriyetinin AB üyesi olduğunu göz ardı ediyorsunuz, hemde bunun üzerinden AB’ye sözde zorluk yaratarak, kamu sağlığını siyasete kurban ediyorsunuz. Buyurun arayın Biontech/Pfizer’i verin parayı, girin sıraya ve aşınızı alın.

11. Ancak Kıbrıslı Türklerin, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nden kaynaklanan hakları bağlamında öngörülen aşılanma konusunu engellemeye asla ama asla hakkınız yoktur.

12. Kıbrıs Rum yönetimi, AB çerçevesinde çoktan başlattıkları planlamaya göre yol alıyor zaten.
İki devletli siyasetinizi insan hayatının önüne koyacak kadar gözünüzün dönmüş olmasını, bu ülkenin insanları asla ama asla affetmeyecek.









Başa dön tuşu