Akıncı: Önerim kabul edilseydi seçim bugün yapılacaktı
“Bu teklifimin tek sebebi sağlıktı” diyen Akıncı, o dönemde vaka sayısının ülkemizde sıfırlandığını ve akıl işi sağlık açısından uygun olanın, koşullarda seçimi geciktirmeden yapmak ve toplumun gündeminden seçim olayını çıkartmak olduğunu hatırlattı.
Akıncı, “Şimdi Ekim için daha kaygılı bir durumdayız. Temennim kaygılarımızın gerçekleşmemesidir” dedi.
“Tekrardan kapanalım demiyorum ama…”
“Dün ülkemizdeki bir günlük pozitif vaka sayısı 13 olarak açıklandı. Bu ciddi gelişmeler karşısında yeniden değerlendirmeler yapılarak sağlık alanında uzmanların yeni yol haritasını çizmesi kaçınılmazdır. Tekrardan kapanalım demiyorum ama uzman görüşleri doğrultusunda tedbirler artırılmalıdır. Güneye gidiş gelişlerde ücretsiz ve belli aralıklarla test yapılması yanında rastgele testlere başlanması yararlı olacaktır.
Böylece hem güneye gidip gelen yurttaşların, hem aileleri ile temas ettiği kişilerin hem de halkımızın gönlü rahat olacaktır. Yurtdışından gelişlerde ise karantina dahil tüm tedbirlerin yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.
Bu konuda da ülke olarak kendi organizasyonumuzu iyi yapmayı başarmalıyız. Ülkeye giriş yapanların en azından test sonuçları açıklanana kadar halk arasına karışmamaları mutlaka sağlanmalıdır. Bununla beraber PCR testi muafiyeti makamı veya sıfatı ne olursa olsun kimseye verilmemelidir.
“Doğalgazda gerginlik yerine diyalog ve uzlaşma”
Doğal gaz yataklarını gerginlik değil, verimli bir iş birliği alanı olarak değerlendirmek ve aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki gerginliği sona erdirmek amacı ile Rum tarafına 2019 Temmuz ayında yaptığımız önerilerin reddedilmesinin ciddi bir yanlış olduğunu bugün bir kez daha gözlemliyoruz.
Doğu Akdeniz’deki doğal gaz konusunda izlenebilecek üç yol olduğunu başından beri vurgulamaktayım. Ya uzlaşma sağlanıncaya kadar tüm taraflar faaliyetlerini askıya alacaklar, ya da birlikte hareket edebilmenin koşullarını birlikte yaratacaklar. Bu, ortak zenginliği beraber planlama ve adil ölçüler içinde paylaşma yoludur ki bu öneri maalesef kabul edilmedi.
Bu durumda geriye kalan üçüncü yol, herkesin kendi çalışmalarını ayrı ayrı yapmasıdır ki, şu anda yapılan budur. Ancak bu yol da görüldüğü gibi gerginliklere yol açan tehlikeli bir süreçtir. Tüm tarafların akıl yolunda iş birliği, diyalog ve uzlaşma zemininde buluşmaları bölgemizin barış ve istikrar içinde gelişimini sürdürebilmesi için kaçınılmazdır.