DünyaGenelKıbrısManşet

Kılıç: Müzakerelerde garantör durumdayız






Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Akif Çağatay Kılıç, “Türkiye’nin bölgedeki konumu, gücü ve ağırlığı ortadadır, tartışılmaz bir gerçektir. Zaten Kıbrıs sorunundaki müzakerelerde garantör ülke konumundayız, dolayısıyla her zaman bizim ortaya koyduğumuz çalışmaların da dikkate alınması ve müzakerenin parçası olduğunu unutmamak gerekir.” dedi

Kılıç, Dışişleri Komisyonu heyetiyle 4-5 Mart’ta adaya gerçekleştirdikleri ziyaretler ve temaslarıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.  Kılıç, “Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğu, Başbakan Ersan Saner, Cumhuriyeti Meclisi Başkan Önder Sennaroğlu ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bizleri kabul etti. Kendileriyle hem değerlendirmelerimizi yaptık hem de görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Ziyaret vesilesiyle TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletme imkanımız oldu.” dedi. Kılıç, Cumhuriyet Meclisi’ndeki milletvekilleriyle dün sabah uzun bir toplantı yaptıklarını, Avrupa Birliği (AB) ve farklı coğrafi Avrupa kurumlarında görev yapan milletvekilleriyle de bir araya geldiklerini söyledi.

Kılıç: İnsan yoğunluğunu görmüş olduk

Geçen yıl ekimde 46 yıl sonra kademeli olarak açılmaya başlayan Kapalı Maraş bölgesini de ziyaret ettiklerini söyleyen ve 15 Kasım 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bölgeye ziyarette bulunduklarını hatırlatan Kılıç, “Kapalı Maraş’taki insan yoğunluğunu görmüş olduk. Ada’nın her bölgesinden insanların Maraş’ı ziyaret etmek istediği bilgisi verildi. Bizim bakış açımız, insani anlamda bu coğrafyadaki herkesin hakları çerçevesinde imkanları kullanmaları doğrultusundadır. İnşallah bu şekilde bir gelişmeyle devam ederiz. Burada KKTC’nin bugüne kadar bölgeyi (Maraş) iyi muhafaza etmiş olmasının bu noktada önemli payı var.” dedi. Kılıç, Kıbrıs meselesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Ne Ada’daki Türk varlığı ne de Türkiye Cumhuriyeti bu duruma (Kıbrıs meselesinde) gelinmesinin sebebidir.” değerlendirmesinde bulundu. Adada yaşayan Türklerin Kıbrıs’ta huzurun var olması ve müreffeh bir toplum olunması için çaba gösterdiğini belirten Kılıç, arzu edilen hedefe ulaşmamanın sorumluluğunun kimde olduğunun tarihsel olarak da belli olduğunu ifade etti.

“AB, kendi müktesebatını çiğnedi”

Kılıç, “1960-70 yıllarda yaşananlardan sonra Türkiye olarak bizim burada yaşayan ve mezalim altındaki soydaşlarımızın yardımına koşmamızın bugüne kadar dünya tarafından hala doğru anlaşılamamış yönleri olması sebebiyle, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin yıllar içerisinde ortaya koymuş olduğu birtakım propagandalar sonucunda bugüne kadar geldik. Buradaki temaslarımızdan gördüğümüz şudur ki, artık bugün 50 yılı aşkındır süregelen Türk toplumunun mücadelesinin içerisinde gelinen durumu, bugünü ciddi manada değerlendirme imkanımız oldu. Nisan’da BM öncülüğünde 5+1 yapılacak gayriresmi Kıbrıs konferansının fikirlerin ortaya konulacağı bir toplantı olarak değerlendirildiğini gördük.” dedi. Kılıç, “Kesin olan şudur ki, artık Türkiye Doğu Akdeniz meselesinde, Yunanistan ile Ege’de yaşadığımız ihtilaf konusu, komşu coğrafyalardaki güvenlik ve egemenlik gelişmeleriyle ilgili kendi tezini ortaya koyup halkının ve soydaşlarının güvenliğini, çıkarlarını sonuna kadar koruyacak güç ve kudrette olarak yoluna devam etmektedir.” diye konuştu. Kılıç, AB’nin tüm adayı temsilen Rum kesimini, sınır ihtilafı olmasına rağmen AB’ye alarak kendi müktesebatının çiğnemiştir.  Kılıç, gelinen noktada AB’nin ciddi manada bugün yaşanan anlaşmazlıklar içerisinde sorumluluğu olduğunu ve bunu bir an önce düzeltmesi gerektiğini söyledi.

 

TBMM Dışişleri Komisyonu Kılıç, şöyle devam etti:

“AB’nin tutumunu düzeltmesi için Doğu Akdeniz’de ve Ege’de yaşanan sorunlarda ‘Yunanistan AB üyesidir, dolayısıyla şartsız destek olmalıyız ve onun tezlerini savunmalıyız’ derseniz olmuyor. Örneğin, Malta ile İtalya arasındaki deniz yetki alanları ihtilafından AB, ‘Benim yetki alanım değil, iki ülke arasında çözsün’ demiştir. Burada bu tutumu ortaya koyarken, sadece AB üyesi olduğu için Yunanistan’ın tarafını tutup Türkiye’nin asla kabul edemeyeceği birtakım tezler karşısında, Birlik dayanışması adı altında bir tutum ortaya koyarsanız sorgulanırsınız.”

 









Başa dön tuşu