KıbrısManşet

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, gözlemci olarak katıldı




Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, Kuzeydoğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizlerdeki (NEAM bölgesi) diğer ülkelerin katılımı ile 08-10 Mart arasında gerçekleştirilen Tsunami Testi ve Müdahale Tatbikatına gözlemci olarak katıldı

Alınacak önlemler ve uygulanacak tedbirler belirlendi

Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı açıklamasına göre, NEAMWave21 adı verilen uluslararası tatbikat, Kuzeydoğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizler bölgesinde yerel tsunami müdahale planlarının uygulanmasını gerektiren yaygın bir Tsunami Hizmeti durumunu simüle etti. Tatbikat, dünya genelinde etkili olan Covid-19 pandemisi nedeniyle masa başında çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.

Tatbikat, 8 Mart tarihinde Baf açıklarında Richter ölçeğine göre 7.7 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından oluşan tsunami senaryosu üzerinden icra edildi. Tatbikat kapsamında katılımcı ülkelere, Tsunami Hizmet Sağlayıcısı olan Türkiye, Yunanistan, Fransa, İtalya ve Portekiz tarafından gerçek zamanlı olarak yayınlanan tsunami mesajları gönderildi. Türkiye’nin Hizmet Sağlayıcı Kurumu olan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından bölge ülkelerine gönderilen veriler, TC AFAD kanalı ile KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı ile paylaşıldı, gelen bilgiler doğrultusunda ülkede yaşanması muhtemel bir tsunami tehlikesine karşı alınacak önlemler ve uygulanacak tedbirler belirlendi.

Tatbikat

Tatbikat, UNESCO Hükümetlerarası Oşinografik Komisyonu’nun (IOC) bir alt organı olan ve 2005 yılında kurulan “Kuzey-Doğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizler için Tsunami Erken Uyarı ve Zararları Hafifletme Sistemi Hükümetlerarası Eşgüdüm Grubu (ICG/NEAMTWS)” tarafından koordine edildi.

Tatbikatın icrası ile KKTC Afet Yönetimi Sisteminin koordinatör kurumu olan Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığının, meydana gelmesi muhtemel bir tsunami tehlikesine karşı harekat tarzları, reaksiyon süresi ve iletişim imkanları denendi.

Kıbrıs adasında yaşanan son tsunami olayı 1953 yılında Baf bölgesinin Güneybatı kıyısında yaşanmıştı. Oluşan tsunami dalgalarının yüksekliği 1 metreden az olarak ölçülmüş ve herhangi bir hasara neden olmamıştı. Tarihsel sürece bakıldığında ise 1202, 1222 ve 1303 yıllarında tsunami olayları yaşandığı görülüyor.

Tsunami tehlikesine karşı alınması gereken önlemler

Sivil Savuna Teşkilat Başkanlığı açıklamasında şu bilgiler de paylaşıldı:

“Bölgede yaşanması muhtemel bir depremden kaynaklanabilecek tsunami tehlikesine karşı KKTC Afet Yönetimi Sistemi içerisinde yer alan başta Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı olmak üzere diğer paydaş kurumlar gerekli tedbirleri almakta, imkan ve kabiliyetlerini bu yönde geliştirmektedir. Bu bağlamda bu tür tehditlere karşı halkın can ve mal güvenliğinin korunmasına yönelik kullanılan en önemli unsur olan erken uyarı ve alarm/ikaz sistemleri başta olmak üzere ülkemizde meydana gelecek bir afet durumunda “Afet Radyosu” olarak hizmet verecek olan Sivil Savunma radyolarında yapılacak duyurularla birlikte;

a. Kuvvetli bir deprem sonrasında birkaç dakika içinde dahi tsunami oluşabileceğinin farkında olunması,

b. Kıyı bölgelerinde bulunan halkın yetkililer tarafından yönlendirilecekleri uygun bir mesafeye kadar bu bölgelerin boşaltılması,

c. Deniz kenarındayken bir deprem hissedilmesi ya da bir tsunami uyarısı yapılması halinde en kısa zamanda çevrede bulunan en yüksek yere (tepe, çok katlı betonarme bir bina gibi) çıkılması,

ç. Bir deniz aracı ile seyir halinde bulunuluyorsa daha derine, açık denize doğru gidilmesi,

d. Tsunami dalgasına yakalanılması halinde, su üstünde kalınabilmesini sağlayacak bir objeye tutunmaya çalışılması böylelikle sürüklenen enkazdan korunulması,

e. Bir tsunami uyarısı yapılması halinde dalgaları görmek için limana ya da sahile doğru gidilmemesi,

f. Dalgalarla karşılaşılması halinde yüzme biliyor olmanın güvenliği sağlamayacağının bilinmesi, (Alçak dalgalar da öldürücü olabilir. 50 cm yüksekliğindeki (bir yetişkinin diz yüksekliği) hızlı bir dalga bir insanı devirip sürükleme gücüne sahiptir. Profesyonel yüzücülerin bile akıntı hızının saniyede 50 cm’yi geçtiği sularda uzun süre yüzmesi mümkün değildir.)

g. Nehir ve dere kenarlarından uzak durulması gerektiği unutulmamalıdır.”









Başa dön tuşu