Yeşil Barış Hareketi, 22 Mart “Dünya Su Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı
Yeşil Barış Hareketi: Su herkesin yararına korunmalı
Yeşil Barış Hareketi, her yıl 22 Mart’ın yaşamın ana kaynağı olan suyu insanlara bir kez daha düşündürmek, önemini hatırlatmak için Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Su Günü” olarak ilan edildiğini, Dünya Su Günü 2021 yılı temasının da “Suya değer vermek” olarak ilan edildiğini belirterek, “Suya gereken değeri vermiyoruz” dedi. Yeşil Barış Hareketi yayımladığı mesajda, hiç düşünmeden, hiç bitmeyeceğini zannederek tüketilen suyun değerinin aslında fiyatından çok daha fazla olduğunu, bu kritik kaynağın herkesin yararına korunması gerektiğini belirtti.
“Küresel su talebi 2050’ye kadar yüzde 55 artacak”
Yeşil Barış Hareketi, suyun artan nüfus, tarım ve sanayinin artan talepleri ve iklim değişikliğinin kötüleşen etkileri nedeniyle aşırı tehdit altında olduğunu vurgulayarak, “Bugün, 2,2 milyar insan – küresel nüfusun yaklaşık dörtte biri – hala temiz suya erişimden yoksun. Küresel su talebinin 2050’ye kadar yüzde 55 artması, 2030’a kadar yüzde 40’lık bir su açığı öngörülüyor. Bize su aktaran Türkiye, önümüzdeki 5 yıl içerisinde “Su Fakiri” ülkeler arasına gireceği hesaplanıyor. Bu durumda bizim kendi ülkemizde yeni, yerel girişimlerle çareler üretmeyi düşünmeliyiz.” dedi. Son 25 yılda ülkedeki ormanların azalmasına paralel olarak, yağışların da azaldığının kayıtlara geçtiğini, ancak araştırmaların ülkedeki bu yağışların %10’nu tutabilmenin başarılması halinde bütün ihtiyacı karşılamaya yeteceği yönünde olduğunu söyleyen Yeşil Barış Hareketi, yapılacak düzenlemelerle, su harcamaları, havuzlar, kuyular ve atık suların ivedilikle kayıt altına alınıp, denetlenmesi çağrısında bulundu. Yeşil Barış Hareketi, su, doğa ve iklim krizinin ortasında, su ve ekosistemler arasındaki karşılıklı ilişkinin tam anlamıyla benimsenmesi ve bu doğrultuda çalışmalar yapılması gerektiğine değinerek, “Dünyada 420 milyon hektar orman 1990’dan beri küresel olarak ormansızlaştırıldı ve 1700’den beri sulak alanların yüzde 87’si yok oldu. Ne yazık ki ülkemizde de kayıplarımız aynı paraleldedir. Son 25 yılda büyük yangınlarla çok miktarda orman kaybedilmiş, sulak alanlar ya betonlaştırılmış, ya çöplük haline getirilmiş, ya da içine dozerler sokularak tahrip edilmiştir.” İfadelerini kullandı.
Yeşil Barış Hareketi mesajın devamında şunları kaydetti:
“Yerel halklar ve yerel topluluklar, su, biyolojik çeşitlilik ve iklim krizlerini çözmek için doğa temelli çözümlerin uygulanmasına öncülük etmelidir. Dünyada ve yaşamda kendimize bir yer edinmek istiyorsak, biz de ülkemizde üzerimize düşen yükümlülükleri ve sorumlulukların gereğini yerine getirmeliyiz…”