İnsan Hakları Platformu Bileşenleri Abdullah Korkmazhan’a açılan davanın ifade özgürlüğü ve insan haklarına aykırı olduğunu savundu.
Sosyal medyadan İnsan Hakları Platformu Bileşenleri tarafından yayınlanan ortak bildiride şöyle denildi:
Korkmazhan’a açılan dava, ifade özgürlüğü ve insan haklarına aykırı
Sol Hareket üyesi Abdullah Korkmazhan, 20 Mart tarihinde Lefkoşa’da gerçekleşen eylemde sarf ettiği, “İngiltere Ağır Dolandırıcılık Ofisinin aradığı dolandırıcı, bu memlekete Cumhurbaşkanı atandı” sözleri nedeniyle Ersin Tatar tarafından polise yapılan şikayet üzerine, Cumhurbaşkanı’na hakaretten 5 yıla kadar hapis istemiyle mahkemeye çıkarıldı.
Fasıl 154 Ceza Yasasının 47. Maddesi tahtında Müfsit Gizli İttifak ve Müfsit Niyetli Yayınlar ve umumi yerde sövme suçları kapsamında hakkında dava açılan Korkmazhan, 25 bin TL kefalet ve haftada bir polise ispat-ı vücut yapması kararı ile serbest bırakıldı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘nin 10. Maddesinde ve başta Anayasamız olmak üzere yerel mevzuat çerçevesinde koruma altına alınan ifade özgürlüğü hakkı, en temel insan hakkı ve demokrasinin temel taşlarından biri olarak özenle korunmalıdır.
Demokratik hakların korunmaması Kıbrıs Türk toplumunu geri dönüşü olmayan karanlık bir döneme sürükleyebileceği gibi, bugün bu hakları hiçe sayarak hareket eden kesimlerin dahi bu haklara bir gün ihtiyaç duyabileceğini hatırlatırız.
Insan Hakları Platformu olarak, Korkmazhan’ın yargılandığı ilgili yasanın 47. Maddesinin, demokrasinin en önemli bileşenlerinden olan ve gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, gerekse AİHM’in içtihatları kapsamında korunan ifade özgürlüğü, özellikle siyasilere yönelik yapılan eleştirilerde daha geniş çerçevede yorumlanmaktadır.
Bunun yanında, Avrupa Konseyi tarafından açıkça devletlerin kişilerin ifadelerinden ötürü ceza davası açılarak hapis cezası riski ile karşı karşıya bırakılmasından kaçınmaları gerektiği vurgulanmaktadır.
İfade özgürlüğü derinden yaralanmaktadır
AİHM içtihadında çeşitli kararlar altında özellikle orantılılık unsuru kapsamında değerlendirilen cezai yaptırım ve hapis cezaları meselesi ifade özgürlüğünü derinden yaralanmakta, toplumlarda korku kültürü yaratarak özellikle basının otosansür tehlikesini arttırmaktadır. (Bknz: Lingens v Avusturya, Lewandowska-Malec v. Polonya, Morice v. Fransa).
Korkmazhan’ın yargılanmakta olduğu 47. maddesinin demokratik değerlerle çelişmesi, çağ dışı olması ve kişilerin salt siyasi eleştiri üzerinden ceza yargılaması riskini doğurması nedeniyle kaldırılmasını talep ediyoruz.
Ayrıca sayın Ersin Tatar’ı Kıbrıs Türk toplumunun iradesine ciddi zararlar verme potansiyeli barındıran böylesi yaklaşımlardan uzak durmaya ve insan hakları ve demokrasiye saygılı olmaya davet ediyoruz.
İnsan Hakları Platformu Bileşenleri: Kuir Kıbrıs Derneği, Sivil Toplum insiyatifi, Mülteci Hakları Derneği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Kıbrıs Türk Barolar Birliği – İnsan Hakları Komitesi