Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar, Kıbrıs konusunda taraflar arasında yapılacak görüşmeler yoluyla bir antlaşmaya varılmasından yana olduklarını ancak bu yapılacaksa egemen eşitlik
temelinde olmasını ve diğer çözüm modellerinin artık gündeme gelmesini istediklerini söyledi
Tatar: Guterres’in açıklama yapması doğru olmamıştır
Başbakan Ersin Tatar, açıklamasında şunları kaydetti:
“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres’in sanki Crans Montana’da kalınan yerden Kıbrıs görüşmeleri devam edecekmiş gibi bir açıklama yapması doğru olmamıştır.
Herkes biliyor, herkes görüyor ki Rum tarafı ile aramızda çözüm için ortak bir zemin ve vizyon bulunmamaktadır.
“Rum tarafı Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliğini reddediyor”
Rum tarafı 2017’nin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen hala, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliğini reddediyor, adanın zenginliklerini bizimle paylaşmaya yanaşmıyor, Türkiye’nin etkin ve ili garantörlüğünün devamına kesin bir tavırla karşı çıkıyor.
Böylesi bir durumda Sayın Genel Sekreter’in Kıbrıs konusunda Crans kalınan yerden Kıbrıs görüşmeleri devam edecekmiş gibi bir açıklama yapması doğru olmamıştır.
“Rum tarafı artık egemen eşitliğimizi kabul etmelidir”
Defalarca ifade ettiğimiz üzere, Kıbrıs’taki iki halk olarak bizler, öncelikle hidrokarbon konusunda anlaşmalıyız.
Denizlerdeki doğal gaz konusunda anlaşamazsak diğer konularda nasıl anlaşacağız?
Rum tarafı artık egemen eşitliğimizi kabul etmeli, bizden halkımızın önemli bir bölümünü göç etmek zorunda bırakacak toprak tavizleri istemekten vazgeçmelidir.
“BM Genel Sekreteri’ne düşen, gerçekçi olmaktır”
Rum komşularımız ve dünya, Türkiye’nin ektin ve ili garantörlüğünün devamının bizim için kırmızı çizgi olduğunu artık idrak etmelidir.
Böyle bir yakınlaşma söz konusu değilse artık iki halkın yetkileri ile garantörlerin egemen eşitlik temelinde, iki devletli çözüm üzerinde durmaları zamanı gelmiştir.
BM Genel Sekreteri’ne düşen, gerçekçi olmak, Kıbrıs konusunun bir sonuca bağlanması için yeni kirlerin, alternatif çözüm modellerinin ortaya konulmasına fırsat vermektir”