KıbrısManşet

Erhürman, Spehar ile bir toplantı gerçekleştirdi






Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cenevre’de gerçekleşecek  gayrı resmi 5 + BM toplantısı öncesinde Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile bir toplantı gerçekleştirdi

Mektup, Sphear’a teslim edildi

Erhürman toplantıda, CTP’nin Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin görüşlerini içeren mektubu da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e iletilmek üzere Spehar’a teslim etti. CTP Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşmede,  Erhürman’a Dış İlişkilerden Sorumlu MYK Üyesi Fikri Toros da eşlik etti.
İşte o mektup
Antonio Guterres,
Genel Sekreter,
Birleşmiş Milletler.
Ekselansları,
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı olarak, 27-29 Nisan 2021 tarihlerinde Cenevre’de gayri resmi olarak 5 + BM toplantısı düzenleme girişiminizi memnuniyetle karşılıyorum. Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin stratejik bir siyasi anlaşmaya varma konusundaki güçlü kararlılığınıza rağmen Adamızdaki bölünmüşlük devam etmektedir. Bölgedeki son gelişmeler bize statükonun durağan olmadığını hatırlatmaktadır. Tartışmalı olan Münhasır Ekonomik Bölge’deki gerginlik gibi siyasi sorunun devam eden sonuçları ne kabul edilebilir ne de sürdürülebilirdir. Aciliyet duygusu içinde kalıcı bir çözüme yönelik müzakere sürecinin yeniden başlamasına dair ortaya koymakta olduğunuz saygın liderliğinize, Kıbrıslı Türklerin güveni tamdır. Kıbrıslı Türklerin Cumhuriyet’ten dışlanmasına yol açan ve uzun bir süreden bu yana devam eden Kıbrıs sorunu, sayısız olumsuzluğa yol açmıştır. Bunlar ağırlıklı olarak uluslararası toplumdan ve hukuktan izole edilmekten kaynaklanmaktadır. Güvenli bir gelecek arayan gençlerin önemli sayıdaki göçü, birçok olumsuzluktan sadece biridir. Eş zamanlı yapılan Annan Planı referandumlarında Kıbrıslı Türkler %65 oranında onay vermiş olmasına karşın, planın Kıbrıs Rum Toplumu tarafından talihsiz bir şekilde reddedilmesi, bölünmüş ve sorunlu bir Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne katılmasına yol açmıştır. Daha sonra, AB Müktesebatı kuzeyde askıya alınmış ve Kıbrıslı Türkler tam teşekküllü bir üye devletin potansiyel faydalarından mahrum bırakılmıştır. Stratejik bir siyasi anlaşmanın sonuçlandırılması için bugüne kadar yapılan müzakerelerin yeterince olgunlaştığına inanıyoruz. Böyle bir anlaşma kalıcı barış, istikrar, güvenlik ve refah için sadece ortak vatanımız açısından değil, aynı zamanda AB ve Doğu Akdeniz bölgesi açısından da zorunludur. Bu bağlamda, 11 Şubat 2014 tarihli ortak metin, Crans – Montana konferansına kadar varılan tüm yakınlaşmalar, 30 Haziran 2017 tarihli 6 maddelik çerçeveniz ve 25 Kasım’da Berlin’de varılan mutabakat önemli bir zemin sunmaktadır. Ekselansları, İki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyonun olmazsa olmaz unsuru siyasi eşitliktir. BM’nin tüm kararlarında siyasi eşitlik ilkesi, “tüm federal devlet organlarına eşit sayısal katılım anlamına gelmezken, diğerlerinin yanı sıra … İki toplumun federal devletin tüm organ ve kararlarına etkili katılımı; Federal Hükümetin bir toplumun çıkarlarına aykırı herhangi bir karar almak için yetkilendirilmemesini sağlayacak güvenceler; ve iki federe devletin eşitliği, ayni yetki ve işlevlere sahip olması” anlamına gelmektedir. ” (UNSG Raporu S / 21183, 8 Mart 1990 ve BM Güvenlik Konseyi Kararı 716 (1991) ve 750 (1992) ‘de onaylandığı gibi). Bu nedenle, iki toplumun siyasi eşitliği dönüşümlü başkanlık ve yalnızca Bakanlar Kurulu’nda değil tüm federal organlarda da en az bir olumlu oy ilkeleri çerçevesinde uygulanmalıdır. Ekselansları, Önümüzdeki 5 + BM toplantısının nihai hedefinin anlamlı ve sonuç odaklı resmi müzakerelerin yeniden başlaması için ortak bir zemin bulmak olduğu göz önünde bulundurulduğunda, iki taraf arasındaki mevcut farklılıkları gidermek için farklı bir yaklaşım düşünmek gerekecektir. Değerli liderliğinizde toplantı öncesinde yürüttüğünüz istişarelerinize duyduğumuz güven ve desteğimizin tam olduğunu hatırlatır, saygılar sunarım.








Başa dön tuşu