EkonomiKıbrısManşet

Değirmencioğlu: ABD’de ‘reel faiz’ düşüyor. Tamtamlar ‘kıymetli madenler’ için çalıyor




ABD’de ‘reel faiz’ düşüyor. Tamtamlar ‘kıymetli madenler’ için çalıyor

Arefe günü, ABD’de açıklanan TÜFE enflasyonu 13 yılın zirvesinde gerçekleşti. Yıllık bazda manşet TÜFE artışı %4,2, çekirdek TÜFE artışı ise %3,0 oldu.

Verinin yüksek geleceği beklentiler dahilinde olsa da, gerçekleşmenin beklentileri de aşması ve buna karşı FED’in ne yapacağının da tam olarak kestirilememesi, piyasalarda ilk nazarda ciddi bir sarsıntı yaşanmasına neden olsa da, akabinde sular çabuk duruldu.

Biraz açalım. Malumunuz FED, enflasyonda yükselişin geçici olacağını savunarak politika tepkisi vermeyeceğini söylüyor.

Yani basitçe, bir iki aylık veriye bakıp da benden faiz artışı beklemeyin diyor. Kovid nedeniyle istihdam piyasasından işler kötü diyor.

Lakin, FED’in hedefinin %2 olduğu bir ortamda, manşet enflasyonun %4,2 seviyesine yükselmesi karşısında ne kadar sessiz kalacağı da bilinmiyor!

Bilmediklerimizi bir kenara bırakıp, bildiklerimize odaklanırsak, şu tespiti yapmamız pek de hatalı olmayacaktır.

ABD’de enflasyon ciddi bir şekilde artıyor ve FED’in de politika faizi %0-%0,25 bandında. Her ne kadar FED faize dokunmasa da, doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvili %1,62 seviyelerinde salınıyor (piyasa faiz artırmış durumda).

Bu da bize, çok basit bir matematikle (TÜFE %4,2 ; 10 yıllık tahvil getirisi %1,62) reel faizin daha da eksi olduğunu gösteriyor!

Böyle bir ortamda, her ne kadar para birimleri, kripto varlıklar veya hisse senetleri için temkinli konuşmak gerekse de, aynı şeyi kıymetli madenler için söyleyemeyiz.

ABD 10 yıllık tahvilin reel faizi ile oldukça kuvvetli bir korelasyona sahip olan kıymetli maden fiyatlar, özellkle de altının, bundan sonraki süreçte yukarı yönlü bir seyir izlemesi kimseyi şaşırtmamalı. Özellikle, 1,860 usd/ons seviyesi üzerinde, grafiğin çehresinin değişmesini bekliyoruz (bakınız grafik).

Her ne kadar piyasalar “FED faizi artıramaz ki” şarkısını söyleyerek yüksek enflasyonun küresel risk iştahı üzerinde yarattığı tahribatın hızla dağılmasına neden olsa da, bu süreçte rezervleri çok zayıf, cari açık fonlama ihtiyacı oldukça yüksek, turizm sezonu sancılı, içeride devam eden dolarizasyon süreci de düşünülürse, Türk mali piyasalarının negatif ayrışma ihtimali de göz ardı edilmemelidir.

Bültenin devamı için TIKLAYIN









Başa dön tuşu