Halkın Partisi (HP) Milletvekili Ayşegül Baybars, ülkede yaşanan ekonomik kriz, demokrasi ve ülke yönetimi konusundaki sıkıntılar, hükümetin vatandaşına verdiği değer, insanlara yaşattığı sıkıntılar nedeniyle zor günlerden geçildiğini söyledi
Baybars: Zaman aşımı yoktur ve tekrardan incelenip aydınlatılması gerekir
Katıldığı programda gündemin önemli başlıklarını değerlendiren Baybars, Kutlu Adalı cinayetine ilişkin de yorumlarını paylaştı.
Ortada hukuken araştırılıp incelenmesi gereken bir suç olduğuna işaret eden Baybars, 25 yıl önce işlenmiş fail-i meçhul bir cinayetin failinin bulunmasına yönelik yeni bir iddianın ve ifadelerin ortaya çıktığını, bu nedenle askıda olan soruşturmanın tekrardan canlandırılması gerektiğini ifade etti.
Baybars’ın, Kutlu Adalı cinayetine ilişkin yorumları şu şekilde:
“Bizim ülkemizde yürürlükte olan ceza yasalarına göre bu tür suçlarda zaman aşımı yoktur. Cinayetin işlendiği ve mağdurun bulunduğu yer KKTC olduğundan suçun aydınlanması ve soruşturmanın etkin ve yeterli bir şekilde yapılması yükümlülüğü bizim polis teşkilatımızın üzerindedir.
AİHM, Kutlu Adalı’nın eşinin yaptığı başvuru üzerine verdiği kararında, yetkililerin cinayet suçunun aydınlanmasına ilişkin yeterli ve etkili soruşturma yapılmadığını bu nedenle de AİHM’nin ‘yaşam hakkı’na ilişkin ilkesinin ihlal edildiğini ortaya koymuştur.
Bundan hareketle 25 yıldan sonra ortaya çıkan yeni iddialar çerçevesinde bu fail-i meçhul cinayetin aydınlatılması için bir fırsat daha ele geçmiştir.
Ülkemizdeki toplumsal düzenin tesis edilebilmesi, toplumsal huzur ve barış için devletin, suçları önleme, suçların faillerini ortaya çıkarmak için etkin ve adil soruşturma yapma, soruşturma sonucunda failleri yargılatma ve adaletin tecellisini sağlama yükümlülüğü vardır.
Bu nedenle yetkililerin soruşturmayı ileri götürme sorumluluğu bulunmaktadır.”
“Adalı cinayetine ilişkin adım atılmasının gecikmesi ihmale yol açacaktır”
HP Milletvekili Baybars, Başbakan Ersan Saner’den bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığına, Türkiye ile KKTC arasında olan Adli İş Birliği Anlaşması gereği bir adım atılmadığına ilişkin soru yönelttiklerini ancak yanıt alamadıklarını aktardı.
Baybars, Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın “Suç varsa gereken yapılır” yanıtını verdiğini belirtti; “Gerekenin ne olduğu ortadadır, gecikmesi de ihmale yol açacaktır. Bu davayı bu kadar hafife almalarının altında ne yattığını da bilmiyoruz” dedi.
İçişleri Bakanı Kutlu Evren’in 2 bin 500 kişiye vatandaşlık verildiğini yönündeki açıklamasını da değerlendiren Ayşegül Baybars, iktidarın sürekli yurttaşlık meselesini tartışma konusu yaparak siyasete bulaştırılan, seçimde oy alabilmek için vaade dönüştürülen bir konu olduğunu belirtti.
“Hükümetin bir nüfus politikasının olmaması
ülkenin nüfus dengesi açısından tehlikelidir”
Vatandaşlık konusunu değerlendirirken nüfus politikasının önemli olduğuna değinen Baybars, hükümeti plansızlık konusunda eleştirdi.
Beş ayda 2 bin 500 vatandaşlık verilmesinin çağ nüfus dengesini bozduğunu ifade eden Baybars, bu adımların çağ nüfus dengesini bozabileceğini ve hiçbir ülkede kabul görmeyecek uygulamalar olduğunu söyledi.
Baybars sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette evlilik dolayısıyla verilen vatandaşlıklar doğal ve yasal haklardır. Ancak çağ nüfus dengesini korumak için vatandaşlıklar belli bir kotada verilmelidir.
Bu hükümetin herhangi bir politikası olmadığı gibi nüfus politikası da yok. Hükümetin artık toplumun iradesini yansıtmadığını söyleyerek bir an önce seçime gidilmesi noktasında yaptığımız çağrıların ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha görmüş olduk.
Bir an önce seçime gidilip irade yenilenmesi, politika oluşturamayan, ülke menfaatine iş yapamayan hükümetin toplumun önünde engel olmaktan çekilmesi gerekiyor.”