KıbrısManşet

Uzunoğlu: Hastaneye değil hastanenin projelendirme şekline karşıyız






Kıbrıs Türk Mühendisler ve Mimarlar Odası, 500 yataklı devlet hastanesi, Cumhurbaşkanlığı sarayı ve benzer projeler hakkında basın toplantısı düzenleyerek, devlet adına yapılan ‘ithal projelerdeki’, ülkenin yasa, koşul ve standartlarına uyumsuz anlayışa ‘dur deme’ zamanının geldiğini belirtti

Uzunoğlu: Hastaneye değil hastanenin projelendirme şekline karşıyız

Mimarlar Odası, yeni yapılacak 500 yataklı Devlet Hastanesi ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı projelerinin, Pandemi (Acil Durum) hastanesi ile aynı yöntemlerle projelendirme süreçlerine karşı duruş sergileyeceklerini ve vizelenmeyen projenin uygulanması durumunda yasal çerçevede gereğini yapacaklarını duyurdu.

Mimarlar Odası Merkezinde düzenlenen basın toplantısında, ilk sözü alan Oda Başkanı Kozan Uzunoğlu, kamusal binaların işlevselliği ve denetimi açısından uzun süreli olarak ele alınması gerektiğini vurgulayarak, binanın idamesi için mimar ve mühendislere ihtiyaç olduğunu anlattı.

Pandemi (Acil Durum) Hastanesi’nin ülke yasaları nezdinde bir sorumlusu olmadığını anlatan Uzunoğlu, hastaneye değil hastanenin projelendirme şekline karşı olduklarını vurguladı.

500 yataklı Devlet Hastanesi ile Cumhurbaşkanlığı Sarayının da benzer şekilde projelendirileceği yönündeki endişelerini dile getiren Uzunoğlu, ülkede bu binaları yapabilecek bilgi birikimin bulunduğunun altını çizdi.

“Yasaların göz ardı edildiği bir hastane inşaatı örneği yaşandı”

Mimarlar Odası Başkanı Kozan Uzunoğlu’nun konuşmasının ardından Mimarlar Odası Yazmanı Simzer Kaya, basın açıklamasını okudu.

Açıklamada, Pandemi Hastanesi’nin ülkedeki yasalar göz ardı edilerek yapıldığı savunularak, kamuya ait binaların projelendirme yetkisinin Planlama ve İnşaat Dairesi’nde olduğu hatırlatıldı.

Mimarlar Odası’nın, Pandemi Hastanesi ihtiyacının karşılanması için izlenecek yol hususunda bir dizi görüşmeler gerçekleştirdiğinin belirtildiği açıklamada, Oda’nın söz konusu binanın hizmet alımı protokolü kapsamında ve KTMMOB iş birliği ile yapılması gerektiği kararını aldığı kaydedildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Devlete ait bu tür önemli yapıların kararları, siyasi irade ve bu iradeye yakın kişilerin şahsi görüşleri üzerinden geliştirilmemelidir. Pandemi Hastanesi konusunda da yaşanan sıkıntıların temel sebebi bu konuda uzman kurum ve kuruluş görüşlerinin alınmamasıdır.

Değişik ölçeklerde, bilime dayalı yapılması gereken çalışmalarda, planlama disiplininin göz ardı edilmemesi gerekir. Devlet adına yapılan ithal projelere örnek Pandemi Hastanesi uygulamasında da gördüğümüz gibi, ülkemiz yasalarına, koşullarına ve standartlarına uyumsuz, devleti maddi zarara da uğratan bu anlayışa artık dur demenin zamanı gelmiştir.”

Kamuya ait binaların projelendirme yetkisinin Planlama İnşaat Dairesi’nde olduğu ve projelerin bu birimin sorumluluğunda ve denetiminde gerçekleştirildiğinin aktarıldığı açıklamada, özel sektöre dağıtılan kamu projelerinin adaletsiz bir durum oluşturduğu, meslek ortamını bozduğunu ve devlet ciddiyetine olan güveni sarstığı savunuldu.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Yeni yapılacak olan 500 yataklı Devlet Hastanesi ile Cumhurbaşkanlığı İdari Binası ve Sarayı projelerinin de ithal projeler olduğun veya olacağını gözlemlemekteyiz.

En büyük işveren konumundaki devletin, ithal projelere itibar etmemesi gerektiğini, Mimarlar Odası’na kayıtlı yaklaşık 1600 üye ile 10’un üzerinde Mimarlık Fakültesi bulunan ülkemizin, kendi öz kaynaklarıyla bu tür projeleri gerçekleştirebilecek bilgi birikimine, deneyimine ve yeteneğine sahip olduğunu her platformda vurgulamaktayız. Çevre kalitesini artırmak ve özellikle yerli ve genç mimarlara daha çok olanak tanıyarak, özgün ve yerel iklime ve kültüre dayalı tasarımları teşvik etmek büyük önem arz etmektedir.

Özellikle devlet altındaki bakanlıkların ve idarecilerin, yapı sanatına değer veren mimarlık politikalarının üretilmesine katkı sağlayacak adımlar atması, teknik ve uzmanlardan oluşan bilimsel komitelerle projelerin kurgulanması gerektiği görüşündeyiz. Bu bağlamda ülkemizin kültür, sanat, sosyal ilişkilerine değer katacak nitelikteki bir anlayışla kararlar üretilmesi gerektiği inancındayız.”

“Üyelerimizin ve yasalarımızın daha fazla hiçe sayılmasına tahammül edemeyiz”

500 yataklı Devlet Hastanesi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve arkasına gelebilecek benzer projelerin Pandemi Hastanesi ile aynı yöntemlerle projelendirme süreçlerine karşı duruş sergilenmesinin elzem olduğunun kaydedildiği açıklamada, ülkede mesleklerini icra eden üyelerinin ve yasaların daha fazla hiçe sayılmasına tahammül etmeyecekleri vurgulandı.

Kamuya ait işlerin projelendirilmesinde uzun vadeli planlamalar yapılarak hareket edilmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada, “Binaların bakımı ve idamesi ile ilgili sürecin en başından, son aşamasına kadar sürdürülebilir olması, yerel mimariye, yerel mevzuatlarımıza, ülkemize uyumsuzluk yaratabilecek bu tür yatırımlar için hükümetteki yöneticileri bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz.

Tüm uyarılara rağmen vizelenmeyen projenin uygulanması durumunda yasal çerçevede, meslek haklarımızı korumak adına gereğini yapacağımızı kamuoyuna duyururuz” ifadelerine yer verildi.









Başa dön tuşu