Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ın tümünün Avrupa Birliği‘ne (AB) alınmasının Türkiye ile bağların koparılması olduğunu iddia ederek, asla ve kata buna müsaade etmeyeceklerini söyledi
Tatar AKP’li vekillerle Elazığ’ı gezdi
Kıbrıs’ın güneyinde 2 gündür devam eden ve adeta bir felakete dönüşen yangından sonra bile, ziyaretleri yarıda kesmeyen Cumhurbaşkanı Tatar, dün akşam da Elazığ‘a geçti.
İlk olarak televizyon kanallarının genel yayın yönetmenleri ile bir araya gelen Tatar, tarihi Harput Mahallesi‘ne geçerek burada hem ziyaretlerde bulundu hem de tarihi mekanları gezdi.
Tatar ve heyetinin Harput’taki programına Elazığ Valisi Erkaya Yırık, AKP Elazığ milletvekilleri Metin Bulut, Sermin Balık, Zülfü Demirbağ, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ile kent protokolü katıldı.
“Benim Cumhurbaşkanı seçilmemle yeni bir siyaset oluşmuştur”
Elazığ’a ziyaretlerinin çok anlamlı olduğunu söyleyen Tatar, Kıbrıs’ın güvenliği ve geleceğinin Türkiye ile birlikte oluşturulan siyasete bağlı olduğunu iddia etti.
Tatar şunları kaydetti:
“Hepimizin ortak temennisi ve yüreği güçlü bir Türk ulusu, güçlü bir Türk milleti ve güvenlik içerisinde yaşayan bir Kıbrıs Türk halkı. 1571’de de 70 bine yakın şehit verilerek süren savaşlarda Kıbrıs’ın fethi oluyor. O günden beridir Kıbrıs’ta bir mücadele verilmektedir.
Yunanlara karşı, İngilizlere karşı ama neticede bizim orada şu anda bir devletimiz vardır. Benim Cumhurbaşkanı seçilmem de bildiğiniz gibi yeni bir siyaset oluşmuştur, geliştirmiştir.
O vizyonda Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki ayrı bağımsız devletin iş birliğiyle ancak bir anlaşmanın olabileceği, çünkü bugün Yunanistan Avrupa Birliği’ndedir, Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği’ndedir ama Türkiye Avrupa Birliği’nde değildir. Kıbrıs Türkleri her zaman Türkiye’nin yanında olmuştur.
Dolayısıyla federal bir çatı altında Kıbrıs’ın tümünün Avrupa Birliğine alınması bir bakıma Türkiye ile bağlarımızın koparılmasıdır.
Asla ve kata Türkiye ile bağlarımızın koparılmasına izin ve müsaade vermeyiz. Aramızdaki köprülerin, bağların siyasi, ekonomik, kültürel ve her türlüsüyle daha da güçlendirilmesi lazım”
