Toplumcu Kurtuluş Partisi-Yeni Güçler (TKP-YG) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Kıbrıstürk tarafınca bu dönemde sürdürülen yanlış ve her an değişebilen siyasi manevraların, Kıbrısrum liderliğini geçmişte çözümsüzlük yanlısı suçlanan taraf olmaktan mağdur olan taraf konumuna getirdiğini belirtti.
Çakıcı: Uzun vadeli götürülecek bir siyaset değil
Çakıcı yazılı açıklamasında, barış ve çözüm yanlısı bir siyaset yerine çatışma kültürünün artırıldığı siyaset anlayışının uzun vadeli götürülebilecek bir siyaset olmadığını ve çökmeye mahkum olduğunu belirtti
“Halkın böyle bir talebi yok”
Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Millet Bahçesi ve KKTC Meclis binası yaptırma önerilerinin büyük törenlerle sunulmasına rağmen Kıbrıstürk halkının talebi olmadığını ifade eden Çakıcı, bu temsili binaların Kıbrıstürk halkının kendi kaynakları ile yapılmasının daha doğru olduğunu belirtti.
“Binaların yapılması için aciliyet yok”
Bu binaların bugün yapılmasıyla ilgili bir aciliyet olmadığını kaydeden Çakıcı, bugün Covid 19 ile mücadele, hastane, okul, yol, alt yapı, düşük gelirli insanların desteklenmesi gibi çok daha öncelikli temel ihtiyaçlar olduğunu vurguladı.
Mevcut Cumhurbaşkanlığı binasının “Gecekondu” olarak nitelendirilmesinin de Kıbrıstürk halkını ayrıca rahatsız ettiğini belirten Çakıcı, konu binanın hem Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Küçük’ün hem de KKTC’nin kuruluşundan bu yana tüm Cumhurbaşkanlarının tarihi mekanı olduğuna dikkat çekti.
Çakıcı, şunları belirtti:
“Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Kıbrıs Türk halkını halihazırda temsil eden yetkili durumdaki siyasetçilerin bunları düzeltmeye yönelik veya düzenlemeye yönelik olması gereken tavırların tam tersi bir davranışla ortaya konması da ayrıca üzüntü vericidir. Bugünün temsili ve yetkili siyasetçisi silik ve korkak görüntüsüyle olumlu veya olumsuz her şeyi alkışlar konuma gelmiştir.
Hakarete uğrasak dahi alkışlar pozisyonlarını sürdürmektedirler. Koltuk koruma veya sürdürme uğruna hiçbir kişilikli siyaset ortaya konamamaktadır. Bu tür bir temsiliyet Kıbrıs Türk halkının gerçek anlamda bir temsiliyeti olamaz.
Bu tür siyasi duruşlar sağlıklı bir duruş değildir ve yalnızca çıkar ilişkileriyle beslenmektedir. Biat kültürü ile ortaya konulan siyaset anlayışı Kıbrıs Türk halkının tüm dünyada, AB, Türkiye, Kıbrıs Rumları ile karşılıklı ilişkilerde inandırıcılığını ortadan kaldırmaktadır.”