KıbrısManşet

Denktaş: Rumlar bütün adanın coğrafyasını kendilerinin olarak görmektedir






Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Serdar Denktaş, Rumların federasyonu taviz olarak gördüğünü söyledi.

11 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak 5 aday, Kıbrıs Genç Tv’de “Er Meydanı Seçim Özel” programında bir araya geldi.

Ofisinden yapılan açıklamaya göre  Serdar Denktaş, Başbakan Ersin Tatar’ın “son dakika” Ankara ziyareti üzerine programa katılmaması hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, “Nereye kaçtın Ersin? Sana kızmayacaktık. 11 Ekim’de nereye kaçacaksın? Ersin Tatar’a sesleniyorum. 9 Ekim’e kadar hangi ortamda isterse, hangi TV kanalında rahat edecekse orada buluşmaya hazırım” dedi. Ersin Tatar’ın “Başbakanım ve sorumluluklarımın bilincindeyim” şeklinde yaptığı açıklaması hakkında ise Denktaş, “Halk yutmaz, kimseyi kandırmasınlar” ifadelerini kullandı.

Programda Kıbrıs konusunun mevcut durumu ve bundan sonra izlenmesi gereken yol hakkında görüşlerini bildiren Denktaş, şu ifadeleri kullandı:

“Bir Türk tezi olarak ortaya çıkan federasyon, 1977 yılında Rauf Denktaş’ın elde ettiği bir tavizdir. Bunu Kıbrıslı Rumlar halen büyük taviz olarak konuşmaktadır. 52 yıldır tartışarak didik didik ettik ve en ince ayrıntısına kadar konuşuldu. Ne kadar konuşsak da çatışma alanları o kadar arttı. BM parametrelerine bağlı federasyonu Kıbrıslı Rumların kabul edemeyeceğini çok açık anlamamız lazım. Rumlar bütün adanın coğrafyasını kendilerinin olarak görmektedir. İki toplumlu, iki kesimli bir federasyon kurduğumuzda kendilerine göre coğrafya azalacak. Kıbrıs milleti kendilerine göre Elen’dir. Devlet kendilerinindir bakış açılarına göre. Kabul etmemelerinin ana unsuru budur. Annan Planı ve Crans Montana sürecinde ortaya konan önerileri Rumlar reddettikten sonra, biz halen daha mevcut parametreleri federasyonu konuşmaya devam ettikten sonra, bir yere varmamız çok mümkün değil”

Denktaş konuşmasına şöyle devam etti;

“Seçimlerden hemen sonra ilk yapmamız gereken Türkiye ile ortak bir hedef belirlemektir. Hedefe varmak için Kıbrıs içerisinde atılacak adımları biz daha iyi biliriz, Akdeniz içerisindeki adımları da Türkiye daha iyi bilir. Bu adımları karşılıklı destekleyebilme konusunda bizim kendi içimizde hemfikir olmamız gerekmektedir. Masada federasyon vardır. Her ne kadar önerimizi geri aldık desek de masa unutmaz, tüm bunlara orada durmaktadır. Bu nedenle mutlaka başlayacağımız yer iki toplumlu, iki kesimli federasyondur.

Yapılması gereken, bizim Kıbrıslı Rumların adamızın geleceğiyle ilgili tahayyül etmemiz gereken şey nedir? Bunu birbirimize samimiyetle anlatabilmemizdir. Bunu dünyaya ve BM’ye göstermemizdir. Bunu başarmamız halinde bizim görüşebileceğimiz şey, gelecek kuşakları da şimdiden stabilize bir anlaşmanın içerisine tıkayarak değil, dinamik bir şekilde ortaya koyabileceğimiz desantralize federasyonu bu kez ortaya koyabiliriz. Zayıf bir merkez ve iki güçlü kanat devlettir. Sayın Akıncı söylemişti  “2016 yılına kadar bir şey bulduk bulduk bulmazsak bu bizim son denememizdir” demişti. Değil Sayın Akıncı’nın, bizim de süre açısından görebileceğimiz bir süreç yok. Evet desentralize federasyonu, ucu açık değil ufku açık şekilde yepyeni bir süreç başlatabilir miyizi ortaya koymalıyız.
Akdeniz içerisinde savaş tamtamlarının çaldığı bir dönemdeyiz. Eğer diyalog yolunu açabilirsek Doğu Akdeniz’deki  hidrokarbon savaşın başlangıcı, parlayacak bir yıldızın habercisi olabilir.”

“SEÇİMLERE TÜRKİYE MÜDAHALE YAPIYOR”

 

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş  Türkiye tarafından seçimlere müdahaleler yapıldığını kaydederek, “Bu akşam yapılan, bizimle tartışma noktasında kapasite acizliği olduğunu gösteriyor. Ersin Tatar ile ilgili yapılan girişimler halkımız tarafından kabul görmüyor. Bunu artık anlasınlar” dedi.
Bir takım bürokratların tavırlarının ilişkileri bozduğunu söyleyen Denktaş şöyle konuştu:

“Türkiye ile ilişkimiz asırlardan beri devam eden güçlü bir gönül ilişkisidir. Kimsenin bunu bozmaya hakkı yoktur. Kimse beni Türkiye’yi sevmeyen kısmına sokmaya çalışmasın. Hepimizin Türkiye sevgisi doğuştan vardır. Bunu bozmaya çalışıyorlar. Yapmasınlar.

Maraş, Kıbrıs Türk yönetiminde açılabilir. Maraş kendi yönetimimizde her iki halkın da fayda sağlayabileceği, çözüme endeksli olarak açılabilir. Bunun için yapılacak diplomatik girişimlere dikkat etmemiz lazım. Maraş konusu için yapılan toplantıda yaptığım öneriye sonra bakarız denmişti, daha sonra hükümet değişince gündeme geldi. Maraş kendi yönetiminde açılabilir. İki kesimin de faydalanabileceği bir yer olabilir, çözüme odaklı açabiliriz. Bu yapılırken atılacak her adıma dikkat edilmelidir.”

“CUMHURBAŞKANI HALKIN ADINA GÖZCÜDÜR”

Cumhurbaşkanının Kıbrıs sorunu dışındaki yetki ve sorumlulukları konusuna değinen Denktaş, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı toplumun bütününe gözcü gibi bakan, mağduru koruyan, toparlayıcı, kucaklayıcı olmalıdır. Sözle bir vizyon aktarımı yapmayacağım. Vatandaşlar geçmişime baktıklarında kimsenin rozetine bakmadığımı hatırlasınlar, yanlışlarım olmuştur ama hakkı olana hakkını verdiğimi bilirler. Partizanlık yapmadığım için çok eleştirildim ve oy kaybettim, ancak duruşumdan taviz vermedim. Bunu Cumhurbaşkanlığı’na da taşıyabileceğimi biliyorum.

Bakarsanız Cumhurbaşkanı ve Başbakanlıkta yani ikisinde de yetki vardır. Önemli olan burada ikisinin iyi anlaşması, birbirine saygı duymasıdır. Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu’na başkanlık edebilir ama bilmemiz gereken; eğer o toplantıda alınan kararı Başbakan imzalamazsa yürürlüğe girmez. Yürütme hükümettedir.
Cumhurbaşkanı tek başına yeterli olmaz ve tüm işlere yetişemez  Danışma kadrosu vardır Cumhurbaşkanlığı’nın. Biz bunun yerine özel temsilcileri atayarak toplumun sorunlarını bıçak kemiğe dayanmadan birlikte çözebiliriz. Bunun amacı sorunu önceden belirlemek ve önlemektir.

Toplumun her kesimi pandemi sürecinin etkisiyle birbirine küstür. Gemisini kurtaran kaptan ve birbirinin kazancında gözü olan duruma gelmiştir.  Biz bu dönemde Yeni Cumhuriyet’ten bahsettik, bu yeni anayasa anlamına da gelmektedir. Yeni Cumhuriyet pandemi öncesinde bu memleketin aksaklıklarını kaldırmak demektir. Cumhuriyet Kurulu’nun etrafına, bu ülkenin tüm kılcal damarlarını da temsil eden yerleri de çağırmak suretiyle, bir koordinasyonun oluşturulması önemlidir. Bu süreçte biz her makamla birlikte olup, öneri sunup, tartışıp kararlar alacağız. Koalisyon oluşturulmalı ve konular hep birlikte orda tartışılmalı ve sonucu tatlıya bağlanmalı. Cumhurbaşkanının onayı ve katkısı olmadan olmaz, diğer yetkililerin katkısı olmadan harekete geçilemez, yenilikler ve atılımlar birlikte bu şekilde çözülebilir. Bunu yapabileceğime inanıyorum çünkü 30 senem böyle geçti, 30 senede bunu görerek büyüdüm. Yepyeni bir dönem açmak istiyorum.”









Başa dön tuşu