Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ortak basın açıklaması yaparak, okulların bir ilçede en son kapanan, diğer sektörlerden önce, ilk açılan kurumlar olması gerektiğini vurguladı
Etkin denetimler sağlanmalı
Açıklamada, okulların sağlıklı ve güvenli bir ortamda sürdürülebilir ve güvenli şekilde yüz yüze eğitime başlayabilmesi için KTÖS, KTTB ve KTOEÖS’ün birlikte başlattığı çalışmayla yeni eğitim yılının planlanması için toplumsal bir mücadele ortaya koyduklarını belirtti.
“Okulları açma ve açık tutma hedefindeyiz”
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Tüm tarafların ortak yürütebileceği, işbirliğine dayalı bir algoritma ile okulları açmak ve açık tutabilmek hedefinde olduğumuzu vurgularız.
Öğretmenlerin % 91’in üzerinde aşılandığını belirtir, aşılanmayan aile bireylerinin aşılanmaya teşviki için çalışma yapılması gerekliliğini hatırlatırız.
Okulların açık tutulması veya kapatılması kararı, yerleşim birimindeki vaka sayısından bağımsız olarak ele alınmalıdır. İlçedeki tüm sektörler kapandığı halde vaka sayıları hala kontrol altına alınamıyorsa ve hastaneler ve yoğun bakımların kapasitesinin aşılmasından endişe ediliyorsa, ancak o zaman okulların kısa süre ile kapalı tutulması gündeme gelebilir. Okullar bir ilçede EN SON kapanan, diğer sektörlerden ÖNCE, İLK AÇILAN kurumlar olmalıdırlar.
Yüz yüze eğitim öğrencilerin kişilik ve kimliklerinin; sosyal zeka ve becerilerinin gelişmesinde çok önemli bir rol oynadığı da tüm Dünya tarafından kabul edilmiştir.
Sadece aşılama, maske, hijyen ve sosyal mesafe kurallarının uygulanmasının tek başına yeterli olmayacağını hatırlatır, eğitim öğretim faaliyetlerinin yeniden organize edilebilmesi için bir dizi adımlar atılması gerektiğinin altını çizeriz. Bu anlamda aşağıdaki hususlar eğitimin planlanabilmesi açısından önemlidir.
1. Etkin denetim sağlanarak güven ortamı oluşturulmalıdır.
Yüz yüze eğitimin başlayabilmesi ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için okul dışı ortamlar ile ilgili alınan kararların ve getirilen kısıtlamaların etkin şekilde denetlenmesi gereklidir. Okullarda, evden okul ortamına kadar her noktada planlanan tedbirlerin denetlenmesi gereklidir. Denetim yoksa, kararların anlamı yoktur.
2. “Eğitim Bilim Danışma Komisyonu” ivedilikle oluşturulmalıdır. KTTB, öğretmen sendikaları, akademisyenler, Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden oluşacak olan bu komisyona bağlı alt komisyonlar oluşturup (sağlık/güvenlik, eğitim planlaması, ölçme/değerlendirme, rehberlik servisleri) istişareye dayalı, güncellenen bilgiler ışığında kararlar üretmelidir.
Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nda belirtildiği üzere, KTTB’nin Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi (BHÜK)’ne katılımının halen sağlanmaması, bilimle ve ortak akılla bağdaşmayan bazı kararlara yol açmıştır. Bu sebeple KTTB’nin, BHÜK’nin toplantılarına ve karar alma aşamalarına katılması, bilim yolunda ulaşılacak ortak aklın üretilmesine imkan yaratacaktır.
BHÜK’nin eğitim ile ilgili karar üreteceği toplantılarda, Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nın öngördüğü gibi ilgili örgütlerin (KTTB, KTÖS, KTOEÖS) ve Eğitim Bakanlığı temsilcilerinin hazır bulunması, paydaşların koordine olabilmelerine katkı sağlayacaktır. Böylece yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün olacaktır.
3. Uzaktan Eğitim Döneminin veri analizi yapılmalı, yeni dönem bu veriler ışığında planlanmalıdır.
Çocukların davranışsal, bilişsel ve psiko-motor gelişimleri ile temel kazanım ve becerileri göz önüne alınarak uzaktan eğitim döneminin ölçme ve değerlendirilmesi yapılarak;
a) Çocukların fiziksel, psikolojik, sosyal gelişimleri ve okula yeniden geri dönüşleri ile ilgili de hazırlık yapılmalı, eğitim programlarında gezi/gözlem, etkinlik ve projelere daha çok yer verilmelidir.
b) Gelecek eğitim dönemi başında kayıplar ile ilgili destek programı planlanmalıdır.
c) Öğretim programları ve ders kitapları temel kazanımlar dikkate alınarak gözden geçirilmeli, temel ihtiyaçlar belirlenmeli, ihtiyaç duyulan yeni davranış, beceri ve kazanımlar programa dahil edilmelidir.
d) Kamusal eğitimde öğrenci nüfusunun %6’sını 3.ülkeden gelen öğrenciler oluşturmaktır. Planlama çok kültürlü eğitim ihtiyaçlarına göre yapılmalıdır.
4. Hizmet içi kurslar
a) Dijital dönüşüm, teknoloji, internet, medya ve eğitim programı okuryazarlığına daha çok yer verilmeli, aileler için de benzer programlar düzenlenmelidir.
b) Dayanışma ve işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz bu zamanlarda barış kültürü eğitimi çalışmaları desteklenmelidir.
c) Pandemi dönemi tedbirleri, uygulamalarının önemi konusunda aileler, öğretmenler ve öğrencilere yönelik bilgilendirici eğitimler ve kamu spotları hazırlanmalıdır.
5. Okullar kadro ve alt yapı bakımından sorunsuz açılmalıdır.
İlköğretim Dairesi’ne bağlı 111 tane kamusal okul mevcuttur. Genel Orta Öğretim Dairesi ve Mesleki Teknik Öğretim Dairesi’ne bağlı 46 okul vardır.
Genelde sınıf içerisindeki masalarımız çift kişilik olduğu için öğrencilerin sosyal mesafe kuralları dahilinde tekli oturması gerekmektedir. Tekli sıraların sağlanabilmesi durumda okullarımızın büyük bölümünde tam zamanlı eğitime fırsat doğacaktır.
Toplamda 157 okulumuzu sağlıklı ve güvenli tutabilmek için her okula bütçe ayrılmalıdır. Pandemi döneminde okulların açılamasından dolayı ödenmeyen taşımacılık, elektrik, su ve diğer giderlerden elde edilen tasarruf okullara aktarılmalıdır.
Okulların öğretmensiz ve yöneticisiz açılmaması için çalışmaların devam etmesi ve gerekli kadro önlemlerin alınması gerekmektedir.
Okullar açılmadan önce hijyen malzemelerinin okullara gönderilmesi ve hademe kadrolarının ivedilikle tamamlanması gerekmektedir.
Özel gereksinimli bireylerin eğitimi için ek bütçe ve kadro verilmesi gerekmektedir.
Orta öğretime özel eğitim öğretmeni kadrosu, İlköğretime de okul psikologları (rehber öğretmen) kadrosu açılması temel talebimizdir.
6. Çocuk koruma politikaları
İstismar ve ihmalleri tespit edebilmek için “okul aile sözleşmesi ve çocuk koruma politikaları” gündeme alınmalıdır.
7. Eğitim Bakanlığı her türlü duruma hazır olacak eğitim modellerini hazırda tutmalı ve eğitimdeki tüm paydaşları ile birlikte hareket etmelidir.a) Normal eğitim programları
b) Seyrekleştirilmiş eğitim programları
c) Uzaktan eğitim programları
Okullarımızın sağlıklı ve güvenli bir ortamda sürdürülebilir şekilde yüz yüze eğitime başlayabilmesi için 4 haftalık bir zaman dilimi olduğunu belirtir, tüm yetkilileri sorumluluğa davet ederiz.