KıbrısManşet

Tatar: Dinimiz İslam, anavatanımız Türkiye

Financial Times, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir görüşme gerçekleştirdi

Tatar önümüzdeki ay BM’de iki devletli bir çözüm için baskı yapacak

Financial Times’in ‘ayrılıkçı Kuzey Kıbrıs’ın sert lideri’ olarak tanımladığı Ersin Tatar’ın önümüzdeki ay BM’de iki devletli bir çözüm için baskı yapacağını söyledi

‘Tatar’ın Türkiye’den güçlü bir destekle geçtiğimiz yıl seçilmesi’ tanımının da bulunduğu haberde, Tatar’ın olası yeniden birleşme konusunda uzlaşmaz bir çizgi çizdiği ifade edildi.

Tatar, Financial Times gazetesine verdiği röportajda, 1960’ların ortalarından bu yana etnik çizgilerle ayrılmış olan adanın iki tarafının yeniden bir araya gelmek için çok uzak olduğunu ve gelecekteki müzakerelerin tarafının “eşit ve egemen” olarak tanınmasını gerektirdiğini iddia etti.

Tatar açıklamasında, “dünyanın iki farklı devlete sahip olduğumuz gerçeğini kabul etme zamanı geldi ve bizi karma bir evliliğe itmek için herhangi bir çaba başarısızlığa mahkumdur” diyerek, “onlar Yunan, onlar Hristiyan. Biz farklı bir ırkız. Biz Türkçe konuşuyoruz. Dinimiz İslam, anavatanımız Türkiye” ifadelerini kullandı.

“İki egemen devlete dayanan adil biz çözüm için buradayım”

Tatar, iki egemen devlete dayanan adil bir çözümü müzakere etmek için burada olduğunu da ifade ederek, Türkiye ile daha fazla entegrasyonun doğal olduğunu, çünkü uluslararası toplumdan bekledikleri dostluğa veya adalete sahip olmadıklarını söyleyererek, “Sadece Türkiye’nin desteğiyle bir gün devlet olarak tanınacağız” iddiasında bulundu.

Financial Times’dan net tanımlar

Financial Times Gazetesi, Ersin Tatar ile yaptığı röportajda birçok net tanım kullandı. Gazete, 15 Temmuz 1974’teki Yunan Darbesi’nden sonra Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyine işgal ettiğine yönelik net tanımlar kullanarak, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon hakları konusunda Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, Mısır ve AB’nin Türkiye ve Kıbrıs’ın kuzeyine karşı mücadele ettiği de belirtildi.

Financial Times’ın haberine öne çıkan diğer tanımlar ise şöyle:

Tatar yönetimini sadece Türkiye tanıyor. Türkiye adada on binlerce asker tutmaktadır. Uluslararası toplumun geri kalanı, 2004 yılında AB’ye katılan Kıbrıs Rum hükümetini adanın tek otoritesi olarak görüyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bölünmeyi destekliyor. Tatar, Nisan ayında Cenevre’de BM destekli görüşmeler için Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades ile bir araya geldiğinde herhangi bir ivme kazanamadı.

Doğu Akdeniz’deki gerginlikler, Erdoğan’ın geçen yıl savaş gemilerinin eşlik ettiği sismik bir araştırma gemisini, Türkiye’nin NATO ortağı Yunanistan ile askeri bir çatışmayı tehdit eden doğal gaz avlamak için Yunanistan ve Kıbrıs’a ait olduğu uluslararası kabul görmüş sulara göndermesiyle çarpıcı bir şekilde arttı.

Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan birkaç yüz bin kişi, Türkiye’ye ve Türkiye’den başka doğrudan uçuşlara izin vermeyen uluslararası bir ticaret ambargosu altında derinden izole olmaya devam ediyor.

Kıbrıs Türkleri uzun zamandır güvenlik, finansman ve altyapı yatırımları için Türkiye’ye güveniyorlardı. Geçen ay Erdoğan, Tatar’a “devlet olmanın ifadesi” olarak yeni bir cumhurbaşkanlığı kompleksi inşa etme sözü verdi ve ofisini “İngilizlere ait bir gecekondu evi” olarak nitelendirdi.











Başa dön tuşu