Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), ‘COVID-19 Pandemisinde Sürdürülebilir Yüz Yüze Eğitim Kılavuzu’nun uygulaması için açık çağrıda bulunuldu
KTTB: Özellikle ilk-orta ve liselerde yüz yüze eğitim başlamalıdır
KTTB’den yapılan yazılı açıklamada, yeni eğitim-öğretim döneminde, özellikle ilk-orta ve liselerin vazgeçilmez ve geriye dönülmez şekilde yüz yüze eğitime başlaması ve devam etmesi gerektiği vurgulandı.
Yeni dönemde okulların ülkenin geleceği olan çocukların aydın şekilde yetişmesi için en son kapanan, diğer sektörlerden önce ilk açıklan kurumlar olması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, bunun yolunun tüm ülkede tedbirli olup, tarama ve denetim yapmaktan, bilimin yolunda gitmekten geçtiğini ifade edildi.
“Bakanlıklar bilim yolunda kararlar üretmeliler”
Açıklamada, ülkenin geleceği olan çocuklar ve gençlerin, yüz yüze eğitimden yoksun kaldığı 1.5 yıllık dönemin hem eğitim, hem de öğretim açısından telafisi ve düzeltilmesi için Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nı bilimin yolunda kararlar üretip, üzerine düşen görevleri ivedi şekilde yerine getirmeye davet etmeleri gerektiği vurgulandı.
Açıklamanın devamında, Mart 2020’den itibaren, 1.5 senedir ülkede yüz yüze eğitime ara verildiği, arada birkaç ay açık olsa da online eğitim denendiği ancak başarısız olduğu kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Zaten mevcut olan eğitim eşitsizliği daha da belirginleşmiş; makas açılmıştır. Evde kalmak sadece eğitim öğretim kayıpları açısından değil, çocuk ihmal ve istismarı sıklığında artışa neden olması ve bunun erkenden fark edilmesi fırsatının da kaçırılmasına yol açmasından yeni problemleri de beraberinde getirmektedir.
Çocuklarımızda obezite, gelişme geriliği, iletişim ve sosyalizasyon sorunları artmıştır. Zaten eğitim sistemimiz, gelişmiş ülkelerin çok gerisinde iken, başarısız uzaktan eğitim ile çocuklarımız daha da geri kalmıştır.
Okullarımız kapalıyken geleceğimiz olan çocuklarımız ve gençlerimiz bisiklet karşılığı Kur’an kurslarına ve ada dışı kamplara katılmış, tedbirsiz ve denetimsiz yapılan bu sözde eğitimlerde COVID-19 bulaşmıştır.”
“Özellikle semptom sorgulamasına odaklanılıp ateş ölçümü kaldırılmıştır, ateş ölçümü sadece COVID için değil, diğer hastalıklardan bulaşın önlenmesi için önemlidir. Otobüslere ve okula girerken semptom sorgulaması yanında ateş de ölçülmelidir.
Toplu taşımacılıkta sektör kuralları geçerlidir denilmesine rağmen taşımacılıkta otobüs sayısının aynı tutulması ve çocukların yan yana oturtulması planlanmaktadır.
Tüm otobüslerde tek tek oturma kuralı varken çocuklarımız neden birlikte oturacak? İvedi şekilde taşımacılık sayısı 2 katına çıkartılmalı ve tek tek oturma düzeni okul otobüslerinde de sağlanmalıdır.
Pandeminin başından beri, maske, fiziksel mesafe ve hijyeni vurgularken kalabalık sınıflarda mesafenin sağlanması mümkün olamayacaktır.
Eğitim Bakanlığı kılavuzunda sosyal mesafe vurgusu yapılırken 2’li sıralarda eğitim düşünülmektedir. İvedi şekilde tekli sıralara geçiş projesi yapılmalı veya çocuklar eğitim süreleri kesinlikle kısalmadan tekli sıralarda eğitim almalıdırlar.
Öğretmenler, okul çalışanları ve 6 yaş üstü öğrenciler sürekli maske takmalı ve maskeli 1 m mesafe kuralına uymalıdır.
Tüm uluslararası kurumlar, gelişmiş ülkeler okullarda sık PCR taraması önerirken Eğitim Bakanlığı kılavuzu aşısıza 7, aşılıya 14 günde bir hızlı antijen taraması önermekte, öğrencilerin rutin taranması planlanmamaktadır.
Tüm öğrencilerle temas edecek öğretmen, kantin görevlileri, taşımacılıkta çalışanlar ve diğer okul çalışanlarından aşısızların 3 günde bir, aşılıların haftada bir taranması salgını önceden saptamak için çok önemlidir.
Ders programı incelendiğinde, 2’li blok dersler planlanmaktadır. Bilindiği gibi tüm önerilerde vurgulandığı gibi, dersliklerin 20 dakikada 1, en az 5 dakika etkin havalandırması için pencere ve kapıların açılması gereklidir. Teneffüslerde de pencere ve kapılar açık bırakılmalıdır. Hatta penceresiz sınıflarda ders yapılmamalıdır.
Bu yeni dönemde okullardaki bulaş kaynağının aşısız veya eksik aşılı bireylerden kaynaklanacağı düşünülmektedir.
Ülkemizde de Delta varyantını hakim olduğu düşünülürse, sadece ‘aşı olun’ çağrıları yerine ciddi ve bilimsel aşı kampanyaları düzenlenmeli, halk aşılanmaya teşvik ve cesaret edilmelidir.
Bu yeni normal döneminde öğretmenler, veliler, çocukların temas ettiği diğer kişiler ve 12 yaş üstü çocukların geçerliliği uluslararası kabul gören aşılarla aşılanması hayati derecede önemlidir. Okullar açılmadan, öğretmenler, diğer okul çalışanları, 12 yaş üstü öğrenciler ve velilerin aşılama durumu saptanıp eksik aşılı bireyler aşılanmaya ikna ve teşvik edilmelidir.
Yüksek öğretimin yüz yüze başlayacağı belirtilmektedir, bu da ülkeye en az 50-60.000 belki de daha fazla nüfusun birden gelmesi demektir. Gelecek olan nüfus hareketli, aktif bir nüfus olacaktır ve ülkede bulaşın daha da artması riski vardır.
Bu nedenle üniversite öğrencilerinin aşılanması ve ülkede bar, kafe, restoran gibi yerlerin düzenli ve etkin şekilde denetlenmesi daha önemli olacaktır. Ayrıca üniversitelerimizdeki eğitim sırasında alınacak tedbirler de belirlenmeli, hazırlıklar tamamlanmalı ve etkin şekilde denetlenmelidir”