KıbrısKORONAVİRÜSManşetSağlık

Salgın, toplum sağlığı önde tutularak, güvenilir ve şeffaf şekilde yönetilmelidir






Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu son günlerde hızlı antijen/PCR testlerinin hangi merkez tarafından ve nasıl uygulanması gerektiği ile ilgili yaşanan karmaşanın salgın yönetimini zafiyete uğratma riskini getirdiğini açıkladı

Salgın yönetiminde yasal zemin ve bilimsel akıl şart

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

“Ülkemizde son günlerde yaşanan hızlı antijen/PCR testlerinin hangi merkez tarafından ve nasıl uygulanması gerektiği ile ilgili karmaşa salgın yönetimini zafiyete uğratma riskini getirmektedir. Bu karmaşayla beraber test yaptırmak isteyenlerin başvuracağı merkez sayısı oldukça azalmış durumdadır.

Salgın yönetimi ve kontrolünde en önemli faktör olan testlerin ULAŞILABİLİR ve GÜVENİLİR olması salgın yönetiminin altın standardı olmalıdır.

Ülkemizde yaşanacak herhangi bir salgının yönetilmesine yasal zemin oluşturan ve bilimsel akıl yolunu gösteren, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve kontrolünün sağlanması ile ilgili usul ve esasları düzenleyen Bulaşıcı Hastalıklar Yasası mevcuttur. Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’na göre ülkede salgın kontrolünde yararlanılmak üzere bir araya getirilecek alanında uzman kişilerin görüş ve önerileriyle, bilimsel yol haritası planlanması için alt komiteler kurulması gereklidir.

Üç alt komiteden biri olan Laboratuvar Komitesinin görev ve sorumluluklarından bazıları;

Bulaşıcı hastalıkların sürveyansı ve kontrolü sistemi içinde laboratuvar alanında yürütülen çalışmaların planlanması, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi aşamalarında Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi (BHÜK)’ne bilimsel ve teknik konularda önerilerde bulunmak ve mikrobiyolojik tanı, araştırma laboratuvarlarını standardizasyon, kalite güvencesi ve laboratuvar güvenliği ile personel eğitimleri açısından değerlendirip görüş bildirmektir.

Ayrıca ülkenin ihtiyacı olan referans merkezlerini ve laboratuvarların etkin kullanımını sağlayıcı tedbirleri önermektir.

Bütün bu bilgiler ışığında sorarız;

Ülkemizde hızlı antijen/PCR testi olarak kullanılan kaç marka bulunmaktadır? Bu markaların alımları nasıl ve hangi kriterlere göre gerçekleştirilmiştir?

Kullanılan PCR/hızlı antijen testlerinin uygunluğu, etkinliği ve güvenirliliği ile ilgili laboratuvar komitesi tavsiyesi veya önerisi bulunmakta mıdır?

Bu testlerin KALİTELİ ve GÜVENİLİR olduğunu onaylayan AB standardında belgeler mevcut mudur?

Yaygın olarak kullanılan PCR/hızlı antijen testleri, etkinliği kanıtlanmış PCR markaları ile hastalığı saptamadaki etkinlikleri denetlenmiş midir?

Denetlenmişse yaygın kullanılan PCR/hızlı antijen testlerinin alınan örnekteki hastalığı bulmakta başarı oranı nedir?

Başarı oranı daha yüksek olan testler varsa neden tercih edilmemektedir?

Kullanılan hızlı antijen testlerine alternatif olabilecek ve daha yaygın kullanım alanı sağlayacak testler için girişimler yapılmakta mıdır?

PCR/hızlı antijen testleri uygulaması için yetkilendirilen merkezlerin uygun yöntem ile örnek alınması için uygun eğitimi ve denetimi yapılmakta mıdır?

Ülke çapında yapılan PCR/hızlı antijen test sayısı hangi kritere göre belirlenmektedir?

Salgın yaygınlığına oranla test sayısını artırmak gerekirken, test sayısı neden azaltılmaktadır?

Sürdürülebilir yüz yüze eğitim için uygun testler ile yaygın tarama programları oluşturulmuş mudur? Bilimsel dayanağı nedir?

Salgının yoğunlaştığı bölgelerde tarama testleri ile vakaların hızlı ve etkin tespitinin sağlanması salgının şiddetini azaltacağı biliniyorken, vaka artışlarının yaşandığı bölge ve topluluklarda sistemli taramalar planlanıp yapılıyor mu?

BHÜK aldığı kararlarda herhangi bir baskı altında kalmakta mıdır? Kararlar eksiksiz bir şekilde uygulanmakta mıdır?

Alınan kararlarda sonradan değişimler olmakta mıdır?

KTTB olarak salgının en başından beri yasal ve bilimsel yolu hatırlatıyoruz, hatırlatmaya devam edeceğiz. Bu çabalarımızla uygulanmaya başlanan mevcut Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nın emrettiği BHÜK ve bu üst komiteye rehberlik edecek alt komitelerin (Sürveyans Komitesi, Enfeksiyon Kontrol Komitesi, Laboratuvar Komitesi) aktif bir şekilde, hiçbir baskı altında kalmadan bilimsel akılla kararlar üretmesiyle yaşadığımız salgını en az hasarla atlatmamız mümkündür.

Toplum sağlığı es geçilerek, kısa dönemli ekonomik kaygılarla alınacak olan kararlar salgın hastalığın daha da yayılmasına neden olacaktır. Salgın hastalığın önüne geçilememesinin telafisi mümkün olmayacak ekonomik kayıplar ve toplum sağlığını tehdit ile çocuklarımızın sağlığı ve geleceğine geri dönüşümsüz yaralar açacağının farkında olmalıyız.

Toplum adına yönelttiğimiz tüm bu sorular ve kaygıları gidermek güvenilir bir salgın yönetimi ile mümkündür. Güvenilir bir salgın yönetimi ise bilimsel temelden ayrılmadan alınacak kararlar ve şeffaf açıklamalar ile sağlanabilir. Çalıştırılması gereken bütün komitelerin şeffaf bir şekilde, düzenli olarak çalışıp bilimsel yoldan ayrılmadığının güvencesi için alanında uzman ve teknik üyelerin yanı sıra yasanın da tarif ettiği şekilde KTTB temsilcilerinin de katılımı ile çalıştırılması gerekmektedir. KTTB olarak daha önce defalarca gerek yazılı gerek sözel olarak bütün komite toplantılarına eksiksiz bir şekilde katılımımızın sağlanmasını talep etmiş bulunmaktayız”









Başa dön tuşu