KıbrısManşet

Rogers: Cumhurbaşkanı, aşı sertifikamızın tanınması için çaba sarf etmeli




Halkın Partisi (HP) Milletvekili Jale Refik Rogers, diğer ülkeler tarafından tanınmış bir aşı kartımızın olmamasının vatandaşların, yurtdışında okumaya gidecek öğrenciler ve bu ülkede yaşayan yabancı uyruklular için ciddi bir sorun olduğunu söyledi

Rogers: Tatar’a önemli görevler düşmekte

Ülkede yapılan aşıların uluslararası bir sertifikayla belgeleyemiyor olmanın mağduriyete neden olduğunu aktaran Rogers, Cumhurbaşkanı’na “tanınan toplum lideri” olarak çok önemli görevler düştüğünü kaydetti.

HP’den verilen bilgiye göre, katıldığı programda değerlendirmelerde bulunan Rogers, temaslarda bulunmak üzere şu an New York’ta olan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu ziyareti, Kıbrıslı Türklerin sorunlarını çözmek için doğru değerlendirmesi gerektiğini ifade etti.

Rogers şöyle konuştu:

“Aşı olsak da uluslararası alanda aşı olmamış gibi görünüyoruz. Bu çok önemli bir sorundur. Güney Kıbrıs’ın açtığı bir portal var, sadece Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği olanlar başvurup aşı sertifikası alabiliyor. Bu uygulama başlamadan önce yurtdışına giden veya Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği olmayan kişiler bu sertifikayı alamıyor.

Aşısız muamelesi görüyorlar. Bu sorunu çözmesi gereken kişi Cumhurbaşkanı’dır. Ülkemizdeki insanların seyahat özgürlüğü açısından oldukça önemli ve halledilmesi gereken bir sorundur. Ama Cumhurbaşkanı düğün, dernek, bölge geziyor.

Düğün dernek veya farklı bölge gezmek Cumhurbaşkanı’nın başlıca önceliği olamaz. İngiltere ve diğer ülkelerle temasta olup bu konuyu çözmek için mücadele etmelidir. Güney Kıbrıs’la da istişare etmelidir. Cumhurbaşkanı’nın önceliği halk değildir, milletvekili olduğu günlerdeki gibi gezmeyi tercih ediyor. Umarım New York’ta doğru temaslar yapar, girişimlerde bulunur”

Rogers, aşılanma ve aşılar konusunda Sağlık Bakanlığı’nın yeterince bilgilendirme yapmadığını, elimizdeki 50 bin doz Astra Zeneca aşılarının iade edilecek olmasının temelinde yatan nedenin de bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak adına bakanlığın doğru ve gerekli adımları atmaması olduğunu savundu.

Rogers, şöyle devam etti:

“Üzülerek şahit olduk ki; Sağlık Bakanı, Güney Kıbrıs’tan Avrupa Birliği aracılığıyla verilen 50 bin doz aşının iadesi için Güney Kıbrıs’taki Teknik Komite yetkilileriyle konuştu. Bu 50 bin dozu zamanında kullanamayacağımızı, dolayısıyla geri vermek istediklerini söyledi.

“Aşıların iade edilmesi kabul edilemez”

Astra Zeneca aşısıyla ilgili çok şey yazıldı çizildi, insanların aklı karıştırıldı, insanlar korkutuldu. Sadece halkın değil, sağlık çalışanlarının da bilinçlendirilmesi, hizmet içi eğitim alarak aşılar konusunda bilgilendirilmesi gerekiyordu. Böylece aşı olmaya gelen kişileri doğru yönlendirmek de mümkün olabilirdi.

Astra Zeneca koruyuculuğu yüksek ve uzun süren bir aşıdır. İngiltere’de nüfusun büyük bölümüne Astra Zeneca aşısı yapıldı. Aşıların iade edilmesi kabul edilemez. Aşı çeşitliliği ve miktarı açısından şanslı bir ülkeyiz. Gerek Türkiye’den hibe edilen gerekse Avrupa Birliği’nden gönderilen aşılarla çok iyi durumdayız. Aşı seçebilecek durumdayız. Gidip bir aşı mutlaka olunmalıdır.”

“Sağlık Bakanlığı, bilgi paylaşmalı”

Pandeminin genelde dalga dalga sürdüğünü, pandemi yönetiminde önemli olan unsurun dalganın yaptığı pikin ne kadar yüksek olacağı ve sağlık sisteminin kapasitesini aşıp aşmayacağı olduğunu ifade eden Rogers, sağlık sistemimizi zorlayacak noktanın kıyısından geçtiğimizi ileri sürdü.

Rogers şöyle konuştu:

“Son yaşadığımız dalga Delta varyantıyla ilgili. Dünyada da genel vakaların yüzde 90’ı Delta varyantı. Vaka sayılarına baktığımızda, sağlık sistemimizi zorlayacak noktanın kıyısından geçtik diyebiliriz. Sağlık sistemimizin çok ciddi anlamda zorlandığı, yoğun bakımın kapasitesinin tamamen dolduğu bir dönem yaşadık, kayıplarımız da oldu. Hastanenin kapasitesi de dolmadan bu süreci atlatabildik.

Ben bunu aşıya bağlıyorum. Dünyada da görüyoruz; hastaneye yatan kişilerin yüzde 80’i 90’ı aşısız kişiler. Maalesef bu konudaki veriler ülkemizde çok detaylı paylaşılmadı. Sağlık Bakanlığı veri paylaşarak halkı bilinçlendirmektense susarak, ‘Gidin aşı olun’ diyerek olunmasını bekliyor. Bu da haliyle çok etkili olmuyor.

Şu anda aşılama oranları ciddi anlamda düşük. Türkiye’de birinci dozu olanların %80’i geçtiği belirtiliyor; biz ülkemiz de hala %55-57’leri konuşuyoruz. Toplumu bilgilendirme, bilinçlendirme noktasında çok da bir şey yapılmadığını görüyoruz. Bakan her hafta çıkıp ‘Aşı olun’ diyor. Bunu demek aşı olunmasını sağlamıyor maalesef.”

Aşı konusunda çok fazla bilgi kirliliği olduğuna da dikkat çeken Rogers, Covid19’un başlamasıyla birlikte bir de “infodemi” yaşandığını belirtti.

“Aşılamanın gerekliliğine ilişkin bir bilgilendirme yapılmıyor”

Rogers, “Pandemiyle eş zamanlı olarak yalan yanlış, bilimsel temeli olmayan bilgilerin yayıldığını yani infodemi yaşandığını gördük. Bu bilgileri yayan örgütlü bir grup ülkemizde de mevcut. Bir dönem PCR yapılmaması ve maske takılmaması için harekete geçmişlerdi, şimdi de aşı karşıtlığı yapıyorlar, her ani ölümü aşıya bağlıyorlar ve insanları ürkütüyorlar.

Bunlar yapılırken Sağlık Bakanlığı’nın bu iddiaları ve iddialar nedeniyle vatandaşta oluşan korkuyu yıkacak herhangi bir hamlesi olmadığını görüyoruz.

Kışa girerken, okullar açılmışken, insanların tekrar kapalı alanlara girmesiyle başka bir dalganın başlaması beklenirken toplumu bilinçlendirme, aşılamanın gerekliliğine ilişkin bir bilgilendirme yapılmıyor” diye konuştu.









Başa dön tuşu