KıbrısManşet

Denktaş: Maraş konusunu Cumhurbaşkanlığı seçim malzemesi haline getirmenin alemi yok




Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, Maraş konusunu Cumhurbaşkanlığı seçim malzemesi haline getirmenin alemi olmadığını vurgulayarak, Türkiye’den gelen su hattında yaşanan arızanın giderilmesi sonrası, teşekkür etme gerektiğini, ancak bir adayın bütün bir olayı seçim malzemesi ve propagandası haline getirmesi nedeniyle yüreklerinden geçeni ağızlarından söyleyemediklerini ifade etti.

Ofisinden verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılacak adayların  BRT canlı yayınında izleyiciyle buluştuğu programda konuşan Serdar Denktaş, programa başlamadan önce BRT’yi yayınlamış olduğu su videosundan dolayı kınadı.

Maraş’a araçla girmek için askere kimlik kartı bırakmak zorunda olunduğunu belirten Denktaş, “o zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde mi değil midir? Bu sorunun cevabını versinler” dedi.

Maraş konusunu Cumhurbaşkanlığı seçim malzemesi haline getirmenin alemi olmadığını vurgulayan Denktaş, yapılanlardan devletin haberinin olmadığını savundu.

“YÜREĞİMİZDEN GEÇENİ AĞZIMIZDAN SÖYLEYEMİYORUZ”

Serdar Denktaş, şöyle konuştu:

“Yayından önce su ile ilgili güzel bir video yayınlandı. Videoda sekiz – dokuz aydır susuzluk çeken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen bir sudan bahsedildi.  Bu işin halledilmiş olması için Türkiye’ye teşekkür etmemiz gerekir. Bir adayın bütün bir olayı seçim malzemesi ve propagandası haline getirmesi nedeniyle yüreğimizden geçeni ağzımızdan söyleyemiyoruz.

“BRT’Yİ KINIYORUM”

Bayrak Radyo Televizyon Kurumunun, bütün adayların katıldığı bir toplantıdan önce bunu yayınlamış olması çok da iyi niyetli değil. Bunu yayınlamış olmasını doğru bulmuyorum ve kınıyorum. Maraş konusu da su gibi bir aday tarafından seçim malzemesi haline getirilmiştir.  Yazıktır insanımıza, yazıktır ve ayıptır! Türkiye ile olan ilişkilerimize de ayıptır.

“TÜM ADAYLARIN KARTLARINI AÇTIRDI”

Hakikaten söylenenler o kadar yanlış değilmiş. İnsanlara söyleniyor ve deniyor ki Maraş’ı açıyoruz. Kapalı Maraş’ı da açacağız, orayı da vereceğiz diyor.  Benim anladığım budur. Palm Beach’in yanındaki sahil zaten açılalı 4 yıl oldu. Yapılan, o sahilin biraz daha genişletilmesi ileriye götürülmesidir. Maraş’ın böylesi bir seçim döneminde tartışılması, bütün arkadaşların düşüncelerini, hedeflerini, ne yapmak istediklerini açık açık ortaya koyması yapılabilecek en büyük hatalardan biridir.  Çünkü Cumhurbaşkanı seçilecek kişi önce Bakanlar Kurulu, Meclis, Sivil Toplum Örgütleri, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Türkiye ile bütün bunları müzakere ile istişare edip, fikir birliği veya en azından büyük oranda konsensüs sağladıktan sonra adım atmalıdır. Biz şimdi açık açık bütün kartlarımızı daha hiçbir şey konuşmadan masaya açmış bir şekilde yarın oturacağız, dünya ile nasıl konuşacağız.  Girerim, yaparım, oldubittiye getiririm diye düşünüyorsanız bunu yapamazsınız. Bunu hiçbir zaman yapamazsınız, böyle bir dünya yok!”

“DEVLETİN HABERİ YOK”

“Alemi var mıydı bunu Cumhurbaşkanlığı seçim malzemesi haline getirmenin?” sorusunu soran Denktaş, şunları dile getirdi:

“Seçilmek için uğraş verdiğimiz makama gelecek toplantılarla ilgili ne kadar büyük bir zarar verdiğinizin farkında mısınız?  Sabah arkadaşlarımla konuştum diyorsunuz ama Türkiye’ye gittiğinizden başbakan yardımcısının, bakanlar kurulunun  haberi yok. Cumhurbaşkanının, meclisin, devletin haberi yok. Türkiye’de, ben bu memlekette istediğimi yaparım mı diyorsun? Yapmaya kalktığında da farklı düşünceler ile ortaya çıkanları karşında görürsün…

“GİTTİN, SANA BİR ŞEY SÖYLENDİ YAPTIN”

Gittin, sana bir şey söylendi yaptın. Türkiye’nin burası ile ilgili ‘karar alalım arkadaşlar’ demesi halinde bu ülkenin sorumlu Başbakanının demesi gereken şuydu; ‘Sayın Cumhurbaşkanı çok teşekkür ederim. Kıbrıs’ta seçimimiz var. 10 gün sonra bitiyor, bu konuyu izin verirseniz 10 gün sonra el alalım.’ Aklının ucundan geçmiyor mu böylesine bir sorunlu bir makama aday olan bir insanın? Gittin, söylendi yaptın geldin. Peki ne kazandık hiçbir şey… Bu açılan yol ve genişletilen sahil, Kıbrıs Türk Halkına bir şey vermedi.  Orada orduevinde kalan aileler arabasıyla o yoldan geçip plajına girebiliyor.  Kıbrıs Türk Halkı ise 1,5 kilometrelik bir yolu yürüyerek plaja gidiyor.  Sorarım bütün arkadaşlara; Ortaköy’den Gönyeli’ye giderken kimlik kartımızı mı bırakıyoruz bir yere? Ama oraya girerken kimlik kartımızı bırakıyoruz. O zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde midir değil midir? Bu sorunun cevabını versinler.”









Başa dön tuşu