YKP, AKEL ve BKP’nin inisiyatifi ile Maraş konusunda başlatılan uluslararası kampanya çerçevesinde imzaya açılan ortak açıklamayı Avrupa Sol Partisi ve dünyanın çeşitli yerlerinden 44 siyasi parti imzalayarak destek verdi
44 siyasi parti imza attı
YKP, AKEL ve BKP’nin inisiyatifi ile Maraş konusunda başlatılan uluslararası kampanya çerçevesinde imzaya açılan ortak açıklamayı Avrupa Sol Partisi ve dünyanın çeşitli yerlerinden 44 siyasi parti imzalayarak destek verdi.
Ortak açıklama şöyle:
Türkiye’nin Kıbrıs’ta kırk yedi yıldır süren askeri işgalinin kabul edilmez olduğunu hatırlatır ve bir an önce sonlandırılması gerektiğini belirtiriz. İlgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarının öngördüğü şekilde siyasi eşitliğe dayanan, iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde ülkelerini yeniden birleştirmek için çaba gösteren Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlara içten destek ve dayanışmamızı sunarız.
Ada üzeri ve çerçevesinde yeni bir oldubitti yaratma yoluyla da açığa vurulduğu gibi, Türkiye’nin Kıbrıs aleyhine şiddetlenen olumsuz faaliyetlerini kınarız.
Mağusa’nın kapalı kısmı olan Maraş’ta son zamanlarda artan olumsuz gelişmeler son derece endişe vericidir ve tersine çevrilmesine yönelik tüm çabaları destekleriz. Türkiye’nin provokasyonlarının ve yasa dışı faaliyetlerinin sadece Kıbrıslıların ve vatanlarının kalıcı olarak bölünmesine hizmet ettiğinin altını çizeriz.
Türkiye’nin Kıbrıslıtürk toplumuna yönelik Kıbrıslıtürkler’in demokratik iradesini susturmak, sosyoekonomik ve kültürel asimilasyonunu icra etmek, Türkiye hükümetinin tercihlerine ters düşen sesleri susturmak amacıyla, toplumsal varlığını riske atan kabul edilemez müdahalelerini kınarız.
Bunların yanı sıra, Maraş konusu ile ilgili aşağıdakileri hatırlatırız
Türkiye’nin doğrudan kontrolü altında bir bölümü kapalı olan ve o zamandan beridir de gayri meskûn olan Mağusa şehrinin 1974’den beri yasadışı işgali;
Uluslararası hukukun temel prensipleri ve BM Şartı, Kıbrıs’taki iki toplumun liderlerinin 1979 üst düzey anlaşması ve de BM Güvenlik Konseyi (BMGK) Kararları ve özellikle de 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararları;
Maraş’taki statükonun ve 1979 üst düzey anlaşması ve ilgili 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı BMGK kararlarına aykırı olarak bu statüyü değiştirmeye yönelik çabaların sorumluluğunun Türkiye’nin olduğuna dair BM pozisyonu;
Maraş’ın daha önceki müzakerelerde ortaya çıkan tüm haritalarda kapsamlı bir çözüm sonrası Kıbrıslı Rum yönetimi altına geçecek olan bölgeler arasında olmasını;
Türk ve Kıbrıslıtürk liderlerin Mağusa’nın kapalı bölgesinin (Maraş) daha fazla açılması yönündeki yakın zamanda yapılan açıklamalarını kınayan, 23 Temmuz 2021 tarihli BMGK Başkanlık Açıklaması bu doğrultuda sürecin ivedilikle tersine çevrilmesi ve 2020 yılı Ekim ayından bu yana Maraş’ta atılan tüm adımların geri alınmasını talep eder.
Buna ek olarak, önceki Konsey kararları ve açıklamalarına ters düşen tek taraflı atılan adımlar ile ilgili üzüntüsünü ifade eder ve sorunun anlaşılan temeline olan bağlılığını tekrardan teyit etti.
Maraş’ın daha önceki kararlarda belirlenen statüsünün önemini hatırlatan BMGK’nin 9 Ekim 2019 tarihli açıklaması, bu kararlarla uyumlu olmayan hiçbir eylemin gerçekleştirilemeyeceğini yineledi ve 9 Ekim 2019 tarihli beyannamesiyle de Türkiye’nin 8 Ekim 2020 tarihinde tek taraflı olarak bölgenin bir kısmını açmasından duyduğu üzüntüyü ifade etti;
İlgili BM Güvenlik Konseyi Kararları doğrultusunda Mağusa’nın kapalı bölgesinin BM’ye devredilmesi ve herhangi yasadışı yerleşim politikalarıyla adadaki demografik dengeyi değiştiren eylemlerden kaçınması için Türkiye’ye çağrı yapan uluslararası örgütlerin kararları;
İlk olarak 8 Ekim 2020 ve daha yakın zamanda da 20 Temmuz 2021 tarifinde Maraş’ın açılmasına devam edilmesi ile ilgili Ankara’nın tek taraflı kararını ile ilgili üzüntülerini ifade eden uluslararası örgütlerin ve devletlerin açıklamaları;
Maraş’taki durumun ivedi doğası ve Kıbrıs sorununun bütünlüklü çözümüne dair etkileri dikkate alındığında taleplerimiz aşağıdaki gibidir:
İlgili BMGK kararlarına aykırı olarak Maraş’taki geçici statükoyu değiştiren ve bölgeyi yasadışı yerleşime açmayı amaçlayan tüm elim faaliyetlerin bir an önce son bulması.
Yukarıda belirtilen kararlarda da öngörüldüğü gibi kapalı bölgenin Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne net bir şekilde devredilmesi akabinde Maraş’ın yasal sakinlerinin geri dönmesi.
Adada ve etrafında gerginliği artıran, yeni bölücü bir oldubitti yaratan ve Kıbrıs’ın ve insanlarının yeniden birleşmesi için tek yol olan anlamlı doğrudan müzakerelerin başlaması olasılığını baltalayan tüm yasadışı Türk faaliyetlerinin son bulması.
İlgili BMGK kararları ve 2017’de Cras Montana’da bırakıldığı yerden, tek uluslararası kimliği, tek egemenliği ve tek vatandaşlığı olan iki toplum arası siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde somut olarak, böylelikle de iki liderin 2014’deki Ortak Açıklaması, 30 Haziran 2017 tarihli altı maddelik çerçeve ve konferansın sonunda elde edilen yakınlaşmalar temelinde, müzakerelerin ivedilikle yeniden başlaması.
Geçtiğimiz dört yıl görüşmelerin yeniden başlaması açısından zarar verici oldu; aynı zamanda da milliyetçilik ve şovenizmin artmasına sebebiyet verdi.
Sonuç olarak, Kıbrıs’ın geleceği için bu kritik anda, savaştan zarar görmüş adaya barışı getirmek, hegemonik müdahaleleri durdurmak ve ülkelerini gelecek nesillere daha umutlu ve refah içeren bir gelecek vadetmesi için yeniden birleştirmek üzere mücadele etmeye devam eden insanlarına, Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıslı Türklere olan desteğimizi yinelemek isteriz.