KıbrısManşet

Şahali: Ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanlığı elbisesi üzerine oturdu

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın kendisini TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi partili Cumhurbaşkanı zannettiğini ve bu yüzden Ana Muhalefet Patisi CTP’ye saldırdığını ifade etti

Şahali: Ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanlığı elbisesi üzerine oturdu

Özgür Web Tv‘de Ali Kişmir‘in sorularını yanıtlayan Şahali, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın önce Başbakan olduğu zaman sürekli bunu hatırlattığını çünkü kendisinin bile kendisine bunu yakıştıramadığını söyledi.

Şahali, “Ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanlığı elbisesi üzerine oturmadı. Dolayısıyla bize ve kendine sürekli Cumhurbaşkanı olduğunu da hatırlatma gereği hissediyor” dedi.

“Tatar aslında Cumhurbaşkanı olamadığını da ifade etti”

Tarafsızlık nedir diye sorulacak olunursa, elbette Cumhurbaşkanı Tatar’ın ve kendilerinin görüşleri doğrultusunda taraf olma hakkı olduğunu, bunu Anayasa’nın da yasaklamadığını belirten Şahali, ortaya koyulan bir vizyonla seçmenden oy talep edilebileceğini ve ona göre siyasette bir yerlere gelinebileceğini vurguladı.

Şahali, “Ancak Anayasa’nın emrettiği tarafsızlık ilkesiyle hareket edilmelidir. Anlamı ise herhangi bir tarafa kendinizi angaje etmemektir. Sayın Tatar UBP’nin doğum günü akşamında çok net bir biçimde Anayasa’yı umursamadığını ve takmadığını ifade ederek, ‘Ne münasebet tarafsız olacağım, içimdekileri saklayacak halim yok’ diyerek, zaten Cumhurbaşkanı olamadığını da ifade etti” dedi.

“Tatar kendisini TC Cumhurbaşkanı gibi partili Cumhurbaşkanı zannediyor”

Tatar’un UBP’nin Genel Başkanı gibi davrandığını, Kıbrıs’tan daha çok Türkiye’de bulunduğunu hatırlatan Şahali, Türkiye’de de farklı bir siyasi rejimin söz konusu olması ve Türkiye Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda iktidar partisinin de başkanı olmasının, Cumhurbaşkanı Tatar’da kafa karışıklığı yaptığını söyledi.

“Kendisinin de KKTC Cumhurbaşkanı olarak aynı şekilde davranabileceğine dair bir hisse kapılmasına yol açıyor” diyen Şahali, Tatar’ın bu nedenle de ana muhalefet partisi liderini ve ana muhalefet partisini hedef tahtasına koyabileceğini zannettiğini ifade etti.

“Tatar yüzde 80 halk desteğiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olduğunu zannediyor”

Tatar’ın sadece CTP’ye doğrudan saldırılar yapmakla yetinmediğini belirterek, aynı zamanda kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirerek ve kendisi gibi düşünenlere hedef göstererek, Cumhurbaşkanı olmadığını ve henüz başaramadığını gösterdiğini vurguladı.

Şahali, “Tatar Kıbrıs sorununa yaklaşımında da Türklerin iradesini yok sayıyor. Tatar yüzde 80 halk desteğiyle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olduğunu zannediyor. Hâlbuki birkaç yüz oy farkla seçilmişti. Dolayısıyla kendisine oy ve destek verenler kadar destek vermeyenlerin hatta kendi görüşlerine karşı çıkanların olduğunu bir an olsa bile hatırlamıyor. Bu da aslında demokratik bir karakter olmadığını, sağduyudan yoksun olduğunu, üstelik etrafına topladığı kimselerin gözü ve kulağıyla hareket ettiğini bize her gün yeniden kanıtlıyor” ifadelerini kullandı.

“Kıbrıs Türk halkının itibarı Tatar’a endeksli değildir”

Şahali, Kıbrıs Türk halkının itibarının Tatar’a endeksli olmadığını, özellikle 1950’lerden itibaren bu ülkede var olma mücadelesini ortaya koyma tavrıyla kendini gösterdiğini söyledi.

Şahali, 1974 yılında bu ülkenin ikiye bölünmesiyle birlikte, bu ülkedeki faşistlerin, Kıbrıs adasının bir ülke olarak yaşamasını istemeyen tüm unsurların müdahalesiyle, Kuzey Kıbrıs’ta önce var olmak, sonra kendi kendini yönetmek, sonra dünyaya entegre olmak amacıyla ortaya koyduğu mücadeleyle gerçekleşen 2004 referandumunda da dünyaya entegre olmak istediğini çok net bir sonuçla ortaya koymuş olmasıyla sağlanmış bir itibar olduğunu vurguladı.

“Yaşadığımız rezaletlerin hangisi CTP iktidarı döneminde yaşandı?”

Şahali son olarak şunları kaydetti;

“CTP olarak bizim görüşümüz nettir; yeni bir hükümet doğmasına imkan vermeyeceğiz. Biz her fırsatta yurttaşa bir mukayese yapma çağrısı yapıyoruz. Yapmaları gereken mukayese CTP’nin hükümette bulunduğu dönemlerdir. Farklı açıları eleştirilmiştir elbette, UBP’nin hükümette bulunduğu dönemler de eleştirilmelidir.
Bu gün yaşadığımız rezaletlerin hangisi bireysel bazda, partisel bazda CTP iktidarı döneminde yaşandı?

Örneğin, kamuda öğretmen münhallerinin yarısını doldurup, geriye kalanları da geçici tayin, yani siyasi iradeyle belirlenmiş öğretmenler arasından seçmek gibi bir tavır oldu mu CTP iktidarı döneminde?

Özellikle pandemi dönemiyle birlikte siyaseten de, ekonomik bağlamda da, bu kabiliyetsiz, bu iradesiz hükümet nedeniyle Kıbrıs Türkleri dibi gördü. Özgürleşmek, yaşamak için ilk adımdır, hepimiz özgürleşeceğiz, kendimize döneceğiz. Bizbu ışığı Kıbrıs Türk halkında görüyoruz o yüzden hala hiç yorulmadan, işimizi yapıyoruz”

Özgür Gazete/Özel Haber











Başa dön tuşu