Kamu-Sen, Kadın ve Çocuk Hakları Komite Başkanı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sekreteri Özdemirağ, 25 Kasım Kadına Şiddet Karşı Dayanışma Günü‘nde, yaşadıkları şiddet ve tacizlerin, kadınların iş gücü piyasasına erişimini engellediğini açıkladı
“Kadına şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler yeterli değil”
Özdemirağ, her üç kadından birinin şiddete ve/veya psikolojik tacize maruz kaldığını, çocukların ağır fiziksel saldırılara uğradığını üzülerek izlemekte olup toplumumuzda da “Kadına” karşı yapılan şiddetleri önleyecek yasal düzenlemelerin yapılmasına rağmen yeterli olmadığını görmekteyiz.
Tüm dünyayı etkileyen salgın hastalıktan dolayı alınan tedbirler kapsamında, güvenli gördüğümüz evlerimize kapanmalarımızla birlikte ev içi şiddetin arttığını, KAMUSEN “Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi” olarak üzülerek görmekteyiz.
Özdemirağ: Şiddet ve taciz kadınların iş gücü piyasasına erişimini engelliyor
Toplumumuzda her türlü şiddet ve mobbinge karşı mücadele etmek, bu konularla ilgili çalışmalar yapmak, uluslararası kültürel ve akademik alanlarda ve/veya insan hakları, hayvan hakları, engelli hakları, göçmen hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, LGBT (Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel) hakları, kadın hakları, çocuk hakları gibi alanlarda çalışmalar yapmak, hükümetlere yasa önerilerinde bulunmak ve bunların yasallaşması için mücadele etmek vizyonumuz olmuştur diyen Özdemirağ, şiddet ve tacizin, kişinin psikolojik, fiziksel ve cinsel sağlığını, saygınlığını, aile ve sosyal çevresini etkilemekte, kamusal ve özel hizmetlerin kalitesini düşürmekte, insanların, özellikle de kadınların iş gücü piyasasına erişimini engellediği düşüncesindeyiz
“Devletin eylem planı hazırlaması ve hayata geçirmesi gerek”
Özdemirağ, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Bu bağlamda; toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve tacizin önlenmesi adına, kadın ve kız çocuklarını orantısız şekilde etkilediği gibi toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, çoklu ve kesişen ayrımcılık biçimleri ve eşit olmayan toplumsal cinsiyete dayalı güç ilişkilerinde, temel neden ve risk faktörlerini ele alan kapsayıcı, bütünlükçü ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşımın aile içi şiddet ve tacize son vermek için kapsamlı yasaların yapılması; toplumun tüm kesimlerine görev veren, “devlet eylem planı” hazırlanması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Ev içi şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmek üzere önleyici müdahale ve tedavi edici programların düzenlenmesi ve kadın sığınma evinin sadece Lefkoşa’da değil diğer tüm ilçelerimizde de açılması elzemdir.
Şiddetin, ekonomik yoksullukla artığı uzmanlar tarafından belirlenmiştir. Bu tespit ile kadınların ekonomik güçlerini kazanmaları veya artırmaları için kadınlara yönelik devletin iş imkanlarını artırması, bunlarla ilgili sosyal politikaların yapılması ve bu işlerle ilgili eğitimlerin de verilmesi gerekmektedir.
İş yerlerinde yaşanan psikolojik tacizin (Mobbing) sorumlularının yargılanması ve caydırıcı yasal önlemlerin alınması için bir mekanizmanın kurulması, bu mekanizma ile mobbing ve cinsel taciz değerlendirilmesi yapılarak alınacak kararların da mutlaka yaptırım gücünün olması gerekmektedir.
Çocuklara yönelik yapılan her türlü şiddet (cinsel, ekonomik, fiziksel ve psikolojik) ve istismarlarla ilgili ivedilikle yasaların ve gerekli tedbirlerin alınması ve bu konularda ana-babalara eğitici programlar düzenleyerek kampanyalar yapılması sendika olarak öncelikli önerimizdir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi kadrolarının ivedilikle tam olarak doldurularak, daire teşkilatında bulunan ve sivil toplum örgütleriyle birlikte oluşturulan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma ve İzleme Konseyinin” faaliyete geçirilmesi, tam randımanlı çalışamamasının nedenlerinin belirlenmesi ve gerekirse yasal değişikliklerin yapılması gerektiği görülmektedir.
Hükümetimizin, aile içi şiddetin, çocuk istismarlarının, iş yerlerindeki mobbingin ve tacizlerin önlenmesi amacıyla tedbirlerin alınmasında başlatacağı tüm çalışmalarda, toplumu bilinçlendirmede, farkındalık yaratmada ve yasa çalışmalarında gereken her türlü çalışmalarda Kamusen Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi olarak emeğimizi koyarak katkı olmaya hazır olduğumuzu bildirir, ülkemizde kadına karşı şiddette “Sıfır Tolerans” olması temennisi içerisinde olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isteriz.