Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı, Kıbrıs konusunda çözüm mücadelesinden vazgeçmeden, Rum yönetimi tarafından gasp edilen hakları geri almak için kararlı bir duruş sergilenmesi gerektiğini kaydetti.
Olmayacak işlerin peşinden giderek gasp edilen hakları alma mücadelesini terk edersek adım adım bağımlılığın arttığı ve bölünmüşlüğün pekiştiği bir sürecin yaşanacağı uyarısında bulunan Akıncı, “Bu da halkımıza yapılacak en büyük yanlış olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı’nın seçim bürosundan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, Genç Tv’de ‘Asıl Soru’ programına konuk olarak soruları cevapladı, görüş ve düşüncelerini ortaya koydu.
Seçimlerin ardından gayrı resmi 5’li toplantı ile birlikte sürecin yeniden başlayacağını belirten Akıncı, “Bu süreci sonuna kadar zorlayacağız, çünkü çözüm en çok da gençlerimizin yararına olacaktır” dedi.
Çözümle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nden buraya gelip yerleşen ve vatandaş olan kişilerin de Federal Kıbrıs Cumhuriyetinin vatandaşı olacağını belirten Akıncı, “Onların da mutlu ve huzurlu geleceği çözümdedir” dedi. Çözüm için mücadele ederken, ülke ekonomisi ve demokrasisinin daha iyiye, daha güzele gitmesi için bir gün bile gecikmeden uğraş verilmesi gerektiğini vurgulayan Akıncı, çözüm olmadan da eğitimden sağlığa, trafikten turizme kadar yapılacak çok işin olduğuna dikkat çekti.
“HALKIN İRADESİNE HERKES SAYGI DUYACAK”
Kıbrıs’ta da diplomatlık yapmış Engin Solakoğlu’nun da söylediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta meşruiyetini, Kıbrıs Türklerinin varlığından aldığını anımsatan Akıncı, “Kıbrıs Türk halkı birilerinin işareti ile hareket eden bir topluluk değildir. Tıpkı bir zeytin ağacı gibi buralara kök saldı ve kendi özgür iradesi ile demokrasi içinde güçlenerek bu topraklarda var olacak. Lefkoşa, Girne, Mağusa, İskele, Güzelyurt ve Lefke’den yurttaşlarımız kendi özgür iradeleri ile bu seçimi yapacak ve buna bütün dünya saygı duyacak” dedi.
Halkın ortaya koyacağı demokratik ve özgür iradesinin Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin doğru zeminde ilerlemesine de yardımcı olacağını belirten Akıncı, “Ben Türkiye Cumhuriyetinin bir dostu olarak konuşuyorum. Yapılan bu müdahaleler derin yaralar açmaktadır. Kıbrıs Türk halkının Türkiye Cumhuriyetine yabancılaşması demek tarihsel ve kültürel bağların çok büyük yara alması demektir. O nedenle herkes çok dikkatli olmalıdır” dedi.
Toplumun büyük çoğunluğu gibi birçok UBP’linin de bu müdahalelerden rahatsız olduğunu kaydeden Akıncı, “Her partide olduğu gibi UBP içinde de özgür ve özgün kimliği, Atatürk ilkelerine bağlılığı, demokratik, laik, çağdaş ve Avrupai yaşam tarzını koruyarak geleceğe ilerlemek isteyen binlerce kardeşimin olduğuna inanıyorum” dedi.
“BU İŞİN ARTIK DİNGİLİ KOPTU”
Tehditlere yönelik bir soru üzerine “Cumhurbaşkanı bile bu şekilde tehdit ediliyorsa bu ülkede bu gidişatın devam etmesi durumunda gelecek karanlık demektir” diyen Akıncı şunları kaydetti: “Seçimlere bu kadar müdahale etmek, olacak iş değildir. Bu işin artık dingili koptu. İnanıyorum ki toplumumuz ‘onurum ile yaşama hakkım vardır, Türkiye ile ilişkilerim de ancak demokrasi içinde düzelir, bunu seslendirenleri de düşman olarak nitelemekten vazgeçin’ diyecektir.”
Kıbrıs Türk halkının önümüzdeki Pazar iradesini ortaya koyarak yeni bir sayfa açacağını belirten Akıncı şunları kaydetti: “Halk kararını verecek ve kendi kaderini kendisi belirleyecek. Demokrasi içinde insan haklarına saygılı, özgüvenli bir yapı olacak. Bu kararla birlikte tarihten gelen bağlarımız olan Türkiye ile de kişilikli ve eşitlikçi bir şekilde geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Halkın ortaya koyacağı iradeyi herkes saygı duyarak alkışlayacak. İradesiyle özgürlük ve özgünlüğü ile demokrasisine sahip çıkan Kıbrıs Türk halkının dünya nezdindeki saygınlığı da artacak. Seçimlerin ardından sağduyu hakim gelecek, bu sayede ilişkiler çok daha sağlıklı bir düzlemde ilerleyebilecektir.”
KKTC’nin seçilmiş lideri olarak Kıbrıs’ın kuzeyi ve güneyi bir bütün olarak Türkiye’ye dost bir coğrafya olmasını istediğini söyleyen Akıncı, bunun Kıbrıslı Türklerin yanısıra, Türkiye ile Kıbrıslı Rumların da yararına olacağını ifade etti.
“KKTC’NİN DEMOKRASİSİNE SAYGI BEKLERİZ”
Bir soru üzerine halkın demokratik tercihini ilgisiz konularla ilişkinlendirmenin anlamsızlığına vurgu yapan Akıncı, “Kıbrıs Türk halkı 2 aday arasında karar verecek, bu demokratik karara da herkes saygı gösterecek. Şu gerçek var ki, iş dünyası, çalışma yaşamındaki insanlar ve tüm yurttaşlar olarak bu ortak paydada buluşmalıyız. Nasıl ki biz Türk demokrasisine saygı duyarız, onlardan da KKTC’nin demokrasisine saygı bekleriz” dedi.
“SAYIN TATAR İLE PROGRAMA ÇIKMAYA HAZIRIM”
Bir soru üzerine UBP adayı Tatar ile birlikte programa çıkmaya hazır olduğunu belirten Akıncı, “İlk turda her yurttaşın bir tercihi oldu, şimdi 2 aday kaldık. Keşke Sayın Tatarla bir programda buluşarak konuları enine boyuna tartışsak ve insanlarımıza da daha rahat karar verme olanağını tanıyabilsek” dedi.
“CTP İLE AYNI DÜNYA GÖRÜŞÜNDE BİRLİKTELİĞİMİZ VAR”
“DP’nin kararı ile Serdar Denktaş’ın istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Akıncı, Denktaş’ın seçim süresince ortaya koyduğu görüş ve düşüncelerin değerli olduğunu ve aldığı oyun çok ötesini hak ettiğini belirtti.
Seçim döneminde kendisiyle birlikte CTP adayı Erhürman, HP adayı Özersay ve DP adayı Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının iradesi ortak paydasında buluşarak, bu görüşleri ortaya koyduklarını ifade eden Akıncı, demokrasi, insan hakları, kendi özgür iradeleri ile bu topraklarda var olma düşüncesine sahip onbinlerce yurttaşın da 18 Ekim’de bu ortak paydada buluşacağını vurguladı.
CTP’nin tabanının da iki eşit kurucu devlete dayalı siyasi eşitlik içinde bir federasyon istediğini, bu konuda zaten Talat-Hristofyas döneminde ilerlemeler sağlandığını anımsatan Akıncı, “Bir yanlışı da düzeltmek gerek, 50 yıldır federasyon görüşülür söylemi doğru değildir. Bu konu ciddi olarak Talat- Hristofyas ve bizim dönemimizde görüşüldü” diye konuştu.
CTP ve kadroları ile ortak paydanın oldukça geniş olduğunu, yıllarca aynı mücadele kulvarlarında bulunduklarını, bir önceki seçimin ikinci turunda da çok değerli destekleri olduğunu anımsatan Akıncı, seçimlerin ardından kurumsallaştırmayı hedeflediği katılımcılık mekanizmasının en önemli unsurlarından birinin de CTP olacağının açık olduğunu kaydetti.
“KATILIMCILIK EN ÖNEMLİ UNSUR OLACAK”
Birinci tur boyunca vurguladığı gibi katılımcılığın önümüzdeki dönemde çok önemli olacağını belirten Akıncı, gerek Kıbrıs konusu gerekse de iç konular bağlamında görev süresinde başlattığı bu mekanizmanın çok daha etkin bir yapıya kavuşturulması için ne gerekiyorsa yapılacağını söyledi.
Yeni dönemde siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, kadın ve gençlik örgütleri ile birlikte oluşturacakları katılım mekanizmasını kurumsallaştırarak bu yolu birlikte yürümekte kararlı olduklarını belirten Akıncı, “19 Ekim günü halkıyla, örgütleriyle ele ele gönül gönüle yürüyebilecek ve karar süreçlerinde hep birlikte ses verebileceğimiz, sürdürülebilir ve sürekli bir mekanizmayı oluşturacağız” dedi.
“DAHA DEMOKRATİK BİR ANAYASA ÇALIŞMASINA DESTEK OLMAYA HAZIRIM”
Anayasa referandumunda çıkan sonucun yaptığı uyarıların haklılığını ortaya koyduğunu belirten Akıncı, anayasa referandumunun herhangi bir seçimle aynı güne denk getirilmemesi, halka yeterince anlatılması için zaman verilmesi gerektiğini kaydetti. Anayasanın ayrı bir paket halinde tek başına referanduma sunulması gerektiğini kaydeden Akıncı, toplumu daha ileriye taşıyacak her çalışmaya destek olmaya hazır olacağını söyledi.
“SANDIĞA GİDİN”
Seçimlerin ilk turunda pandeminin de etkisiyle katılımın düşük olduğunu ancak açıklanan seçmen listelerinin kaçının bu adada olduğunun da bilinmesi gerektiğini kaydeden Akıncı, ilk turda Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı önlemlerin yerinde olduğunu ve onları kutladığını belirtti.
Akıncı, “Yurttaşlarımız gönül rahatlığı içinde oy kullanmaya gidebilirler. Bu kadar önemli bir dönemde iradelerini ortaya koymalıdırlar. İç sesilerine ve vicdanlarının sesine kulak vererek oylarını kullansınlar” dedi.