KıbrısManşet

Erk: Bu ülkede hükümetler iktidar değildir!




Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Mustafa Erk, Bağımsızlık Yolu’nun mücadele alanları ve 23 Ocak 2022’de gerçekleştirilecek erken genel seçimlere yönelik açıklamalarda bulundu

“Emek ve Emekçiden Yana Mücadele Yükselecek”

BRT’de yayınlanan Seçim Özel programında Damla Soyalp’ın konuğu olan Erk, Bağımsızlık Yolu’nun mücadele alanları ve 23 Ocak 2022’de gerçekleştirilecek erken genel seçimlere yönelik açıklamalarda bulundu

Erk, 2014 yılında siyasi hareket olarak kurulduktan sonra emekten yana mücadelesinin yanında feminist, ekososyalist ve neoliberalizme karşı hareketle 2018’de partileşen Bağımsızlık Yolu’nun 17 Aralık tarihinde adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’na sunarak ilk kez seçime gireceğini söyledi. Emek ve emekçiden yana sokakta mücadele verdiklerini söyleyen Erk, Bağımsızlık Yolu’nun meclis çatısı altında siyasi mücadeleyi yükselteceğini belirtti.

“Hükümetler iktidar değildir”

Hükümetlerin iktidar olmadığını belirten Erk, ülkemizdeki iktidarın patronlar, özel sermayedarlar ve burjuvaların elinde olduğunu ve hükümet edenleri onların yönettiğini ifade etti. Ülkemizdeki muhalefet boşluğunu vurgulayan Mustafa Erk, Bağımsızlık Yolu tarafından hazırlanan ‘Muhalefet Programı’nda pek çok konu başlığı altında mücadele alanlarının açıklandığına dikkat çekti. Siyasetçilerin sorunları dile getirmediklerini söyleyen Erk, ara emri alınmasına rağmen yürürlükte olan İskele İmar Planı, Lapta Belediyesi’ndeki emekçilerin mücadelesi ile ilgili hiçbir sol veya sağ partinin söz söylemediğini belirtti.

“Asgari ücret en düşük kamu maaşına endekslensin”

Ekonomik sıkıntıların giderilmesi konusunda asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi ve ultra zenginlerden servet vergisi alınması için sokakta ve mecliste sonuna kadar mücadele edileceğini ifade eden Erk, adil vergi yapısı ile ekonomik sıkıntılara çözüm bulunabileceğini söyledi.

Erk, özel otel, casino, okul ve hastane sahiplerinden daha çok, halktan daha az vergi alınması gerektiğine işaret etti.

Erk, sanal bet oynatan kurumların yılda 2,5 milyar dolar gelir elde ettiklerini ifade ederek, devletin yüzde 20 kurumlar vergisi alması gerektiğini ifade etti. Bağımsızlık Yolu’nun sanal bet ve casinoların kapatılmasını savunduğunu belirten Erk, “Oynatılması yasalsa, sanal betlerden alınacak %20’lik kurumlar vergisinden elde edilecek 500 milyon doların katkının devlet tarafından alınıp, bu paranın eğitim, sağlık ve ulaşım alanlarında kullanılması gerekir.” diyerek Sanal bet oynatılması yasal değilse de, bu kurumların hemen kapatılması gerektiğini söyledi.

Erk, “Hükümetin gücü iktidar odaklarına, sermaye patronlarına yetmediği için bu kurumlardan ne vergi alabiliyor ne de kapatabiliyor” diye konuştu.

“Bağımsızlık Yolu stabil bir para birimine geçilmesine karşı değil”

Euro veya değer kaybetmeyen başka bir para birimine geçişin emekçiye yarayacağını belirten Erk, Bağımsızlık Yolu’nun stabil bir para birimine geçilmesine karşı olmadığını söyledi. Erk, son günlerde Cumhuriyetçi Türk Partisi tarafından dillendirilen iddia üzerine gazete kupürlerindeki açıklamaları göstererek bunun sadece bir düşünceden ibaret olduğunu ve boş bir vaat olduğunu ifade etti.

Başka bir para birimine geçişin halkın alım gücünü yükseltmeyeceğini vurgulayan Erk, bunun ancak maaşların yükseltilmesi ile mümkün olacağını söyledi. Erk petrol fiyatlarına da değinerek, 5 günde bir yenilenmesini kabul eden hükümetin, asgari ücreti ise yılda bir kez yükseltmesini adil bulmadığını ifade etti.

Özel sektör çalışanlarının Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda sendikasız oldukları için temsil edilmediğini belirten Erk, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi ve özel sektörde sendikalaşma hakkı için sokakta ve halkın desteği ile artık mecliste de mücadele edeceklerini söyledi.

Ülkemiz bağımsız olmadığı ve doğrudan Türkiye’ye bağlı olduğu için başka bir para birimine geçişin kolay olmayacağını söyleyen Erk, Euro’ya geçiş konusunda iç ve dış ticaret hacminin incelenmesi gerektiğini, bu para biriminin Sterlin veya Dolar da olabileceğini belirtti.

Erk, “Konut, arsa ve İngiltere’den getirilen sol direksiyon araçlarda Sterlin para birimi kullanılacaksa Sterlin’e, Avrupa’dan ve güneyden yapılan ithalatta Euro kullanılacaksa Euro’ya, Türkiye’den gelen para karşılığında dolar borcu yazılacaksa ve dolarla daha çok etkileşimde olacaksak Dolar’a geçilsin.

Ayrıca, CTP Genel Başkanı ERHÜRMAN’ın ise yapacağız değil, masada olacak dediği Euro’ya geçiş söylemi de çözüm olacakmış veya Avrupa Birliği’ne girecekmişiz izlenimi verir ve yanıltıcıdır” dedi.

“Halkında alım gücü korunmalı”

2019 verilerine göre 1.8 milyar dolar ithalatımız varken 100 milyon dolar ihracatımız olduğunu söyleyen Erk, arada uçurum fark oluştuğuna dikkat çekti. Konuşmasının devamında, aradaki dengeyi sağlamanın temel yolunun ithal edilen ama bu ülkede ağır sanayi olmaksızın üretilebilecek mallara fon konulması gerektiğini, bu fonda ise fiyat istikrar fonu uygulanması gerektiğini söyledi.

Elde edilecek fonun bugün müdahale edilemeyen akaryakıt, elektrik gibi sektörlerde kullanılarak halkın alım gücünün korunabileceğini ifade eden Erk, bu konuda acil önlem alınması gerektiğini söyledi.

Fon uygulaması olmadığı için ülkemizde daha önce üretilen tuvalet kağıdı ve köpek mamasının bile ithal edildiğini belirten Erk, alım gücünü artırmak için çok kısa vadede hazırlanabilecek yasa veya kanun hükmünde kararname ile servet vergisi alınması gerektiğini ifade etti.

Kıbrıs Türk Hava Yolları gibi Elektrik Kurumu’nun da kasten batırılmaya çalıştığını belirten Erk, kurumun özel bankadan 10 milyon dolar borçlandırıldığını ve özelleştilmesi için uğraşıldığını söyledi. Erk, hükümetlerin üreten kurumlarımızı teker teker kapatırken, Bağımsızlık Yolu’nun kurumlara sahip çıkacağını, üretim ve alım gücünü artırmak adına mecliste de mücadele edeceğini belirtti. Ülke ekonomisinin turizm, hizmet sektörü, eğitim, hafif ve orta ölçekli sanayi ürünleri ile güçlenebileceğini ifade eden Erk, kalkınmanın ancak üretim ile sağlanabileceğini, üretimin ise planlama ile yapılabileceğini söyledi.

Zeytinyağı, harnup gibi ürünlerin yanında devlet kontrolünde ve planlı yetiştirilecek hint kenevirinin de üretilmesi gerektiğini söyleyen Erk, bununla beraber plastik, ilaç, kozmetik, kağıt, inşaat ve benzeri 50 farklı sektörün daha gelişebileceğini belirtti.









Başa dön tuşu