KıbrısManşet

Keleşzade: Bağımsızlık Yolu emekçinin tarafını yaratma iddiasıyla seçimlere giriyor






Bağımsızlık Yolu (BY) Dış İlişkiler Sekreteri Lefkoşa Milletvekili Adayı Mustafa Keleşzade,  BY milletvekili adaylarının emekçinin çıkarlarını korumak için elinden gelen her şeyi yapacak emekçi ve esnaftan oluştuğunu söyledi

Keleşzade: BY adayları emekçinin çıkarları için elinden gelen her şeyi yapacak emekçi ve esnaftan oluşuyor

BRT’de yayınlanan ‘Burası Önemli Seçim Özel’ programına konuk olan  Keleşzade, Damla Soyalp’ın sorularını yanıtladı ve seçim sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.

BY olarak emekçinin tarafını oluşturma iddiasıyla seçime katıldıklarını belirten Keleşzade, BY milletvekili adaylarının emekçinin çıkarlarını korumak için elinden gelen her şeyi yapacak emekçi ve esnaftan oluştuğunu söyledi.

Keleşzade, Bağımsızlık Yolu’nun sosyalist, devrimci bir parti olduğunu, hükümete gelmenin iktidara gelmek demek olmadığını, hükümet dahi olunsa yapılması gerekenin var olan sisteme karşı muhalefet olmak olduğunu söyledi.

“Ekonomik protokoller iptal edilmelidir”

Keleşzade, ülkede ekonomik kaynak olarak görülen Türkiye ile imzalanan protokollerin doğrudan iptal edilmesini savunduklarını, protokollerin halka bedel ödetme aracına dönüştüğünü belirtti.

Bağımsızlık Yolu olarak biz genişlemeci bir bütçeyi öne koyuyoruz ve kaynak olarak da partimiz, servet vergisi uygulamasının gerekliliğini vurguluyor dedi. Servet vergisi dediğimiz olgu genel olarak toplum tarafından yanlış anlaşılıyor diyen Keleşzade, herkesin banka mevduatlarınaı ya da küçük bir şirketin temel parasına el konulacağı düşünüyor dedi.

Servet vergisi, piyasaya girmeyen toplumun yüzde 2’ine denk gelecek ultra zenginler dediğimiz kimselerden alınacak vergilerdir. Diğer partilere baktığımızda sermayedarları korkutmayalım seçim bütçemizi onlar sağlayacak, onun yerine mevcut vergi sistemini güçlendirelim bakış açısında olduklarını söyleyen Keleşzade, mevcut vergi sistemini güçlendirmek demek küçük esnafa ve bodrolu çalışanlara daha fazla yüklenmek demektir dedi.

“Ekonomik kriz emekçinin krizidir”

Türk Lirasının değer kaybetmesiyle enflasyonun artması akabinde, hayat pahalılığının yaşanması en çok emekçiyi etkilediğini dile getiren Keleşzade, “Bağımsızlık Yolu olarak bizim talebimiz asgari üçretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi ve 6 ayda bir olan eşel mobil sisteminin özel sektör emekçisini de içine alacak şekilde süresinin kısaltılmasıdır” dedi.

İnsanların geçim koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini anlatan Keleşzade, zamların engellenemeyeceğini, döviz bazında bakıldığında çok az üründe zam olduğunu sadece Türk Lirasının değer kaybetmesiyle emekçinin alım gücünün düştüğünü ve fakirleştiğini söyledi. Bu süreçte fakirleşmeyi engellemenin tek yolu da, maaşlara yapılacak zamdır diye de ekledi.

Mevcut döviz kredi borcu olan emekçiler için yapılması gerekenin vade uzatma veya taksit erteleme olmadığını, döviz borçlarının uygun bir kurdan, faizsiz Türk Lirasına geçirilmesine imkan sağlanması gerektiğini vurgulayan Keleşzade, bu da kamu bütçesinden değil, bankaların kendi bütçelerinden karşılanmalıdır dedi.

Eşel Mobil sistemiyle koşulları değiştirenler bellidir

Stabil para birimine geçme konusuna da değinen Keleşzade, Bağımsızlık Yolu’nun emekçiden yana bir parti olduğunu yineleyerek, insanların ne kazandığını ve ne harcaması gerektiğini bilecek duruma getirilmesi önerisini Bağımsızlık Yolu olarak desteklediklerini ancak, yakın geçmişe bakıldığında Türk Lirası’nın stabil para birimi olduğu bir dönemde emekçiden yana olduğunu söyleyen, şimdi Euro’ya geçmeyi savunan partinin o dönemde hükümette olduğunu, sosyal güvenlik yasasıyla eşel mobil sisteminin 3 aydan 6 aya çekilmesinin, onların döneminde oluşturulduğunu gördüklerini söyledi.

Kısacası stabil para birimine geçmenin tek başına emekçinin çıkarına olacak diye bir şeyin söz konusu olmadığını, bunun sadece bir adım olabileceğini, kısa vadede yaşadığımız sorunlara çözüm olamayacağını anlattı.

Euro’ya geçiş sürecinde tüm hazırlıkların tamamlanması için en az iki yıla ihtiyaç olduğunu söyleyen Keleşzade, bu iki yıl sürecinde emekçinin daha fazla fakirleşerek alım gücünün ortadan kalkacağını ifade etti.

“Muazzam kriz var, Euro’ya geçip bunu çözeceğiz” demek, halka doğruyu söylememek olduğunu ekleyen Keleşzade, şu anda acil sorunumuz olan emekçinin, bu ülkede yaşam süremez durumunu ortadan kaldırmaz dedi.









Başa dön tuşu