KıbrısManşet

Altıok: TC’nin benim oyuma ihtiyacı yoktur, kendi seçmeni var

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Akademisyenlerinden, Özgür Gazete Yazarı Hasan Ulaş Altıok, “Bunlar mı sol? Bunlar sol ise biz kendimizi nereye koyacağız?” diyerek sol partilerin adaylarını eleştirdi ve ülkenin içinde bulunduğu şartlardan dolayı seçimlerin artık anlamlı olmadığını söyledi

Altıok: Seçim, içinde bulunduğumuz şartlarda anlamlı değil

Özgür Web Tv‘de yayınlanan Seçim Özel programında Pınar Barut’un sorularını yanıtlayan Altıok, seçimleri içinde bulunduğumuz şartlarda anlamlı bulmadığını söyledi ve neden boykot kararı aldığını açıkladı.

Altıok, “Bir önceki seçimlerde de aday olan biri olarak, partim CTP’de onur dolu bir adaylık süreci yaşamış ve bir şeyleri değiştirebileceğimize inanmıştım. Ancak yakından sürece tanık olunca, bunun gerçek olmadığını öğrendim” dedi.

“Ülkede sol ve sağ kavramlar da karıştı”

Adayların seçim manifestosunu yazarken çok inançlı ve güzel şeyler yapacaklarını yazdığını ama Ankara hükümetinin tüm bu yazılanları bir kenara koyup kendi istediğini burada uyguladığını söyleyen Altıok, 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimindeki müdahalelerden sonra seçimlerin gerçekçi olduğuna inanmadığını belirtti.

Altıok, “Ülkemizde sol ve sağ kavramlar da karıştı. Ben partilerin aday listelerine baktığımda sol nerede sağ nerede, birbirine karışmış olduğunu görüyoruz. Sol partilerin listelerinde, kendi tüzükleriyle ilgisi olmayan insanlar görünce şaşırıyorum. Bazı arkadaşlar CTP’yi eleştiriyorum diye bana kızıyor ama benim CTP’de çok emeğim olduğunu unutuyorlar” dedi.

“Bunlar sol ise biz kendimizi nereye koyacağız?”

Sol partilerin adayların arasında kurumları özelleştirmeyi sonuna kadar savunan insanlar olduğunu gördüğünü söyleyen Altıok, “Bunlar mı sol? Bunlar sol ise biz kendimizi nereye koyacağız?” diye sordu.

“Kıbrıs Türk halkını laik olduğu şekilde kendi yapısı içinde asimile olmadan geleceğe taşıyacak bir iktidar olmasını tabii ki istiyorum” diyen Altıok, ancak kendisinin karşı durduğu nokta olan bir alt yönetim var ve tamamen darbe ile gelen bir yönetim olduğunu vurguladı.

“Hangi siyasi parti TC Elçiliği’ne karşı, Türkiye’ye karşı konuştu?”

Kendisinin ve kendisi gibi düşünenlerin sol partilere çağrıda bulunduklarını ve ‘gelin birleşin, iş birliği yapın’ dediklerini anlatan Altıok, ‘Müdahalelere ne yapabiliriz? Ekonomiyi nasıl düzeltebiliriz? Adalete yapılan saldırıyı nasıl önleyebiliriz? gibi konuların tartışılmasını istediklerini söyledi.

Altıok seçimleri boykot etme kararının sebebini de şöyle açıkladı;

“Bu memleket bizim derken kime diyoruz? Türkiye’ye diyoruz. Bu platformun içindeki hangi siyasi parti TC Elçiliği’ne karşı, Türkiye’ye karşı konuştu? Hiçbir zaman muhatabına gidip de sesini çıkarmadı. Ben kavgadan bahsetmiyorum. Türkiye yetkililerine tepki göstermekten bahsediyorum. Bu Memleket Bizim Platformu’ndaki siyasi partilerden bir tanesi de çıkıp ‘bizim seçimimize müdahale ediyorsunuz’ diyerek temel prensipleri belirleyip mücadele yaptı mı? Yapsalardı ben boykot yapmazdım”

“Türkiye Cumhuriyeti’nin artık benim oyuma ihtiyacı yoktur”

Zamanında insanların 10 yıl üzerinden emekli ettirildiğini, inanılmaz kaynaklar aktarılarak Türkiye tarafından kendi çıkarlarını koruyacak şekilde Kıbrıs Türklerinin büyük çoğunluğunun desteğini aldığını söyleyen Altıok, ülkede demografik yapının değiştirildiğini ve birçok vatandaşlık verildiğini hatırlattı.

Altıok, “Siz bu vatandaşlara oy hakkı vererek öyle bir noktaya geldik ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin artık benim oyuma ihtiyacı yoktur. Sayın Tatar Türkiye’de bayram çocuğu gibi gezdiriliyor ama Cumhurbaşkanlığı vasıflarını taşıyacak bir insan değildir. Muhalefet Tatar’ın nasıl seçildiğini bilerek buna sustu ve ses yükseltmedi.

“47 yıldır seçim yapıldı mı? Yapıldı. Protokollerle yönetildik mi? Yönetildik”

Sol partilerin hükümete gelmeleri durumunda iç konularda çözüm üretseler de Kıbrıs Türk halkının yok oluşuna ve Kıbrıs sorununun hem güneyle hem de kendi içindeki sorunlarına çözüm üretemeyeceklerini söyleyen Altıok, bunun da sebebinin Türkiye’ye ses çıkaramayacak olmaları olduğunu belirtti.

Altıok, “Bu ülke değişti. Bu değişime çözüm üretemiyoruz. Kur’an kursları Anayasa’ya göre aykırı, dokunabildik mi? Dokunamadık, her yerde kuran kursu var ve dokunamadık. TDP ve CTP içinde olduğu hükümetlerde Vatandaşlık Yasası’nı değiştirebildi mi? Hayır. Kur’an kurslarını kapatabildi mi? Hayır. Vatandaşlık verilmesini durdurabildi mi? Hayır. Çünkü biz ekonomik protokollerle yürütülüyoruz.  47 yıldır seçim yapıldı mı? Yapıldı. Protokollerle yönetildik mi? Yönetildik. O zaman boykot etmekte haklıyım çünkü seçim bir şeyi değiştirmiyor” dedi.

“Bu boykot yok olmayı önlemek için yapılan bir boykottur”

Başka ülkelerde boykot yapanların yolsuzluğa, haksızlığa dikkat çekmek için bunu yaptıklarını, ancak buradaki boykotun sömürüye karşı yapılan bir boykot olduğunu ifade eden Altıok, bu boykotun da yok olmayı önlemek için yapılan bir boykot olduğunu savundu.

“Annan Planı referandumunu yaptıran güç neydi? Boykottu” diyen Altıok, ülkede sokağın ve boykotun gücünün çok büyük olduğunu, bunu uluslararası kamuoyuna taşınması durumunda da dikkat çekeceğini belirtti.

“Ne demişti Tufan Hoca; ‘CTP seçime girer ve o seçime müdahale elle tutulur gözle görülür olursa seçimden çekiliriz”

Boykot eleştirisi yapanların, kendi partilerine oy vermeyecek olanları kötü gördüklerini söyleyen Altıok, bu kişilerin kendi partilerine oy vermeyen herkesi de boykotçu ilan etiklerini belirtti.

Altıok, “Boykotun anti-federalistlere yarayacağını söyleyenlerin sayısı çok fazla. Bunu Tufan hocanın (CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman) cümlesi ile açıklayayım ki bu cümlenin altına imzamı atarım. Ne demişti Tufan Hoca; ‘CTP seçime girer ve o seçime müdahale elle tutulur gözle görülür olursa seçimden çekiliriz. Seçime girersek ve Maraş açılımı, spor takımlarına para akıtılması gibi durumlar görürsek bu iş biter, CTP’yi seçimden çekeriz’. Tufan Hoca bir müdahale olmasını bekleyip mi çekilecek? Şu an somut olarak görmeyebiliriz ama arasak araştırsak kesin görürüz ki Tatar’ın gezmeleri hep bunun içindir. Bu seçime müdahale edilecek” dedi.

“Eylem’in konuşmalarına Erhürman, ‘Tümü ile reddediyorum’ demişti”

Hiç kimsenin sol hükümet kurulacağına inanmadığını, sol partiler kazansa bile Ankara hükümetinin onlara da müdahale edeceğini belirten Altıok, Erhürman’la ilgili eleştirilerine de devam etti.

Altıok, “KTOEÖS Genel Sekreteri Selma Eylem’in konuşmalarına Erhürman, ‘Tümü ile reddediyorum’ demişti. Benim tanıdığım partili milletvekilleri Selma hocanın dediklerini defayen mecliste konuşmuşken Erhürman çıkıp reddederse aynı yolda yürümek mümkün değildir” dedi.

“Niye Cenevre’de bir basın toplantısı yapıp, ‘Bu görüşler Kıbrıs Türk halkının görüşlerini yansıtmıyor’ demediniz?

CTP ve TDP’nin Kıbrıs tarihinde yaşanmayan bir hükümet fiyaskosu yaşanırken Meclis’ten çekilmesi gerektiğini, hem Meclis’te ve sokakta halkı örgütleyerek, milletvekilciliği oynamayı bırakması gerektiğini ve böylece dünyaya bir mesaj verileceğini söyleyen Altıok ancak bunun yapılmadığını hatırlattı.

Altıok, “Cenevre’de Tatar çıktı ve açıklama yaptı. Tatar’ın yanında kim vardı; Cemal Hoca (TDP Genel Başkanı) ve Tufan Hoca vardı. Çıkıp Guterres de (BM Genel Sekreteri) oradayken bir basın toplantısı yapıp, ‘Bu görüşler Kıbrıs Türk halkının görüşlerini yansıtmıyor’ demek dururken gelip de burada neye kime açıklama yapıyorsunuz? Ben kavgadan yana değilim ama mücadele etmek böyle olur. Benim kimseden bir beklentim yoktur. Bana boykotun manifestosunu soranlara CTP tüzüğü derim” dedi.

“Verdiğim oy sandığa yanşamayacaksa niye gidip oy vereyim?”

Sol partilerin seçimlerde bir araya gelmesi durumunda boykot etmeyeceklerini, bunun için de çok çaba gösterdiklerini belirten Altıok, ancak kimsenin buna yanaşmadığını söyledi.

Altıok, “Bana, ‘Sen boykot edersen UBP’ye yarayacak’ dediler. Seçime git oyunu ver dediler. Verdiğim oy sandığa yanşamayacaksa niye gidip oy vereyim? Bu partiler bir parti altında seçime girse ve güçlerini toplasa ve düzeni yaratan partinin koltuk değneği olmayacağız deselerdi yine boykot yapmayacaktık. Ama hala bir manifesto yok ortada. Sen o manifestoya ne yazarsan yaz hükümete gelip ortak olursan o manifestoyu yapamazsın. Ama arkana sokağı alırsan o manifestodaki her şeyi yapabilme şansın olur” dedi.

“2020 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki bu seçimi bir oyun olarak görüyorum”

Ülkede doğal bir boykot olduğunu, bu yüzden hiçbir örgütlenme çalışması da yapmadıklarını ve kimseyi de boykota çağırmadığını söyleyen Altıok, ancak boykot edenlerin sayısının çok yüksek olması ve sol siyasetin de bundan ders alması durumunda mutlu olacağını ifade etti.

“2020 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki bu seçimi bir oyun olarak görüyorum” diyen Altıok, bu oyunu bozmaya yönelik adım atan tüm partilere sokakta destek vereceğini belirtti.

Altıok son olarak şunları kaydetti;

“Ben bu ülkede boykotu ilk çağıran da değilim örgütleyen de değilim. Bu hareket halk tarafından başlatıldı. Birçok farklı gerekçeyle birçok farklı insan boykot diye çağırır. Siyasilerimize düşen görev bu insanların sesine kulak verip onlara öncelik etmektir. Temel sorunları konuşup bağımsızlık konularında fikirlerini dinleselerdi bugün bunlar yaşanmayacaktı”











Başa dön tuşu