Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Eğitim Sekreteri Burak Maviş, adada görev yapan BM Temsilcisi Colin Stewart’ın güven yaratıcı önemleri yeniden gündeme getirmesini, temkinli bir iyimserlikle karşıladıklarını kaydetti
Maviş: Güven yaratıcı önlemlerin hayata geçmesi için zorlayıcı olunması gerekiyor
Maviş yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıslı Türklerin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarının korunması ve adanın birleştirilmesi mücadelesinde olan tüm kesimlerin, iki toplumlu komitelerin etkili bir şekilde çalışması için bahse konu güven yaratıcı önlemlerin hayata geçmesi için zorlayıcı olunması gerektiğini vurguladı.
Maviş, KTÖS’ün konunun yakın takipçisi olacağını belirtti.
“Birlikte yaşama kültürü oluşturamamış olmamız önemli bir eksikliktir”
Kıbrıs adasında yaşanan sorun ve barış süreçlerinin yarım asırdan fazla bir süredir ‘kapsamlı müzakereler’ evresinde takılıp kaldığına işaret eden Maviş, adada ‘sınırlı’ bir hareket özgürlüğü ve toplumlar arası temasın olduğu son 19 yıl içerisinde “birlikte yaşama kültürünün” oluşturulamamasının önemli bir eksiklik olduğunu söyledi.
“Mustafa Akıncı göreve gelir gelmez Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde sürdürülen müzakerelerin, iki yıl boyunca yoğun bir şekilde gerçekleştiğini ve oldukça önemli mesafe kaydedilerek, Cenevre’de tüm tarafların katılımıyla toplanan Kıbrıs Konferansına taşındığını” anımsatan Maviş, “ancak, 2017 yılı Ocak ayında Cenevre’de yakalanan bu önemli fırsatın da heba edilerek tarihe yeni bir başarısız barış süreci olarak not düşüldüğüne” işaret etti.
“Seçimlere yapılan müdahale ile Kıbrıslı Türk toplumunun siyasi iradesi müzakere masasından kaldırıldı”
“Çöken müzakereler sonrası geçen dört yılda tek bir olumlu adım atılamadığını, iki yıl önce seçimlere yapılan doğrudan müdahale ile de Kıbrıslı Türk toplumunun siyasi iradesinin müzakere masasından kaldırıldığını” belirten Maviş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Adamızda görev yapan onlarca BM Temsilcisinden sonuncusu Colin Stewart’ın güven yaratıcı önemleri yeniden gündeme getirmiş olmasını temkinli bir iyimserlikle karşılamaktayız. 2008 yılında kurulan iki toplumlu teknik komitelere, 2015 yılında yenilerinin eklenmesiyle birçok alanda her iki toplumun faydasına olan işler yapılmış ve birçok güven yaratıcı önlem uygulamaya konulmuştu.
Kıbrıslı Türk toplumu ‘kapsamlı müzakereler’ arasında sıkışıp kalmış, bu sonu gelmez süreçte siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal zarar gören tek taraf haline gelmiştir. Kapalı Maraş’ın 1974’teki sahiplerine iade edilerek yeniden açılması ve Ercan Havalimanına doğrudan uçuş, Mağusa limanından doğrudan ticaret, ada içerisinde dolaşımın kolaylaştırılması gibi güven yaratıcı önlemlerin uygulamaya konulması en azından toplumun bir nefes almasını sağlayacaktır.”