Türkiye‘de yayın yapan BirGün Gazetesi yazarlarından Timur Soykan, profesyonel pusuya düşürülerek şoförüyle birlikte öldürülen Halil Falyalı‘nın suikastinin, sadece yeraltı dünyası için değil yer üstündeki ortakları içinde büyük bir deprem olduğunu söyleyerek, bu suikastin karanlık perdelerin arkasında kartların yeniden dağıtıldığını ortaya koyduğunu belirtti
Soykan: Karanlık perdelerin arkasında kartlar yeniden dağıtılılıyor
Falyalı suikastinin sebeplerine ilişkin ilgili yazdığı ‘3 senaryo’ yazısıyla dikkat çeken Soykan, bu kez de ‘Falyalı’nın şifreleri’ başlıklı bir yazı kaleme aldı
Soykan’ın yazısının tamamı şöyle;
“Türkiye’nin 90’lardan daha karanlık günlere sürüklenişi cinayetlerle devam ediyor. Devlet-mafya-siyaset üçgenin eski ve yeni aktörleri yeniden silahlarıyla sahnede ve kara paranın kanlı paylaşımı çok şiddetli. Son olarak önceki gün Halil Falyalı KKTC’nin Girne kentinde kurulan profesyonel pusuda şoförüyle birlikte öldürüldü.
Halil Falyalı’nın öldürülmesi sadece yeraltı dünyası için değil yer üstündeki ortakları içinde büyük bir deprem. Bu suikast karanlık perdelerin arkasında kartların yeniden dağıtıldığını ortaya koyuyor.
ABD’de uyuşturucu davası
Halil ve kardeşi Hüsnü Falyalı Kıbrıslı Türk bir ailenin fertleri. 20 yıl içinde çok büyük servete sahip oldular.İddiaya göre; uyuşturucu kaçakçılığıyla yasa dışı faaliyetlerine başlamışlardı. ABD’deki Virginia Doğu Bölgesi Mahkemesi’nde Temmuz 2015’te açılan bir soruşturmada bu konudaki suçlamalar yer alıyor.
Halil Falyalı’nın Mersin’den KKTC’ye botlarla getirdiği eroini, İngiltere’ye uçaklarla meyve ve sebze kolileri arasında gönderdiği iddia ediliyor. Ayrıca Falyalı’nın kara paranın transferi için döviz bürolarıyla bir ağ kurduğu öne sürülüyor. DEA ajanlarının Falyalı’nın yanına kadar sızdığı ve para transferleri yaptırtarak suçu kanıtladığı iddiası bu dosyada yer alıyor.
Ancak KKTC’nin uluslararası toplum tarafından bir devlet olarak tanınmaması Falyalı’yı dokunulmaz kılıyordu, o da adadan çıkmıyordu.
Sanal bahis adası
Halil Falyalı’yı yeraltı dünyasının çok önemli bir aktörüne dönüştüren yasa dışı bahis oldu. 1998’de Türkiye’de kumarhanelerin yasaklanmasıyla KKTC bir kumar adasına dönüştürüldü. Bilişim teknolojisindeki gelişmeler ise çok daha büyük bir kumar sektörünü doğurdu. 2000’lerin başında Türkiye’de bahis devlet tekeline alınıp sanal kumar da yasaklanırken yavru vatanda serbest bırakıldı.
KKTC’de bahis lisansları siyaset ve bürokrasi ile bağlantılı isimlere dağıtıldı. Falyalı büyük bir pay aldı. Bunu bazı Balkan ülkeleri, Ukrayna, Malta ve Belarus’tan aldığı bahis lisanslarıyla genişletti. Halil ve Hüsnü Falyalı’nın ulaştığı serveti anlamak için bir örneğe bakmak yeterli.
İddiaya göre; Falyalı kardeşler İngiltere Premier Ligi takımı Fulham’ı almak için 100 milyon sterlin teklif etti. Takımın sahibi Muhammet Al Fayed’in basın danışmanı ise kulübü satmayacaklarını, Falyalı kardeşlerle görüşmenin takıma yatırım yapmalarıyla sınırlı olduğunu açıkladı.
Sokak sokak örgütlendiler
Bu sırada Türkiye’de yasa dışı bahis adeta sokak sokak örgütlendi. Yasal bahis siteleri gibi kulüp payı, vergi ödemeyen şebekeler çok daha yüksek oranlar veriyordu.
MASAK raporuna göre; 2017 yılında Türkiye’de 5 milyon kişi kazancın daha büyük olduğu yasa dışı bahsi oynuyor ve yılda ortalama 50 milyar TL’lik bir kara para pastası oluşturuyorlardı. Günümüzde bu miktarın 150 milyar TL’yi aştığına şüphe yok.
Sistem nasıl işliyor?
Bu para yeraltı dünyasında uyuşturucu kaçakçılığı kadar büyük bir kara para kaynağına dönüştü. Yasa dışı bahis panelleri, binlerce kiralık hesapla entegre hale getirilmişti. Sistem özetle şöyle işliyor:
Şebeke, kullanıcı panellerinin şifrelerini Türkiye’deki elemanlarına veriyor. Bu sayede yurt içi ve yurt dışı bahisler açılıyor. Binlerce kişiye bir miktar para verilerek çok sayıda banka hesabı açtırıyorlar. Son dönemde KKTC’deki öğrencilere banka hesapları açtırıldığı da ortaya çıktı.
Hesap açtırılan kişilere aynı zamanda GSM hattı alıyorlar. Bu banka hesaplarını sitelere tanımlıyor ve internet bankacılığına açıyorlar. GSM hatları şebekede olduğu için tüm internet bankacılığı işlemlerini onaylayabiliyorlar. Bu işlemleri yapmak için rezidanslarda kısa süreli ofisler kiralanıyor. Bilgisayarla dolu bu ofislerde sürekli bahisler giriliyor, para işlemleri ve ödemeler yapılıyor.
Bu ofisler sürekli adres değiştiriyor. Para trafiğini gizlemek için ise şirketler kuruluyor. Ayrıca iddaa bayileri ve kahvehanelerin kuytularında bu bahisleri oynamak için bölmeler bulunuyor.
Bahis ve sanal kumarda kasanın milyarlarca liralık kazancı çok sayıda hesapta gezdikten sonra şebekenin elemanları tarafından ATM’lerden ve banka şubelerinden çekiliyor. Nakit para valizler, bavullar içinde rezidanslarda kiralanmış dairelere istifleniyor. Bu paralar panel sağlayıcılara, organizatörlerle elden ya da döviz bürolarından ulaştırılıyor.
Falyalı: Herkesin bildiği sır
Sadece Kıbrıs merkezli siteler değil, Rus, Balkan, Ukrayna, İngiltere merkezli sitelerde faaliyetleri sürdürüyordu.
Türkiye’de her yıl onlarca yasa dışı bahis operasyonu yapılıyor. Rezidanslarda çantalar dolusu para bulunuyor. Tabii ki Halil Falyalı’nın herkesin bildiği bir sır olarak faaliyetlerini sürdürmesi dikkat çekiyor. Elbette bunun yukarıdan koruma, kollama olmadan başarılması mümkün değildi.
Hatta yandaş kalemler Cem Küçük ve Ersoy Dede, 2020 yılında ikişer kez Halil Falyalı’nın yasa dışı bahis ve uyuşturucu işlerini devletin takip ettiğine dair haberler yazdı. Ancak çok garip biçimde ‘Operasyon geliyor’ denilen bu haberlere karşın o operasyonlar yapılmadı.
Kıbrıs’a gelen polis müdürleri
Halil Falyalı’nın yasa dışı bahisteki ustası olarak bilinen Veysel Şahin ise 2017 yılında özel uçakla geldiği Sivas’ta yakalandı ve tutuklandı. 2.5 ay içinde onu 103 avukat, 303 kez ziyaret etti. İddiaya göre; avukatların büyük çoğunluğu rüşvet karşılığı özgürlük vaat etmişti.
Veysel Şahin 5 yıldır hapiste. Onun yaptığı suç duyurularında yasa dışı bahisteki koruma kalkanlarının ipuçları bulunuyor. Veysel Şahin, Türkiye’den polislerin KKTC’ye gelerek casino ve bahis sitesi sahiplerinden rüşvet istediğini öne sürüyor. Bazı kişilerin rüşvet vererek soruşturmalardan kurtulduğunu iddia ediyor.
Halil Falyalı dev organizasyonu elbette tek başına yürütmüyordu. Türkiye’de büyük mafya gruplarıyla işbirliği yaptığına dair iddialar vardı. Yasa dışı bahsin büyük pastasına başkalarının da göz koyduğu bilinen bir gerçek. Halil Falyalı’nın öldürülmesi sadece yeraltı dünyasındaki bir paylaşım savaşı değil, yer üstündeki güçlerin de bir müdahalesi.
Altın yumurtlayan şifreler
Halil Falyalı’nın öldürülmesiyle hedeflenen ise bahis panellerinin şifrelerinin ele geçirilmesi olabilir. Bu şifreler ‘altın yumurtlayan tavuk’ hatta ‘para basma makinesi’ olarak nitelendirilebilir. Falyalı’nın bu bahis sitelerinden aylık kazancının 30-40 milyon Euro olduğu tahmin ediliyor. Bu şifreleri ele geçiren çalışır vaziyetteki panellerden işi sürdürebilir. Bu da cinayetleri işleyenleri ortaya koymaya yetecektir.
Tabii ki KKTC’nin Girne kentindeki profesyonel tetikçilerin yakalanmaması suikastın ardındaki derin bağlantı şüphelerini de büyütüyor. Katillerin deniz yoluyla kaçması mümkün mü ya da küçük adada gizlenebilmesi…
Halil Falyalı’nın KKTC’nin mafyanın arka bahçesine dönüşmesinde büyük katkısı oldu. Şimdi o dünyada ölümüyle ilgili sorular duruyor. Halil Falyalı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yakın bir isimdi. İktidardaki Ulusal Birlik Partisi’ni finanse ettiği öne sürülüyor. Hatta son Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ersin Tatar’a verdiği desteğin çok etkili olduğu konuşuluyor. Siyasilerle fotoğraflar albümünü süslüyor.
Falyalı’nın arşivi
Sedat Peker’in ifşalarıyla başlayan sürecin kanlı şekilde devam ettiği günlerde elbette Falyalı’nın şantaj kasetleri de gündemde. Girne’deki beş yıldızlı, kendi marinası olan LesAmbassadeurs Oteli ve casinosunda kameralarla mahrem kayıtlar yapıldığı iddiaları çok konuşuldu.
Sedat Peker, Falyalı’nın eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ı bir şantaj kasetiyle avucunun içine aldığını iddia etmişti. Peker hiçbir delil ortaya koymadığı bu iddiada Falyalı’nın, Erkam Yıldırım’a yeni bir kokain rotası oluşturtmaya çalıştığını öne sürmüştü. Peker daha sonra Falyalı’nın elinde Kıbrıs ve Türkiye’deki siyasilerin şantaj kasetleri olduğunu iddia etti ve bu arşivin kendisine geçtiğini öne sürdü. Hatta KKTC Başbakanı Ersan Saner’in siyasi hayatını yayınladığı bir görüntüyle bitirdi.
Bu sırada Halil Falyalıcasinosundaki bir çalışana işkence yaptığı iddiasıyla tutuklanmıştı. Kısa cezaevi sürecinde özel hastaneye birkaç kez sevk edildi, daha sonra da tahliye oldu. Bu şantaj arşivinin hapisten kurtuluşunu sağladığı yönünde iddialar daha inandırıcı hale gelmişti. Falyalı’nın öldürülmesinde bu tehlikeli arşivin etkisi var mıydı? Ya da bu suikast bu kasetlerin ortalığa saçılmasına neden olur mu?
Halil Falyalı’nın öldürülmesi dengeleri kökünden sarstı. Suikast da önemli ipuçları barındırıyor. Profesyonel tetikçilerin detaylı çalışmış bir pusu kurduğu anlaşılıyor. Üç tane zırhlı aracı olan Falyalı’nın zırhlı araç kullanmadığı sırada saldırıya uğraması saldırganların çok yakından istihbarat aldığını da ortaya koyuyor.
Savaş şiddetlenebilir
Falyalı ile birlikte büyük paraya hükmeden mafya grupları bu saldırıya karşılık verebilir. Savaş çok şiddetlenebilir. Üstelik bu; yeraltı dünyasıyla sınırlı kalmayacak bir deprem.
Türkiye tarihinde daha önce benzer cinayetler karanlık ilişkilerin ortalığa saçılmasına neden oldu. Halil Falyalı’nın öldürülmesi de Pandora’nın kutusunu açabilir. Küçük bir adadaki profesyonel suikastın aydınlatılmaması ise ne kadar derin bir karanlığın içinde olduğumuzu ortaya koyacak.
Türkiye’de iktidarın yayın organlarının 24 saat boyunca Halil Falyalı suikastını görmezden gelmesi de bu konuda bir fikir verdi. Dün gece son dakika haberi olarak 3 kişinin İstanbul’da saldırıyla ilgili olarak yakalandığı duyuruldu. Umarız bu olayın aydınlatılması için önemli bir adımdır”