KıbrısManşet

Rahvancıoğlu: Taşeron şirketler maaş hesaplaması yapmayı bilmiyor






Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, temizlik ve güvenlik hizmetinin taşeron şirketlerce yaptırılmasının Anayasa’nın 120. Maddesine aykırı olduğunu, devletin Anayasaya aykırı hareket ettiğini söyledi

Rahvancıoğlu:

Rahvancıoğlu, Feray Yalçuk’un hazırlayıp sunduğu Emeğin Gündemi programına katılarak kamuda taşeron işçilerin yaşadığı sorunlara dair önemli açıklamalarda bulundu.

Rahvancıoğlu “Kamuda taşeron işçilik on yıllardan beri devam eden bir sorundur. 1990’lı yıllardan sonra taşeron işçilik başladı. Günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün hükümetler bu uygulamayı devam ettirdi. Devletin neredeyse bütün kurumlarında taşeron şirketlerden hizmet alımları yapılıyor. Bunların en yaygın şekli temizlik, güvenlik hizmetleridir” dedi.

“Devlet Anayasa’ya aykırı hareket ediyor”

“Devletin gerektirdiği asli hizmetler kamu eliyle yürütülmelidir” ifadelerini kullanan Rahvancıoğlu, temizlik ve güvenlik hizmetinin taşeron şirketlerce yaptırılması anayasanın 120. Maddesine aykırı olduğunu, devletin Anayasaya aykırı hareket ettiğinin altını çizdi.

Devlet bu alanlara kamu emekçisi istihdam etmek yerine ihaleye çıkarak, işi taşeron şirketlere yaptırdığını belirten Rahvancıoğlu, kamuda çalışan taşeron işçilerin yaşadığı tüm sorunlar özel sektörde yaşanan sorunlarla oldukça benzer olduğuna dikkat çekti.

Rahvancıoğlu, kamudaki taşeron sisteminin sadece şirketlere yaradığını, devlet, taşeron şirketler gibi asalaklar yaratıp, işçilerle doğrudan bağ kurmadığını söyledi. Şirketlere kar sağlamak için kurulmuş bir düzen olduğu için, taşeronlaşmanın gittikçe yaygınlaştığını söyleyen Rahvancıoğlu, taşeron işçilerinin hem asgari ücretten az, hem de geç ödendiklerini, maaşları ve yatırımları asgari ücret üzerinden gösterildiğini ve çalışanların izin haklarının kısıtlandığını da söyledi.

“Kamu kaynakları kötü kullanılıyor”

Kamu kaynaklarının patronlara peşkeş çekmek için kullanıldığına vurgu yapan Rahvancıoğlu, işçiyi doğrudan istihdam etmek yerine taşeron şirketlere para yedirip kamu kaynakları kötü kullanılıyor açıklamasını yaptı. Rahvancıoğlu, taşeron sisteminin kamu yararına olmadığını, işçilerin güvencesiz ve mutsuz bir ortamda çalıştırıldıklarını belirtti.

“Üç basamaklı bir çözüm önerimiz var”

Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu olarak kamuda taşeron sistem için üç basamaklı bir çözüm önerilerinin olduğunu dile getirdi. Bir tanesinin ve esas olanın Anayasanın 120. Maddesinin gereğini yerine getirilip, kamuda taşeronun sıfırlanması olduğuna dikkat çeken Rahvancıoğlu, bundan zarar görecek olanın sadece asalak gibi geçinen taşeron şirketler olduğunu söyledi.

“Özel sektörde sendikalaşma”

İkinci çözüm önerisinin sendikalaşma olduğunu belirten Rahvancıoğlu, “Biz Bağımsızlık Yolu olarak, bunu tüm özel sekör için savunuyoruz. Sendikalaşma olursa çalışan hakları için büyük bir ilerleme olacaktır.” dedi.
İş Yasası’nın 23. Maddesi Uygulansın

Rahvancıoğlu, üçüncü çözümün ise “İş Yasası’nın 23. Maddesi’nde belirtilen “Devletin hizmet alımı yapacağı her şirketin çalışanlarının maaş ve yatırımları yapılıp yapılmadığını kontrol etmesi gerekir.” uygulanmasıdır. Bu da demektir ki devlet on yıllardır İş Yasası’na aykırı davranıyor.” açıklamasında bulundu.

“Taşeron şirketler maaş hesaplaması yapmayı bilmiyor”

Rahvancıoğlu, pandemi nedeniyle ihale açmayan Maliye Bakanlığı ile taşeron şirketler arasında yaşanan gerilim, ilk önce işçileri etkilediğinin altını çizdi. “Devletin ödemediği taşeron şirketler, işçilerini ödemeyince, işçiler aylarca maaşsız ve sigortasız kaldı. Taşeron şirketler devletten ödeme alamadığı için işi durdurdu. Daha sonra işçilerin maaşlarını İş Yasası’ndaki kuraldan habersiz hesaplayıp komik rakamlar belirliyorlar. İş Yasası’ndan bile habersiz şirketler devlet ihalelerine katılıyor.” ifadelerini kullandı.

“Dursun Oğuz genelgeyle ne diyor?”

Dursun Oğuz’un Maliye Bakanlığı döneminde, yayınladığı genelgede, 3 aylığına devlet kurumlarında temizlik ve güvenlik hizmeti yapacak işçiler sigortasız çalıştırılacak denildiğini belirten Rahvancıoğlu, “Bu durumda hem emekçi mağdur oluyor, hem de sosyal sigortalar dairesinin gelirleri azalıyor. Yatırım yapılmadığı için devlet kendi eliyle Sosyal Sigortaları batırıyor” dedi.









Başa dön tuşu