KıbrısManşet

İnsan Hakları Platformu ve Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi’nden Kişmir’e destek




İnsan Hakları Platformu ve Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi, gazetemizin yazarlarından Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen) Başkanı Ali Kişmir‘e, yazdığı bir yazıdan dolayı 10 yıl hapis öngörülen Ceza davası açılmasının, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, baskıcı denetime tabi tutulması veya sansürlenmesinin kabul edilebilir olmadığını vurguladı

Mahkemeler önünde gerçekleşecek eyleme herkesin destek vermesi için çağrıda bulunuldu

Evrensel Hasta Hakları Derneği, KUİR Kıbrıs Derneği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Mülteci Hakları Derneği, Pozitif Düşün İnisiyatifi, Sivil Toplum İnisiyatifi Derneği ve Üçüncü Toplum Forumu’ndan oluşan İnsan Hakları Platformu ve Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi, Basın-Sen Başkanı gazeteci Ali Kişmir aleyhine, “Askeri Suç ve Cezalar Yasası” kapsamında soruşturma açılarak, yargılanma süreci başlatılması konusunda ortak yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, 28 Şubat, Pazartesi saat 09.00’da Mahkemeler önünde gerçekleşecek eyleme destek verileceği ifade edilerek, her bir bireyin temel hakkı olan ifade özgürlüğüne önem veren herkese eyleme destek vermesi çağrısında bulunuldu.

“Siyasiler başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar, eleştiri ve sorgulamaya açık olması gerekir”

Açıklamada, siyasiler başta olmak üzere, kamusal figürler, devletin kurum ve kuruluşlarının; siyasi eleştiri ve sorgulamaya doğal olarak daha çok açık olması gerektiğine işaret edilerek, “Bu doğrultuda rahatsız edici, iğrendirici, hoş olmayan, şoka uğratacak ifadelerin dahi korunması, insan hakları bakımından gerekli ve demokratik değerler açısından kilit öneme sahiptir” denildi.

Bir süredir takip ettikleri ve kamuoyunun da bilgisine getirilen davaların, ciddi bir sorun olduğunun göstergesi olduğuna inanç belirtilen açıklamada, Basın-Sen Başkanı gazeteci Ali Kişmir’in yargılandığı davanın ülkede giderek büyüyen “ifade özgürlüğü hakkına tehdit” oluşturan davaların bir örneği olduğu görüşü belirtildi.

Bu dava gibi duruşma aşamasına getirilen pek çok başka dava olduğuna dikkat çekilen açıklamada, önceden benzer davalarda beraat kararı verilmiş olmasına rağmen “yasaklı kitap bulundurmak”, “yasadışı örgüt üyeliği”, “cumhurbaşkanına hakaret etmek”, “bankacılık sistemine olan güveni zedelemek” gibi maddeler altında açılan davaların bulunduğu anımsatıldı.

“AİHM kararları ışığında gazetecilerin cezai yaptırım riskiyle karşı karşıya bırakılması hak ihlali anlamı taşımaktadır”

Bu davalara örnekler de verilen açıklamada, şöyle denildi:

“İç hukukumuzun bağlı olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ışığında özellikle gazetecilerin ifade özgürlüklerinin cezai yaptırım riskiyle karşı karşıya bırakılarak kısıtlanması hak ihlali anlamı taşımaktadır. Bunun aksine insan hakları yükümlülükleri gereği gazetecilerin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları risklere karşı korunmaları devletin pozitif yükümlülükleri arasında yer almaktadır.

AİHM açık şekilde üst üste ürettiği içtihatlar ile günümüzde ifade özgürlüğünü riske atacak cezai yaptırım öngören yasa maddelerinin orantılılık ilkesi ışığında ifade özgürlüğü hakkı ihlali doğuran, demokrasiyi zedeleyen ve toplumlarda oto sansürü oluşturabilecek bir durum olduğunu kabul etmektedir. Lakin ülkemizdeki mevcut bazı yasal düzenlemeler ve siyasi baskılar; özgürlükleri hiçe sayan, insan haklarına aykırı soruşturma yürütülmesi ve ardından cezai yargılama yapılmasına zemin yaratmaktadır.”

“Basın özgürlüğünü korumak adına gereken önlemlerin alınması gerekir”

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUMAK ADINA GEREKEN ÖNLEMLERİN ALINMASI GEREK”

Geniş manada ifade, özelde ise basın özgürlüğünü korumak adına gereken önlemlerin alınması gerektiğine işaret edilen açıklamada, bu doğrultuda ilk adım olarak, hukuk sisteminde yürürlükte olup ifade özgürlüğü ile çelişen düzenlemelerin derhal değiştirilmesi gerektiği kaydedildi.

Bunun yanında gazetecilerin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları zorluklar tespit edilerek, devletin pozitif yükümlülükleri gereği korunmaları gerektiğine işaret edilen açıklamada,  şöyle denildi:

“İnsan Hakları Platformu ve Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi olarak ülkemizdeki demokrasi kültürünün zedelenmesine yol açan bu yönde kısıtlayıcı ve hak ihlali barındıran uygulamaların bir an önce son bulmasını talep eder, halihazırda süren davaları takip edeceğimizi ve yasal değişiklikler için aktif olarak çalışmalar yürüteceğimizi bildiririz.”









Başa dön tuşu