KıbrısKültür&SanatSürmanşet

Baraka “Little little into the middle” ilk temsilini yaptı




Baraka Tiyatro Ekibi’nin hazırladığı “Little little into the middle” adlı oyun, Dünya Tiyatro Günü’nde Barış Manço Parkı’nda seyircisiyle buluştu. Açık havada eğlenceli bir gösteri izleyen tiyatro severler, baharın gelişi ile birlikte Dünya Tiyatro Günü’nü de Baraka oyuncuları ile birlikte kutladı

Bir sonraki oyun 2 Nisan Cumartesi

Oyunun bir sonraki gösterimi 2 Nisan Cumartesi saat 16.00’da (4’te) Barış Manço Parkı’nda olacak. Dayanışma katkısı 10TL olarak açıklanan oyunun biletleri Khora Kitabevi’nde ve oyun günleri temsil yerinde bulunuyor ancak bu ekonomik krizde isteyenin oyunu beleş de izleyebileceği vurgulanıyor.

Oyun, güncel sorunlarımızı mizahi bir üslupla sahneye taşırken, hareketli müziklerinin yanı sıra folklorik ve modern danslarla da seyirciye mücadele neşesi vermeyi hedefliyor.

Oyun öncesi okunan Dünya Tiyatro günü Bildirisi ise şöyle:

Tüm dünya bir sahnedir.
Ve bütün insanlar
sadece birer oyuncu…
Girerler ve çıkarlar.
Bir kişi, bir çok rolü birden oynar.

Shakespeare’in de dediği gibi pek çok rolümüz var şu koca sahnede. Ezberlememiz ve oynamamız istenen, sorgulamadan, itiraz etmeden, değiştirmeden kabullenmemiz beklenen…

Önce kandırılan bir çocuk, ardından yenilikçi fikirleri önemsenmeyen bir genç, sonra emeği sömürülen bir emekçi, hakları ihlal edilen bir vatandaş, doğası bozulan bir insan, en sonda da tecrübeleri hiçe sayılıp yalnızlığa mahkûm edilen bir ihtiyar rolü biçiliyor bizlere.

Oysa sanat ve sanatçı her şeyden önce sorgulayan ve toplumu ileriye götürmeye çalışandır. Haksızlığa, baskıya, dayatmaya boyun eğmeyen; demokrasi ve barış istencini, toplumun çeşitli renkleriyle birlikte hayata bulaştırmaya çalışandır. “Ben” değil “biz” diyen, başkasının derdini de sahneye, melodiye, tuvale taşıyandır.

“Tüm sanatlar, sanatların en büyüğü olan yaşam sanatına katkıda bulunmalıdır” diyordu Bertolt Brecht. Bizler de tiyatroya gönül vermiş kişiler olarak eşit, adil ve özgür başka bir dünyanın mümkün olduğunu biliyor ve sanatımızı o güzel günlerin hizmetine sunuyoruz.

Bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, yeni tiyatro binaları yapmak, ülkemizin koşullarına uygun açık hava sahneleri düzenlemek yerine külliye yapmanın peşindeler. Özerk tiyatro yasası yapmak ve sanatı özgürleştirmek yerine sadece sanat severMİŞ gibi görünmenin derdindeler. Halkın refahına politikalar üretmek yerine zam üstüne zam yaparak ekonomik sıkıntıların bütün faturasını emekçi halka kesmekteler.

Tüm bunlara ses çıkarmamamız için bize bir ezber yaptırıp verdikleri rolleri oynamamızı bekliyorlar. Ama hayır! Ezberleri bozuyor ve bize biçilen rolleri kabul etmiyoruz! İnsanın sömürülmediği, doğanın talan edilmediği, savaşların olmadığı, kadınların baskı altına alınmadığı, kimsenin ırkı, cinsel yönelimi veya etnik kökeni sebebiyle ayrımcılığa uğramadığı özgür bir dünya için “yaşasın tiyatro, yaşasın hayat” diyoruz!

Tüm tiyatro emekçilerinin ve seyircilerinin 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.









Başa dön tuşu