KıbrısManşet

TESLİMİYET PROTOKOLÜ| Maviş: Ne işi var Din İşleri Başkanı’nın Tatar’ın yanında?






Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, AKP‘ye göre Kıbrıslıtürklerin ne yeterince Türk ne de yeterince Müslüman olmadığını, toplumun din algısının, yaşam biçiminin, hoşgörülü ve laik duruşunun hazmedilemediğini belirterek, ‘satın alma’ belgesine imza atanlardan hesap soracaklarını kaydetti

Maviş: Bizim gidecek başka bir ülkemiz yoktur, başka bir Kıbrıs da yoktur

Sendikaların bir araya gelerek oluşturduğu “Toplumsal Varoluş Platformu“nun, TC-KKTC arasında imzalanan sözde İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü hakkında halkın bilgilendirilmesi amaçlı düzenlediği basın toplantısında konuşan Maviş, Kıbrıslıtürklerin temel hak ve özgürlüklerinden, ifade ve düşünce özgürlüklerinden, laik yaşam biçiminden vazgeçmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Maviş, “Bizim gidecek başka bir ülkemiz yoktur, başka bir Kıbrıs da yoktur. Ülkemize sahip çıkacağız, kültürünün, kimliğinin ve varlığının devamı için mücadele edeceğiz. Protokole, ‘milli irade’ üst düzey kademede temsil edilmediği için çalışma yapılması gerektiğine dair madde koyuldu. Milli iradenin ne olduğunu anlamak için Ankara’ya bakmamız gerekiyor” dedi.

“Devlet Bahçeli küfür yağdırmıştı buraya”

Bu sözcüğün AKP jargonunda kullanılan bir terim olduğunu ve otoriteyi ifade ettiğini belirten Maviş, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın da milli irade anlayışının, ‘Ben Cumhurbaşkanıyım, Anayasa’dan da üstünüm, basın, spor kulüpleri ve herkes bana biat edecek’ şeklinde olduğunu vurguladı.

Maviş, “Buradaki millet iradesinden kasıt; bizim bağımsız kurumlarımızdır. Yani Yargı’dır, Anayasa Mahkemesi‘dir, Kamu Hizmeti Komisyonu‘dur. Ankara rejimi Kıbrıslıtürklerin, kendilerinin biçtiği kaftana uygun rol almasını istiyorlar. Karşı çıktığımızda olanları hatırlayın; Anayasa Mahkemesi’ne Türkiye’deki Bakan ağzına geleni söylemiş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli küfür yağdırmıştı buraya” dedi.

“Ne işi var Din İşleri Başkanı’nın Tatar’ın yanında?”

AKP’nin ülkemizde bağımsız kurumlarımızı istemediğini, Türkiye’de olduğu gibi dini siyasete aiet ederek oy devşirmek istediğini kaydeden Maviş, Din İşleri Başkanı’nın Atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın yanında kurdela kestiğini, gezilere gittiğini hatırlatarak, “Ne işi var Din İşleri Başkanı’nın Tatar’ın yanında?” diye sordu.

Maviş, “Din İşleri Başkanı’na doğrudan iç işlerimize ve siyasete müdahale edecek bir rol verilmesi talep edilmiştir. Konu Türklük ve Müslümanlık olunca, Kıbrıslıtürkler ne yeterince Türk ne de yeterince Müslüman’dır AKP’ye göre. Bizim din algımızı, yaşam biçimimizi, hoşgörülü ve laik duruşumuzu hazmedemiyorlar. Halbuki laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün de temelidir” dedi.

“Bunun altına imza atanlara, bu toplumun din algısına müdahale edenlere bunun hesabını soracağız”

Laik yaşam biçiminin ortadan kaldırılması durumunda, Kıbrıs’ın kuzeyinin benzeyeceği yerin Türkiye olduğunu vurgulayan Maviş, Türkiye’de insan haklarının ve ifade özgürlüğünün yerlerde süründüğünü, en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke olduğunu hatırlattı.

Maviş, “Bu protokol de bir satın alma belgesidir. Bunun altına imza atanlara, bu toplumun din algısına müdahale edenlere bunun hesabını soracağız. Öğretmenler sendikasının bir görevi de nitelikli öğretmen yetiştirmektir. Okulda öğrenciyi etkileyen en önemli unsur öğretmendir. Bu protokolde eğitim programlarının ‘milli şuura uygun’ hazırlanacağı ifade ediliyor. Barışçıl bir dille yeniden yazdığımız İlköğretim müfredatından, ayrımcılığa karşı duruşumuzdan, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni benimsememizden rahatsızlar” dedi.

“Atatürk Öğretmen Akademisi’ni tasfiye edeceğiz, bize yakın üniversite mezunlarını sisteme yerleştireceğiz”

Eğitim programlarının değiştirilmesinin de yetmediğini, ülkede birçok cami yapıldığını ancak içlerini dolduramadıklarını, Kur’an kursları düzenlediklerini ancak oradaki gençlerin de kendilerine biat etmediklerini belirten Maviş, şimdi ise eğitim sistemi içinde bir tohum ekilmek istenildiğini, o tohumu yeşertecek olan da öğretmen olduğu için öğretmenlerin laik duruşlarından rahatsız olunduğunu kaydetti.

Maviş, “O tohumu ekecek öğretmenin niteliğini değiştirmek istiyorlar. Diyorlar ki; ‘Öğretmenliğe giriş sistemi, rekabetçi, eşitlikçi ve geniş kitleleri hedef alan şekilde dönüştürülecektir’. Bunun karşılığı şudur; ‘Kıbrıs Türk toplumuna öğretmen yetiştiren Atatürk Öğretmen Akademisi‘ni tasfiye edeceğiz, bize yakın üniversite mezunlarını sisteme yerleştireceğiz’. Buna karşı çıkacak olan sendikaları da terbiye etmeye çalışacaklar, karşı çıkacak olan toplumu, görüş belirtecek olan aydınları ve gazetecileri de zindanlara atmayı öngörüyorlar” dedi.

“Tayyip Bey de gelse, Valisi de gelse, hepsi de toplanıp gelse bu coğrafya bu durumu da yenecektir”

Teslimiyet protokolünü kabul etmediklerini belirten Maviş son olarak şunları söyledi;

“Bizim gidecek başka bir ülkemiz yoktur, bu adaya kazık çaktık, Tayyip Bey de gelse, Valisi de gelse, hepsi de toplanıp gelse bu coğrafya bu durumu da yenecektir”









Başa dön tuşu