Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen) Başkanı Ali Kişmir, Bu protokolle yapılmak istenenin, “Küçük Türkiye’nin küçük Erdoğan’ını yaratmak” olduğunu vurgulayarak, ‘Biz sadece anamızın babamızın elini öğmek için eğiliz” dedi
Kişmir: İki ülke arasında değil Ankara’nın kendi kendine yaptığı bir protokoldür
Sendikaların bir araya gelerek oluşturduğu “Toplumsal Varoluş Platformu“nun, TC-KKTC arasında imzalanan sözde İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü hakkında halkın bilgilendirilmesi amaçlı düzenlediği basın toplantısında konuşan Kişmir, “mali iş birliği” denilen protokolün iki ülke arasında değil Ankara’nın kendi kendine yaptığı bir protokol olduğunu vurguladı.
Kişmir, “Bu protokolde, medya ve sosyal medya başta olmak üzere tüm iletişim araçlarında dezenformasyona karşı sınırlama yapılması isteniyor. Herhangi bir ülke başka bir ülkeden bunu isteyebilir mi? Ama adil olalım, bunu sadece Ankara istemiyor. Bu talep, Ceza Yasası‘ndaki değişiklik isteği de göz önünde bulundurulduğunda özellikle Ersin Tatar tarafından istenmektedir” dedi.
“Küçük Türkiye’nin küçük Erdoğan’ını yaratmak”
Bu protokolle yapılmak istenenin, “Küçük Türkiye’nin küçük Erdoğan’ını yaratmak” olduğunu vurgulayan Kişmir, talep edilen düzenlemelerin yapılması durumunda kimsenin eleştiri yapamayacağını belirtti.
Kişmir, “Türkiye’de bu oyuna gelindi. ‘Yetmez ama evet’ diyen birçok gazeteci meslektaşımız hapislerde çürüdü. Bazı insanlar sosyal medya gönderilerine sadece beğeni yaptığı için bile polis tarafından çağırılıyor Türkiye’de. Afrika Gazetesi‘nin linç edilmesi olayında başrol oynayan Mehmet İpek adlı kişi, Tatar’ın yanında geziyor. Bu örnek bile Tatar’ın bu konudaki duruşunun bir ıspatıdır” dedi.
“Bu ilhak politikasına karşı direneceğiz. Hiçbir demir parmaklık bizi korkutamaz”
Kendilerine dava açılan parti başkanlarının, sendikacıların, muhaliflerin ve gazetecilerin olduğunu hatırlatan Kişmir, hedefin Türkiye’deki modelin adanın kuzeyinde de uygulanması olduğunun açık olduğuna işaret etti.
Kişmir, “Herkesin içinde bir korku başladı. Herkesin ailesi var. Alışık olmadığımız baskılarla karşılaşınca insanlarımız ürkmeye başladı. Bilişim Yasası da gündemdeydi bir dönem, biz Basın-sen olarak Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştık konuyu. Bu protokolle ilgili olarak da öncü olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu ilhak politikasına karşı direneceğiz. Hiçbir demir parmaklık bizi korkutamaz. Mesleştaşımız Ahmet Şık’ın da dediği gibi; ‘Biz sadece anamızın babamızın elini öğmek için eğiliz” dedi.
