Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, kamu çalışanlarının maaş artışlarının dünden bu yana bilinçli şekilde çarpıtılarak, kamu-özel emekçileri arasında yaratılmak istenen ayrımcı yaklaşma tepki gösterdi, sömürü düzenin devamı için emekçilerin birbirine kırdırılmak istendiği konusunda uyardı
Bengihan: Herkesin torpil ya da partizanlıkla kamuya alındığı algısı yaratılıyor
Yazılı açıklama yapan Bengihan, kamu görevlilerinin maaşlarıyla ilgili baremlerin kamuoyunda paylaşılmasıyla kamu görevlilerinin hedef pozisyonuna sokulduğunu ve özel sektör emekçileriyle karşı karşıya getirilmek istendiğini vurguladı.
UBP zihniyetlerinin son dönemde yandaş atamalarının basına yansıması nedeniyle, kamuda görev yapan herkesin torpil ya da partizanlıkla bulundukları yere getirildiği algısının olduğunu belirten Bengihan, alınan maaşların da bu yüzden büyük tepkiye neden olduğunu ancak bunun doğruyu yansıtmadığını kaydetti.
“Açıklanan rakamlar brüt rakamlardır ve hayat pahalılığının yüzde 56.76 çıkması kamu görevlilerinin suçu değildir”
Kamuoyuna duyurulan barem/maaş skalalarında görünen rakamların “brüt” rakamlar olduğunun altını çizen Bengihan, kamu çalışanlarının bu rakamların içinden birçok özel sektör patronunun vermediği “yüzde 37” oranında vergi ödediğini, ayrıca İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigorta primlerinin de yine yayınlanan rakamlar üzerinden ödendiğini belirtti.
Bengihan, “Maaşlara yasal olarak yansıtılmak zorunda olunan hayat pahalılığının yüzde 56.76 çıkması kamu görevlilerinin suçu değildir. Bu hem TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi hem yanlış ekonomi politikaları hem de hükümetin yapmadığı denetimsizlik nedeniyle yüzde 300 zam yapan tüccarların yarattığı bir pahalılıktır. Aslında yapılan yüzde 56.76’lık artış bir maaş zammı değil, hayat pahalılığına karşı alım gücünün korunmasıdır” dedi.
“Bu algıyı yaratmak isteyenler sermaye sahipleri ve onların korumacılığını üstelenen hükümettir”
Hayat pahalılığının yüzde 56.76 olmasına rağmen, kamu çalışanlarına yansıtılan bu farkın aslında brüt maaşlara yansıtıldığı ve içinden vergi ve yatırımlar düşüleceği için alım gücünün hayat pahalılığı karşısında yine de korunmadığına dikkat çeken Bengihan, kamu ile özel sektör emekçileri arasındaki maaş farkının sorumlusunun kamu görevlilerinin suçu gibi gösterilmesine tepki gösterdi.
Bunun bilinçli bir politikanın ürünü olduğunu savunan Bengihan, bu algıyı yaratmak isteyenlerin de ülkedeki sermaye sahipleri ve onların korumacılığını üstelenen hükümet olduğunu vurguladı.
“20 yaşındaki çocuklarına 3 milyonluk araba alan patronlar, çalışanlarını açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm ediyor”
Bengihan çalışanlarını açlık sınırı altında bir yaşama mahkûm eden sermaye sahipleriyle ilgili de şunları söyledi;
“Henüz 19-20 yaşındaki çocuklarının altına 3 milyon TL’lik araba çekerken, yanındaki çalışanına yüzde 56.76’lık hayat pahalılığını bile vermeyi reva görmeyen patronlar, emekçilerin açlık sınırı altında yaşamasını reva görüyor. İşte asıl bu zihniyeti reddetmemiz ve tepki koymamız gerekir. Bugün özeldeki emeğin sömürülmesinin alım gücünün düşürülmesinin sorumlusu kamu çalışanları değil, patronlar ve onların adeta kölesi haline gelmiş hükümetlerdir”
“Algı oyunlarıyla sömürü düzeninin üstü örtülmeye çalışılıyor”
Kamudaki maaş baremleri üzerinden özelde çalışanların kamu çalışanlarına karşı öfke duymasına yönelik bir çabanın olduğunun gayet açık olduğunu belirten Bengihan şunları kaydetti;
“Özel sektörde çalışanlara ve asgari ücret alanlara hayat pahalılığı oranında artış yapılması yerine maalesef çalışanları birbirine düşman ederek sömürü düzeninin üstü örtülmeye çalışılmaktadır”