KıbrısManşet

Genç: Siz fakirsiniz, biz size su gönderiyoruz, burada bir şey olursa sizi Tatar da kurtaramaz




Türkiye’de düzenlenen ve amacı yıllardır sorgulanan “gençlik kamplarında” yaşananlarla ilgili hükümet kanadının “görmezden gelme” taktiği devam ediyor. Turizm Bakanlığı’na bağlı Gençlik Dairesi’nin düzenlediği Kastamonu kampına çocuklarını gönderen ailenin anlattıkları ise kampların amacı hakkında bilgi veriyor

Genç: Bize bunun bir ‘gezi kampı’ olacağı söylendi

Özgür Gazete’ye konuşan Mağusa bölgesinde ikamet eden baba Emir Genç, 16 yaşındaki oğlunu gönderdiği Kastamonu’daki kampın duyurusunun bölgedeki muhtarlık tarafından yapıldığını, herhangi bir ücret ödemeden çocuklarının devlet gözetiminde yapılacak olan bu kampta keyifli bir yaz geçirmesi için de izin verdiklerini anlattı.

Baba Genç, “Bize bunun bir ‘gezi kampı’ olacağı, çeşitli aktivitelerle çocuklarımızın sosyalleşeceği söylendi. 16 Temmuz’da gittiler, 22 Temmuz’da döndüler. Giderken bize ya da çocuklara da herhangi bir yazılı program verilmedi” dedi.

“Çocuklar adeta dağ başında ıssız bir yere götürüldü”

Çocuklarını havaalanına götürdüklerini ve orada bulunan öğretmenlere teslim ettiklerini, yaklaşık 40 civarı erkek çocuğunun kampa gittiğini anlatan baba Emir Genç, kapın ilk gününden itibaren sıkıntıların başladığını öğrendiklerini belirtti.

Kastamonu bölgesinde ormanlık bir alanda başlayan kampta, çocuklara organizasyonu yapanlar tarafından verilen yemekler dışında herhangi bir alışveriş imkânı tanınmadığını, acıkan ya da canı başka şeyler yemek isteyen çocukların bir şeyler alabileceği bir mekânın bulunmadığını anlatan Genç, “Çocuklar adeta dağ başında ıssız bir yere götürüldü” dedi.

“Komando marşıyla kahvaltıya…”

Çocuklarının verdiği bilgiye göre, kampın ilk iki günü alandan dışarı çıkarılmayan çocukların, üçüncü gün çarşıya çıkarılarak market alışverişi yapmalarının sağlandığını kaydeden baba Emir Genç, sabahları 07.00’da kaldırılan çocukların komando marşıyla yürütülerek kahvaltıya götürüldüğünü de söyledi.

Genç, “Çocuğum bana dedi ki; ‘Baba bizi komando marşıyla odadan kahvaltı yerine kadar asker gibi yürüttüler. Bütün gün de kampın içinde esir gibi kaldık’. Bunları duyduğumda kaynar sular başımdan aşağı döküldü. Biz çocukları esir kampına mı göndermiş olduk?” diye sordu.

“TC bayrağı çizeceksiniz”

Çocuklarının, akşamları da “aktivite var” diye kendilerini topladıklarını, sahneye imam olduğu düşünülen birinin çıkıp Kur’an okuduğunu anlattığını belirten baba Genç, sadece kamp alanındaki mutfak kapısında asılı duran kamp programında dahi böyle bir din eğitiminin yazmadığını söyledi.

Genç, “Çocuklara resim dersi verilecek diyerek resim çizmeye götürmüşler. ‘Türkiye bayrağı çizeceksiniz’ demişler. Bizim çocuklar da ‘Biz KKTC bayrağı çizeceğiz’ deyince kızmışlar. Ertesi gün de çizilen resimleri sergiledikleri yerde bizim çocukların çizdikleri bayrakları çöpte görmüşler” dedi.

“Siz Kıbrıs’ta fakirsiniz, biz size su gönderiyoruz, burada bir şey olursa sizi Tatar da kurtaramaz”

Çocuklarının, kamptaki hocalardan birinin bayrak tartışması sırasında “Siz Kıbrıs’ta fakirsiniz, biz size su gönderiyoruz, göndermezsek b.kunuzda boğulursunuz, burada bir şey olursa sizi Ersin Tatar da kurtaramaz” dediğini anlatan baba şunları belirtti;

“Ben aradım bu bahsi geçen hocayı, hesap sordum. Biz öyle şey söylemedik dedi ancak beni ikna edecek açıklama yapamadı. Bakanlığa da şikâyet edeceğim. Kimse çocuğunu göndermesin, benim için ilk ve sondu” dedi.

Gün içinde aktivite olarak sadece futbol ya da voleybol oynayan çocukların, bazı günler kamptaki öğretmenleri bile hiç görmeden günü geçirdiklerini belirten baba Emir Genç, çocukların adaya döneceği son gün bir AVM’ye götürülerek alışveriş imkânı verildiğini anlattı.

Özel Haber/Pınar Barut









Başa dön tuşu