Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Nevzat Özkunt, devletin gelirlerini artırmak için, vergi vermeyen, aşırı servetleşen, ülkenin rantından gelir elde eden, her türlü avantasından beslenen kesimlerden “sosyal adalet” adına bu avantaların bedelinin tahsil edilmesi gerektiğini söyledi
Özkunt: Kargalar bile güler hallerine
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özkunt, hükümetin kanayan yaraya neşter vuramadığını, yaranın büyük, ameliyatın şart ve pansumanla kapanacak gibi olmadığını söyleyerek, maaşlardan kesinti kararnamesinin geri çekildiğini hatırlattı.
Özunt, “Anlaşılan KKTC Merkez Bankası’ndan 2023 yılı kârından avans kullanma yoluna gidiyorlar. Yani olmayan bir parayı gelecekte elde edeceği muhtemel gelire mahsuben bankadan çekiyor. Bu pansuman yarayı kapatmaz. Önce olumsuz icraat, sonra bu icraat iptal edilince kamuoyuna olumlu bir icraat yapmış gibi yansıtıyorlar bunu. Kargalar bile güler hallerine” dedi.
“Hiçbir dönemde bu kadar şaibeli ve liyakatten yoksun yöneticiler olmamıştı”
Oysa kalıcı olarak devletin gelirlerini artırmak için, vergi vermeyen, aşırı servetleşen, ülkenin rantından gelir elde eden, her türlü avantasından beslenen kesimlerden “sosyal adalet” adına bu avantaların bedelinin tahsil edilmesi gerektiğini kaydeden Özkunt, hükümetin bu çevrelere göbekten bağlı olması ve nemalanması nedeniyle bunu yapmasının mümkün olmadığını, “dostlar alışverişte görsün” misali ülkeyi yönetiyor gibi yapacaklarını söyledi.
Özkunt, “Ülkeyi kimin yönettiği ise bellidir. Demokrasi ve irademiz Türkiye’deki tek adam rejimine teslim edilmiştir.
Öte yandan kamuda hiçbir tasarruf tedbiri uygulamamaya, siyasi atamalar yapmaya ve yandaşlarına ulufe dağıtmaya devam edecekler. Kokuşmuş düzenin çarkını bu şekilde döndürecekler. Hiçbir dönemde bu kadar şaibeli ve liyakatten yoksun yöneticilerin olduğu ve yolsuzluğun arsızlığın bu kadar ayyuka çıktığı bir devir daha yaşanmamıştır. Bu ülkede artık tuz kokmuştur” dedi.
“Sosyal adalet ve sosyal devlet istiyor muyuz dostlar?”
Özkunt şöyle devam etti;
-Rayından çıkarılan Kıbrıs konusu, Türkiye’nin arka bahçesine ve toplumsal yok oluş sürecine halkımızın hapsedilmesi
-Plansız yapılaşma
-Çöken sağlık ve eğitim sistemi
-Kıb-tek’teki usulsüzlükler, Kıb-tek üzerinden elde edilen rant
-Denizler ve dere yatakları lağıma boğulmuş
-Çevre tahribatı adanın her yerinde
-Çöken ekonomi, TL kullanımı ve enflasyon nedeniyle her gün fakirleşmekte olan halk, kapanan iş yerleri ve işsizlik
-Denetimsiz bir pahalılık
-Her yerde yolsuzluk, iltimas, rüşvet ve hukuksuzluk
-Gençler sürekli göç yollarında
-Kara para ,mafya ülkede cirit atmakta
-Üzerimizde kurulmaya çalışılan dini baskılar ve toplumsal yapımıza hadsizce yapılan müdahaleler
-Kısıtlanmaya çalışılan demokrasi, ifade ve seyahat özgürlüğümüz ve de-facto devletin çöküşü.
Bu yapı ile yukarıdaki sorunların hiçbirine çözüm bulunamayacak. Sosyal adalet ve sosyal devlet istiyor muyuz dostlar?
Buna halkımızın karar vermesi ve bu kokuşmuş düzeni yaratanların halk tarafından görevden alınıp, suçluların hapislere gönderilmesi, toplumumuzun harekete geçmesi ile mümkün olabilir ancak”